İki çocuk babası emekli astsubay Cengiz Koçak, minareden atlama fikrinin hikayesini DHA muhabirine anlattı. “Base jumper olarak yaptığım iş üzerinden insanların bayramını kutlamak istedim" diyen Koçak, "Kutsal bir mekanın minaresinden hiçbir şeye saygısızlık yapmaksızın, hiçbir şeye zarar vermeksizin atlayış yapıp, insanların bayramını kutladım. Çünkü ben buyum. Ben paraşütçüyüm. Ben base jumpım. Ben atlıyorum” diye konuştu.
ASLINDA MİNAREDEN ATLAMAYI BASE JUMP YAPMAYA BAŞLADIĞIM GÜNDEN BERİ PLANLIYORUM
Yaptığı atlayışın bu kadar ses getireceğini tahmin etmediğini belirten Cengiz Koçak, “Bir anda çok ilgi çekti. Açıkçası ilgi çekmesine sevindim. Aslında dünyada örnekleri var. Avrupa’ya giderseniz ya da Amerika’ya, başka ülkelere giderseniz, katedrallerden, kiliselerden atlayanlar var. Hatta kilisenin içine atlayış yapan bir arkadaşım var. Dünyada şimdiye kadar camii minaresinden hiç atlayış olmadı. Ben aslında base jumpa başladığım günden beri planlıyordum. Sadece doğru camii, doğru zaman, doğru anı arıyordum. Bir de yükseklik açısından 42 metre olan bir minareydi. Bu yükseklik base jump için riskli bir yükseklik. Bunun için de hazır olmak zorundasınız” dedi.
CEMAAT BENİ YABANCI ZANNETİ
Atladığı sırada rüzgarın fazla olduğunu ancak vazgeçmediğini belirten Cengiz Koçak, “Rüzgar biraz fazla olduğu için, geri dönmek istemedim. Öyle olacağını biliyordum. Hazırlıklıydım. Hazırlıklı olduğum için oradan yara almadan çıktım. Sadece paraşütüm asılı kaldı. Paraşütüm asılı kalınca cemaat, beni görüp biraz kızdı. Beni yabancı sandılar. O yüzden fazla bir şey söylemek istemediler. Sonra ben zaten kaçtım, gittim." diye konuştu.
LİMİTLERİNİ BİLMEDİĞİN ZAMAN TEHLİKELİ BİR SPOR
Yaptığı sporun telikeli olmadığını, sporcunun kendi limitlerini göz önünde bulundurmadığı zaman tehlikeli hal aldığını belirten Koçak, "Aslında tek paraşüt kullanmak base jumpın özelliklerinden birisi. Tek paraşüt demek aslında yedek paraşütüm demek değildir. Aslında benim ana paraşütüm yok. Bu yedek paraşüt kadar basit, çok iyi çalışan, çok mükemmelleştirilmiş, bir sistem. Açıkçası spor tehlikeli değil. Bu sporu yapan insanlar limitlerini bilmedikleri zaman spor tehlikeli. Aslında sporla değil, sporu yapan insanla ilgili”
Hayatının en zor atlaşıyını Mersin'deki Cehennem Çukuru'nda yaptığını belirten Koçak, "Minare de zordu. Ama o daha zor bir atlayıştı. Uzun süre planlama üzerine yapılan atlayışlar bunlar. Minare aslında gördüğüm andan itibaren tespitini yapıp, kararını verdikten sonra birkaç gün yükseklik, rüzgar istikameti, bölgenin konumu, rakımı vs incelemesini de çok uzun süre yapıp karar verdikten sonra yaptığım bir atlayıştı. Görüp ben bunu atlayacağım diye çıkmadım. Ben zaten çılgın biri değilim. Ben emekli askerim. Uzun yıllar Türk ordusunda hava indirme tugaylarında, komando tugaylarında çalıştım. Yurt dışında, yurt içinde eğitimler aldım. Aynı zamanda milli takımda da uzun yıllar çalıştım. Son üç yıldır base jumping yapıyorum” dedi.
"BU SPORU KİMSEYE ÖNERMİYORUM
Cengiz Koçak, “Base jump sporunu hiç kimseye önermiyorum. Önermeyişimin sebebi, bu spor, sporcunun en ufak bir yanlış kararı ile tehlikeli olabilecek ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanabilecek bir spor. O yüzden doğru insanların yapması gereken bir spor. Ben kimseye önermiyorum. Çocukluğumdan beri bu topraklarda yaşıyorum. Minareleri, yüksek yerleri görüyoruz. Yüksekliği seviyorum. Bugüne kadar hiç minare atlayışı yapılmamıştı. Bu benim için önemli bir faktördü. Bunu Türkiye’de yaşayan bir Türk olarak İstanbul’da özellikle bir minare atlayışı yapmak istedim. Bir de İstanbul zaten benim için önemli. Lagariler, Hazerfenler, buradan geçti. Kendi sporum adına İstanbul’da , Türkiye’de bir şekilde elimden geldiği kadar yeni bir şeyler yapmak istiyorum” dedi./
Güncelleme Tarihi: 27 Eylül 2015, 22:37
ASLINDA MİNAREDEN ATLAMAYI BASE JUMP YAPMAYA BAŞLADIĞIM GÜNDEN BERİ PLANLIYORUM
Yaptığı atlayışın bu kadar ses getireceğini tahmin etmediğini belirten Cengiz Koçak, “Bir anda çok ilgi çekti. Açıkçası ilgi çekmesine sevindim. Aslında dünyada örnekleri var. Avrupa’ya giderseniz ya da Amerika’ya, başka ülkelere giderseniz, katedrallerden, kiliselerden atlayanlar var. Hatta kilisenin içine atlayış yapan bir arkadaşım var. Dünyada şimdiye kadar camii minaresinden hiç atlayış olmadı. Ben aslında base jumpa başladığım günden beri planlıyordum. Sadece doğru camii, doğru zaman, doğru anı arıyordum. Bir de yükseklik açısından 42 metre olan bir minareydi. Bu yükseklik base jump için riskli bir yükseklik. Bunun için de hazır olmak zorundasınız” dedi.
CEMAAT BENİ YABANCI ZANNETİ
Atladığı sırada rüzgarın fazla olduğunu ancak vazgeçmediğini belirten Cengiz Koçak, “Rüzgar biraz fazla olduğu için, geri dönmek istemedim. Öyle olacağını biliyordum. Hazırlıklıydım. Hazırlıklı olduğum için oradan yara almadan çıktım. Sadece paraşütüm asılı kaldı. Paraşütüm asılı kalınca cemaat, beni görüp biraz kızdı. Beni yabancı sandılar. O yüzden fazla bir şey söylemek istemediler. Sonra ben zaten kaçtım, gittim." diye konuştu.
LİMİTLERİNİ BİLMEDİĞİN ZAMAN TEHLİKELİ BİR SPOR
Yaptığı sporun telikeli olmadığını, sporcunun kendi limitlerini göz önünde bulundurmadığı zaman tehlikeli hal aldığını belirten Koçak, "Aslında tek paraşüt kullanmak base jumpın özelliklerinden birisi. Tek paraşüt demek aslında yedek paraşütüm demek değildir. Aslında benim ana paraşütüm yok. Bu yedek paraşüt kadar basit, çok iyi çalışan, çok mükemmelleştirilmiş, bir sistem. Açıkçası spor tehlikeli değil. Bu sporu yapan insanlar limitlerini bilmedikleri zaman spor tehlikeli. Aslında sporla değil, sporu yapan insanla ilgili”
Hayatının en zor atlaşıyını Mersin'deki Cehennem Çukuru'nda yaptığını belirten Koçak, "Minare de zordu. Ama o daha zor bir atlayıştı. Uzun süre planlama üzerine yapılan atlayışlar bunlar. Minare aslında gördüğüm andan itibaren tespitini yapıp, kararını verdikten sonra birkaç gün yükseklik, rüzgar istikameti, bölgenin konumu, rakımı vs incelemesini de çok uzun süre yapıp karar verdikten sonra yaptığım bir atlayıştı. Görüp ben bunu atlayacağım diye çıkmadım. Ben zaten çılgın biri değilim. Ben emekli askerim. Uzun yıllar Türk ordusunda hava indirme tugaylarında, komando tugaylarında çalıştım. Yurt dışında, yurt içinde eğitimler aldım. Aynı zamanda milli takımda da uzun yıllar çalıştım. Son üç yıldır base jumping yapıyorum” dedi.
"BU SPORU KİMSEYE ÖNERMİYORUM
Cengiz Koçak, “Base jump sporunu hiç kimseye önermiyorum. Önermeyişimin sebebi, bu spor, sporcunun en ufak bir yanlış kararı ile tehlikeli olabilecek ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanabilecek bir spor. O yüzden doğru insanların yapması gereken bir spor. Ben kimseye önermiyorum. Çocukluğumdan beri bu topraklarda yaşıyorum. Minareleri, yüksek yerleri görüyoruz. Yüksekliği seviyorum. Bugüne kadar hiç minare atlayışı yapılmamıştı. Bu benim için önemli bir faktördü. Bunu Türkiye’de yaşayan bir Türk olarak İstanbul’da özellikle bir minare atlayışı yapmak istedim. Bir de İstanbul zaten benim için önemli. Lagariler, Hazerfenler, buradan geçti. Kendi sporum adına İstanbul’da , Türkiye’de bir şekilde elimden geldiği kadar yeni bir şeyler yapmak istiyorum” dedi./
DHA