Şırnak'ın Cizre ilçesinde 27 Ağustos'ta polis saldırısıyla meydana gelen çatışma ve sivil ölümlere ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), hazırladıkları raporu dernek binasında yaptıkları basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaştı. Rapor sunumu öncesinde kısa bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, Kürdistan'da yaşanan sivil katliamların bir an önce sonuçlanması gerektiğini söyledi. Cizre'de yaşamını yitirenlerin tamamının hedef gözetilerek ve keskin nişancılar tarafından tek kurşunla başlarından vurulduğunu ifade eden Bilici, katliamlarla devletin bir yere varamayacağını bilmesi gerektiğini ve bir an önce Kürdistan'daki katliamlara son vermesi gerektiğine vurgu yaptı. Bilici, "Sokağa çıkma yasağı ve fiili OHAL uygulamaları var. Yaşam hakkının hiçe sayıldığı ve can güvenliğinin olmadığı, insanların haber alma hakkının engellendiğine yönelik ihlaller var. Çatışmayla ve savaşla hiç sonucun elde edilemeyeceği, son 30-40 yıldır yaşanan tecrübelerle ortaya çıkmıştır" dedi.
'Siviller tek kurşunla katledildiler'
Hazırlanan Cizre raporunu TİHV Diyarbakır Temsilciliği adına Barış Yavuz okudu. Cizre ilçesi Nur Mahallesi'nde 27 Ağustos'ta mahallede bulunan Garnizon Komutanlığı'ndan keskin nişancılar tarafından açılan ateş sonucunda 2'si çocuk 4 sivil yurttaşın yaşamını yitirdiğini söyleyen Yavuz, yaşamını yitiren sivil yurttaşların, özel hareketler tarafından infaz edildiğini dile getirdi. Yaşamını yitiren, Baran Çağlı (7), Mehmet Emin Yanaş (10), Eyüp Ergen (30) Mesut Sanrı'nın (39) hedef gözetilerek vurulduklarını belirten Yavuz, katledilen sivillerin otopsi sonuçlarından anlaşılacağı üzere tüm yurttaşların başlarına aldıkları tek kurşunla yaşamlarını yitirdiklerinin tespit edildiğini söyledi.
'Baran'ı bakkala göndermiştim'
Raporda anlatımına yer verilen Cizre'de katledilen 7 yaşındaki Baran Çağlı'nın babası Kasım Çağlı, olayların yaşandığı sırada oğlunun yanında olduğunu, onu bakkala gönderdiğini söyledi. Çok geçmeden bir patlama sesi ve kalabalık sesinin geldiğini dile getiren Çağlı, olayın yaşandığı yere gittiğinde etraftakilerin oğlunun öldüğünü söylediklerini aktardı. Çağlı, "Kucağıma alıp, bir arabaya bindim. Ve hastaneye gittim. Zaten ölmüştü. Otopsi raporu çıktı. Sol kulağının altında mermi girmiş, sağ kulağının üstünde çıkmıştı" ifadeleriyle Çağlı'nın vurulma anını anlattı.
'Delilleri yok etmek istediler'
Raporda, sağlık çalışanı Eyüp Ergen'in abisi Hacı Ergen'in anlatımına da yer verilirken, Ergen kardeşi katledildiği sırada kültür merkezi inşaatının olduğu tepede özel hareket timlerinin konumlandığını söyledi. Kardeşine de özel hareket timlerinin bulunduğu kulübeden ateş açıldığını söyleyen Ergen, kardeşinin hedef alınarak katledildiğini ifade etti. Ergün. "Eyüp'ün içinde vurulduğu aracı, akşam 20.30 civarında yakıyorlar. Delilleri yok etmek için yaktılar. Araç sahibine de, 'gel bu tutanağı imzala' demişler. Tutanakta; 'KCK onu öldürdü aracı yaktı' diye yazılıyormuş. 'Tutanağı imzalarsan sana yardımcı oluruz, araç da alırız' demişler. Arkadaşı da kesinlikle bunu kabul etmediğini, 'dünyayı başıma bile yıksanız imzalamayacağım ve gerçekleri dile getireceğim' deyip imzalamamış" dedi.
'Cizre kaymakamına göre ölenler azmış'
Heyetin Cizre Kaymakamı Ahmet Adanur ile yaptığı görüşmede ise Adanur ile yapılan görüşme ise rapora şöyle yansıdı: "Kimseye bir şey olmasını istemiyoruz. Bu tür olayların yaşanmaması, bu tür saldırıların olmamasına bağlıdır. Biz de keskin nişancılar diye bir şey yok. Son 15 gündür Cizre'de hiçbir olay olmuyordu. Daha çok sivil ölmüyorsa, bu emniyetin tutumundan kaynaklıdır. Yoksa siviller daha fazla ölürdü. Eninde sonunda bu sokakları açacağız. Bu ölenlerin, çocuklar için demiyorum ama diğerlerini sivil olduğunu bilmiyoruz."
Yapılan tespitler ise raporda şöyle sıralandı:
*Sivil yurttaşların, güvenlik güçleri tarafından yargısızca infaz edildikleri şüphesi heyetimizde kuvvetli bir şüphe oluşturmuştur.
*Araçları taranan yurttaşlara güvenlik güçleri tarafından, saldırının PKK militanları tarafından gerçekleştiğine dair tutanak imzalatılmak istendiği görgü tanıklarının beyanları ile tespit edilmiştir.
*Heyetimiz, sivil yurttaşların tehdit içeren durum ve olaylar karşısında, anayasal bir hak olarak güvenlik güçleri tarafından korunmadığını, aksine hedef gözetilerek infaz edildiği, ardından da delilleri karartmaya yönelik bir yaklaşım içerisinde olduğu kanaatine ulaşmıştır.
*Heyetimizce yapılan tespit ve incelemeler sırasında kendileri ile görgü tanıklarının, ateş edildiği belirtilen yer ile sağlık personeli Eyüp Ergen'nin yaşamını yitirdiği yer arasındaki mesafe 700 metre olarak heyetimizce tespit edilmiştir. Bu nedenle 700 metrede etkili olabilecek silahların devlet envanterinde bulunan kayıtlar arasında bulunup bulunmadığına yönelik kamuoyu ile paylaşılması heyetimizce önerilmektedir. Bu halde etkin bir soruşturmanın önemli bir deliline ulaşılması sağlanabilecektir.DİHA
Güncelleme Tarihi: 03 Eylül 2015, 15:41
Cizre raporu: 4 sivil de keskin nişancılar tarafından vuruldu
HD ve TİHV 27 Ağustos'ta Cizre'de yaşanan olaylarla ilgili hazırlanan raporu kamuoyu ile paylaştı. Raporda Cizre'de yaşamını yitiren 4 yurttaşın da Garnizon Komutanlığı'ndan hedef gözetilerek ve keskin nişancılar tarafından tek kurşunla başlarından vurulduğu açıkça yer aldı. Cizre Kaymakamı ise "Daha çok sivil ölmüyorsa, bu emniyetin tutumundan kaynaklıdır. Yoksa siviller daha fazla ölürdü" sözleriyle sivil ölümlerini savunmaya çalıştı.