Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirilen katliam ve sürgün politikasından derhal vazgeçilmesini talep eden ve “Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritası oluşturmasını” isteyen 1128 akademisyen, Cumhurbaşkanı tarafından, içinde, aydın müsveddesi, güruh, mandacı, karanlık ve cahil sözcüklerinin geçtiği cümleler kurularak hedef gösterilmiş ve küçük düşürülmeye çalışılmıştır. Durumdan vazife çıkaran YÖK de acilen toplanarak “gereğinin yapılacağını” duyurmuştur.
“Cumhurbaşkanı ve YÖK’ün tutumu sadece “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bir bildiriye imza atan akademisyenleri değil düşüncelerin özgürce ifade edilmesi gereken, toplumun aydınlık kadrolarının yetiştiği üniversite kurumunun tamamını hedef almıştır. Daha önce de mevcut siyasi iktidar; itiraz eden, hükümetin politikalarını eleştiren aydınlara “sözde aydın” diyerek yaftalamıştır. Ancak aydınlar bütün kritik dönemlerde toplumun vicdanı olmayı sürdürmüşlerdir.
“Saray iktidarının hedef haline getirdiği Barış İçin Akademisyenler barış taleplerini cesaretle dile getirmiş, onurlu bir tutum almışlardır.
Akademisyenler yalnız değildir.”
Ne olmuştu?
Türkiye’de 89 üniversiteden 1128 öğretim elemanı ile alanlarında dünyada tanınan Noam Chomsky, Judith Butler, Etienne Balibar ve David Harvey gibi 355’i aşkın uluslararası isim, Kürt illerindeki yasak ve şiddete son verme ile müzakereleri başlatma çağrısının yer aldığı “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı metne imza atmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, dün 8. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Bu suça ortak olmayacağız” diyen 1128 akademisyene ağır eleştirilerde bulunmuştu.
Güncelleme Tarihi: 13 Ocak 2016, 10:23