Diyarbakır’da, üç yıl önce Özgür Arda adlı genci öldüren polis hakkında “taksirle öldürme” suçundan verilip daha sonra ertelenen 1 yıl 4 ay 20 günlük hapis cezası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na çarptı. Başsavcılık, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’ne gönderdiği görüşünde, Arda’nın taksirle değil, kasten öldürüldüğünü belirterek, sanık polise 20 yıldan 25 yıla kadar ceza verilmesi için kararın bozulmasını istedi. Savcılık görüşünde, “Atış sonucu maktulün isabet alıp ölmesinin öngörülebilir bir durum olduğu” belirtildi.
Diyarbakır’da 22 Aralık 2012’de uyuşturucu ticareti yapıldığı ihbarı üzerine harekete geçen polis, saat 19.30 sularında Suriçi’ne gitti. Altı-yedi kişilik bir grubun yanına yaklaşarak, kimlik kontrolü yaptı. Bu sırada 30 yaşındaki Özgür Arda koşmaya başladı. Arda’nın ardından polis Mehmet Fatih Korkmaz, Yusuf Kaya ve bir grup polis kovalamacaya katıldı. Hambeli Sokağı’na gelindiğinde Korkmaz’ın silahından çıkan mermi, Arda’nın sırtından girip kalbine saplandı. İnceleme sırasında bir polis, Arda’nın düştüğü sokaktaki tek katlı bir evin yerden 3.5 metre yüksekliğindeki damına çıkarak, içinde mermi bulunmayan bir kurusıkı silah buldu. Silah, Arda tarafından dama atılmış olabileceği iddiasıyla dosyaya konuldu.
Polis Korkmaz, tutuksuz yargılanmak üzere salıverildiği 5. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki sorgusunda “Arda’nın kovalamaca sırasında bir iki kez elini beline attığını ve silah çıkarıp gösterdiğini fakat ateş etmediğini” iddia etti. Silahı görünce uyarı için havaya bir el ateş ettiğini, sendeleyip yere düştüğünü ileri süren Korkmaz, “O sırada bir el silah sesi geldi. Bu silah sesinin benim tabancamdan mı, yoksa başka bir tabancadan mı geldiğini anlamadım. Benim silahım patlamış olabilir ancak kesinlikle şahsı hedef alarak ateş etmedim” dedi. Korkmaz’ın arkasındaki polis Yusuf Kaya, Arda’nın elinde silah gördüğünü ileri sürerken “Yaralanmadan önce herhangi bir yere attığını görmedim” diye konuştu. Aynı kovalamacaya katılan polislerden Erhan Arslan, Mustafa Atizler ve Ufuk Sarı ise Arda’da silah olmadığını kaydetti. Ayrıca Arda’nın vurulmasından önce kovalamaca sırasında çekilen kamera görüntülerinde, kurbanın elinde silah bulunmadığı ve elini beline götürmediği, yalnızca geriye dönüp baktığı anlaşılıyordu. Korkmaz’ın da Arda’nın geriye dönüp baktığı an tetiğe bastığı görülüyordu.
Arda’nın ölümü sonrası polis Korkmaz hakkında ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Tutuksuz olarak yargılanan Korkmaz’a, yargılama sonunda, “sınırın aşılması suretiyle taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası verildi. Daha sonra bu ceza, sanığın suç işlemeyeceğine kanaat getirilerek, ertelendi. Gerekçeli kararda, sanık polisin maktule durması konusunda uyarıda bulunduğu ve gerekli prosedürü yerine getirdiği savunuldu.
YARGITAY SAVCILIĞI: ÖLÜMÜ ÖNGÖREBİLİRDİ
Arda Ailesi’nin itirazı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı tebliğnamesinde kararın bozulmasını istedi. Tebliğnamede sanık polisin, 2911 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda düzenlenen “ölçülülük” kuralını bilerek aştığı savunuldu. Korkmaz’ın taksirle değil, kasten hareket ettiği belirtilerek, “Atış sonucu maktulün isabet alıp ölmesinin öngörülebilir bir durum olduğu” belirtildi. Korkmaz’a “olası kastla öldürme” suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar ceza verilmesi amacıyla yerel mahkemenin kararının bozulması istendi. Dosya, Yargıtay 12. Ceza Dairesi’ne gönderildi.
AİLENİN AVUKATI: SABIKASI OLMASA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILACAKTI
Arda ailesinin avukatı Emre Sever, polisin hakkında "kasten öldürme" suçundan dava açan savcının yargılamanın sonunda "taksirle öldürme" suçundan ceza istediğini hatırlattı. Yargılama sonunda, sanık polisin geçmişteki bir sabıkası nedeniyle hakkında erteleme kararı verildiğini belirten Sever, "Şayet sabıkası olmasaydı hükmün açıklanmasının geriye bırakılması yönünde karar verilecekti. Eğer böyle olsaydı karara itiraz bile edemeyecektik. İki yıl sonra haklılığımız anlaşıldı. Biz kararın bozulup kasten öldürme suçundan ceza verileceğini umuyoruz" dedi.Radikal
