Cizre için hükümetin temsilcisi ‘Olağanüstü bir durum yok’ derken, devletin temsilcisi Cizre’deki savaşı durdurmak için yola çıkan heyeti kastederek ‘Kimsenin huzurunu bozmaya hakkınız yok’ dedi. Yine aynı şekilde yandaş gazeteler, televizyonlar ‘Sivil ölümü yok’ diye haberler yaptı. Cizre’de savaşın tanıkları ve mağdurlarıyla konuştuk.
BİR BABANIN KAN İZLERİ
Cizre güne, düne nispeten daha sakin uyandı. Evleri, iş yerleri ağır silahlarla zarar görmüş yurttaşlar savaşın izlerini silmeye çalışıyor. Savaşta en çok zarar gören Nur Mahallesi’ndeyiz. Ağır silahlarla saldırılan mahallede zarar görmemiş tek bir ev dahi yok. O evlerden birine giriyoruz. Evde hummalı bir temizlik var. Halılar toplanmış, yerler yıkanıyor. 14 yaşındaki Helin karşılıyor bizi. Elimizden tutup evinin önünde vurulan babasının kan izlerini gösterip başlıyor anlatmaya: “Savaş başladığı sırada odamda ders çalışıyordum. Abimin 1.5 aylık bebeği de odamda uyuyordu. Birden silah sesleri gelmeye başladı. Bebeği alıp odamdan çıktım. Hepimiz bir odaya doluşup korku içinde silah seslerinin durmasını bekledik.”
BUNLARI YAŞAMAMIZA SEBEP OLAN CUMHURBAŞKANI
Silah sesleri durunca 70 yaşındaki babasının abdest almak için aşağı indiğini anlatıyor elleri titreyerek ve devam ediyor: “Babam aşağı indikten 5 dakika sonra önce silah sesi, ardından da babamın çığlıklarını duyduk. Hemen aşağı koştuk. Babamın bacağı kopmuş, kanlar içinde yatıyordu. Hemen içeri aldık. Merdiven altındaki duvarı kırıp babamı oradan yandaki eve geçirdik. Gerisini hatırlayamıyorum. Hatırlamaya çalıştıkça korkudan ellerim titriyor. Babam şimdi yoğun bakımda. Bizim bunları yaşamamıza sebep olan Cumhurbaşkanı savaş zamanında sadece 1 gün burada olsaydı anlardı bizi. Bu kadar çocuk daha hiçbir şeyi görmeden savaşı gördü. Biz sadece barış istiyoruz.”Evrensel
Güncelleme Tarihi: 16 Eylül 2015, 10:09