Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yapılan saldırılarla ilgili soru üzerine Başbakan Davutoğlu, saldırıyı kınayarak, saldırıların herhangi bir partiye değil, bütün partilere ve demokrasiye yapıldığını söyledi.
“Medyada paralel yapıyla alakası olduğu belirtilen kimi yayın kurumlarına birtakım kısıtlamalar getirileceğine dair yorumlar, haberler yer alıyor. Sizin düşünceniz, görüşünüz nedir?” sorusu üzerine Davutoğlu, “Hayır, böyle bir şey söz konusu değil. herhangi planlanmış bir şey de yok. Zaten dikkat ederseniz bu yapıların yayın organları 17-25 Aralık’tan bu yana da yayınlarını sürdürdüler” diye konuştu.
Kandil’de KCK yetkilileriyle görüşen İmralı Heyeti’nin ''Öcalan'a tecrit uygulanıyor'' açıklamasıyla ilgili ise “herhangi bir tecrit yok” dedi.
Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:
HDP’ye saldırılar
“HDP ile MHP’nin aynı çizgide buluşacağını düşünebilir miydiniz. Demirtaş ve HDP yöneticileri diyor ki ‘saldırıyı yapanlar MHP işareti yapıyorlar ama muhtemelen onlar değildir, MHP açıklama yapsın AK Parti yapmıştır bu saldırıyı.’ MHP de cevap veriyor, ‘biz yapmadık AK Parti yaptı.’ Nereden biliyorsunuz, elinizde hangi delil var, AK Parti niye böyle bir şey yapsın.
“Bir kere iktidardaki partinin en çok gözeteceği husus seçimlerin suhuletle yapılmasıdır. Hemen Kılıçdaroğlu, daha olayı öğrenir öğrenmez ‘iktidar partisi yapmıştır’ diyor. Bütün bunlar dahi, bu tür saldırıların nasıl provokatif amaçlı kullanılabileceğinin işareti.
“Buradan bütün partilere sesleniyorum, gelin hep beraber, şiddet eylemlerine veya seçim sürecini tehlikeye sokacak her türlü eyleme karşı ortak tavır alalım. Bu tavır her konuda olabilir. Biz bu konuda her türlü işbirliğine hazırız. Ama iktidardaki parti olarak, şiddeti bizim yönlendirdiğimiz gibi bir kanaat, akla da mantığa da izana da aykırıdır. Bu konuda bir delil olmadan suçlama yöneltilmesi de şimdiden seçim yenilgilerine mazeret aramaktır. Seçimde yenilecekleri kesin.”
Koalisyon tartışması
“Hayır, bizim parti içinde hiç kimsenden böyle bir şey gelmedi. AK Parti içinde birisi böyle bir şey söylesin, ben önce ona sorarım, ‘nereden çıkartıyorsun bunu’ diye. AK Parti içerisinde hiçbir şekilde, hiçbir zeminde ‘azınlık hükümeti kurabiliriz’ gibi bir ifade söz konusu olmadı.
“Biz CHP, MHP, HDP değiliz. Bizde bir parti disiplini var. Bir tek milletvekilimiz ya da adayımız, böyle bir şey söylese ben önce ona sorarım, o zaman siyaset yapmayacaksın. Azınlık hükümetine razı olan birisi bizden değildir. Yani bizden değildir derken, hatayen bir şey söyleyebilir ama bizimle siyaset yapan azınlık hükümetine, koalisyonuna falan razı olmaz. Eğer 12 yıl böyle bir şeyi kabullenmiş olsaydık iktidarımızı sürdüremezdik. AK Parti iddia partisidir, öznedir. AK Parti’de siyaset yapan herkes en zor şartta dahi o iddiasını sürdürür.”
“Seçim yaklaşırken çok tartışmak istemem. Nihayet bizim motivasyonumuz hangi rakam olursa olsun, yüzde 55 oldu ’60 niye olmasın’ deriz, yüzde 65 oldu ’70 niye olmasın’ deriz. Bizim için bir üst limit yok. Biz CHP değiliz. Başarı kıstası iktidar olmaktır. Şu anda elimizdeki anketlerde, bu konuda bir sıkıntı görmüyoruz. Bir sıkıntı görmüyoruz ama oyumuzu daha yukarı çekip, hedefimiz en güçlü iktidarı oluşturmak.
Seçim güvenliği
“Seçimi Türkiye’de YSK yönetir. Yüksek Seçim Kurulları, onlar karar verir. Seçim sandığının başında AK Parti’li yetkililer yok. AK Parti’li bir kişi varsa bütün diğer partililerden de bir kişi var, hepimiz oraya eşit şartlarda gidiyoruz.
“Şimdiden iki şeyi yapmak istiyorlar, seçim yenilgilerine mazeret bulmak, halkı sokağa dökmek. Şimdiden uyarıyorum, demokrasi mücadelesi vereceklerse seçime razı olacaklar. Halkı sokağa dökmeye çalışan, 7 Haziran akşamı, 8 Haziran akşamı hiçbir şekilde herhangi bir taviz vermeyiz. Kim sokağa dökmeye çalışırsa her türlü güvenlik tedbiri alınır. Türkiye’de seçimler kaos çıkarmak için yapılmıyor. Türkiye’de seçimler, istikrar sağlamak için demokratik istikrarı sağlamak için yapılıyor.”
Öcalan’a tecrit ve çözüm süreci
“Tecrit kavramı, bir mahkum için kimseyle ilişki kuramamasıyla ilgilidir, avukatıyla da görüşür, eğer sağlık durumu varsa her türlü hukuki bakımdan görüşmeyi yapar, herhangi bir tecrit yok. Ama eğer siyasal görüşme yapacaklarsa, bu gidenler herhalde ‘haliniz nasıl’ diye sormaya gitmiyorlar, o zaman silahsızlanmayla ilgili atılması gereken adımı atsınlar, silahsızlanma yönünde bir adım, bir irade beyan etsinler, o zaman düşünülür. Ama yapmak istedikleri şu, hem taahhüt edilen silahsızlanmayla ilgili adımı atmayacaklar hem de adaya gidip şov yapıp kendilerince siyasi rant toplayacaklar, bu olmaz, yani ikiyüzlülük olmaz.
“Bir taraftan da PKK veya Kandil, ‘silahsızlanma konferansı yapmayacağım’ diyor. ‘Silahsızlanma gerçekleşmeyecek’ diyor. Peki o zaman nedir niyetiniz? Niyet şu; bir taraftan silah tehdidinde bulunacaklar, bir taraftan oy isteyecekler. Silahı Demokles’in kılıcı gibi kullanıp oy istemeye kalkacaklar, bu olmaz. Çözüm istiyorlarsa, ciddi şekilde görüşülmeli, ciddi adımlar atılmalı. 2013 Mayıs’ında çekilecekti Türkiye’den silahlı gruplar.
TSK’da ‘bin kişi hakkında soruşturma’
“Yapılmak istenen, bir emniyet teşkilatı var, kendi hiyerarşisi var, bir de onun içinde başka bir hiyerarşik yapıyla alternatifini kurmak… Ne bileyim bir diplomasi ya da başka bir bürokraside, onu kontrol etmeye çalışmak, bu kanser gibi bir şey. Türk Silahlı Kuvvetleri bu anlamda Türkiye’nin pazısı, bir enerji kaynağı, nihai şekilde vücudun güvenliğin sağlayan mekanizmadır. Buraya herhangi bir şekilde böyle bir yapının nüfuz etmesine izin verilmez.
“Bizim yapacağımız şey şudur; çok açık bir şekilde ifade ediyorum, tek tek böyle bir yapı içinde olmayan, normal vücudun işleyişini aksatmadan yürüten kim varsa; etnik, mezhebi, siyasi, dini görüşlerine bakılmaksızın ehliyeti varsa, bürokraside o çalışır. Ama nerede olursa olsun ve kim olursa olsun, dini anlayışı ne olursa olsun, siyasi anlayışı ne olursa olsun, vücudun işleyişini, bürokrasinin işleyişini, felç edecek ya da yanlış yöne sevk edecek bir yapılanma varsa, ona da engel olunur. Dolayısıyla bu yapıyla her yerde mücadele ederiz. Denildiği gibi birçok ihbarlar gelir, o olur, bu olur. Bu, ihbarların hepsinin doğru olacağı anlamına gelmez.
“Bu rakamlar daha çok ihbar şeklinde gelen şeylerdir. Bu şekilde, böyle bir rakam, ‘paralel yapılanmaya mevcut şu kadar subay vardır’ diye bir rakam söylemek doğru değil. Böyle bir rakam da kesinleşmiş bir rakam olarak zikretmek de herhalde Sayın Savunma Bakanımız da böyle kastetmedi zaten. Bunların birçoğu ihbarvari şeylerdir.
Fethullah Gülen tartışması
“Benim Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ü herhangi bir şekilde üzecek, herhangi bir şekilde onu rencide edecek ya da üzecek bir tavır içine girmediğimi herkes bilir. Hukukumuzu her zaman korudum.
“Bu konuyu ben gündeme getirmiş değilim, o zaman da benim açımdan olayın oluş şekli ile ilgili kanaatlerimi beyan ettim. Sayın Cumhurbaşkanımız da kendi kanaatini beyan etti. Söylenecek şeyler söylendi, o anlamda bunun karşılıklık içinde söylenmiş bir söz olarak telakki etmemek lazım. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızla hukukumuz bu anlamda kuvvetlidir.
“Tabii bundan kısa bir süre önce de görüşmüşlüğümüz vardır, uzun bir aile ziyareti. Aramızda bu anlamda görüşmemize engel olan bir konu olduğunu düşünmüyorum. Fakat benim açımdan olayın seyri bellidir. Benim bu konulardaki hassasiyetim de herkes tarafından bilinir. Söylenecek şeyler de söylendi. Sayın Cumhurbaşkanımızla olan ilişkimiz, bütün bu olayların ötesinde, hem derindir, köklüdür, muhabbete dayanır, hem de önümüzdeki dönem itibarıyla da ilişkimizi etkileyecek bir konu olduğunu düşünmüyorum.”İmc
Güncelleme Tarihi: 20 Mayıs 2015, 12:10