Hekimler, sağlıksız ortamlarda çalıştıklarını ve iş yüklerinin katlanılmayacak boyutlara vardığını söylüyor.
Uzun yıllardır aile hekimliği yapan Filiz Ünsal İncekara, koruyucu sağlık hizmetlerinin yanlış politikalarla yürütüldüğüne dikkat çekerek şöyle konuştu:
‘Dünya standartlarının üstünde’
“Aile hekimi olmak, bir de Türkiye’de kadın olmak gibi vasfımız var, hakikaten günlük yaşamda bizi zorluyor. Çünkü 4 bin nüfusa bir aile hekimi atanmış oldu. Bu dünya standartlarında çok yüksek bir rakam. 2700’ü geçmemesi gerekiyor. Çünkü 4 bin nüfusa her bir çocuğu düşünerek her bir erişkini düşünerek davranmak çok kolay değil.”
‘En ucuza nasıl yaparım kaygısı var’
“AKP Hükümeti’nin bu sağlık sistemini getirirken iyi bir koruyucu sağlık hizmetleri kuracağım kaygısı yok. En ucuza nasıl yaparım kaygısı var. Bazı küçük kasabalarda hekim arkadaşlarımız köye gidecekler, köy hekimliği yapacaklar, bölgelerdeki aileleri tarayacaklar. Acil nöbeti, adli nöbeti tutacaklar. Defin nöbeti tutacaklar. Belediye hizmetlerinin tümünü yapacaklar. Bunun yanında toplum sağlığı programı iyi çalışmadığı için bir salgın çıktığı için o salgını tanıyacaklar. Bölgedeki çocukları aşılayacaklar. Okullarda taramalar yapacaklar. Tüm bunları bir hekim ya da hemşirenin yapması mümkün değil.”
‘Cezaya maruz kalıyoruz’
“Dediler ki hafta sonlarında işe gelmemeniz durumunda cezanız 5 puandan 20 puana çıktı. Hiçbir mantığı, gerekçesi yok. Bu 20 puanla 5 kere nöbete gelmezseniz biz sizi işten atarız. Böyle bir işçilik İLO (Uluslararası Çalışma Örgütü) Sözleşmeleri’ne aykırı. Hukuksuz ceza puanları uyguluyor. Kimi işten el çektirmek isterse, kimin canının yakmak isterse yönetmelikler çıkartıyor.”
İncekara, tüm bu uygulamalara karşı, Tabipler Birliği ve sendikaların 20, 21 ve 22 Mayıs’ta üç günlük iş bırakma eylemine gideceklerini söyledi.İmc
Güncelleme Tarihi: 12 Mayıs 2015, 18:37