Son olarak 62 yaşındaki ABD’li avukat Christopher John Kulish’in hayatını kaybetmesi de, 2019 yılı ölüm oranını 11 kişiye çıkardı. Dağdan dönüş yapan Kulish, iniş esnasında güvenli bir biçimde tırmandığı 7 bin 900 metre yükseklikteki South Col bölgesine ulaştıktan sonra hayatını kaybetti.
Nepal Turizm Departmanı direktörü Meera Acharya, CNN’e açıklamasında, hayatını kaybeden adamın geçen hafta küçük bir grupla birlikte zirveye ulaştığını söyledi. Ailesi tarafından yapılan açıklamada ise “Son gün doğumunu dünyanın en yüksek noktasından izledi” ifadeleri kullanıldı ve Kulish’in sevdiği şeyi yaparken ölmüş olmasının ‘ailesini ve sevenlerini ayakta tutan şey olduğu’ belirtildi.
Yine pazartesi günü, Avustralyalı bir aile de isminin Ernst Landgraf olduğu öğrenilen 64 yaşındaki yakınlarının Everest’te öldüğünü açıkladı. Ailenin açıklamasına göre Landgraf, ‘hayalini gerçekleştirdikten saatler sonra’ hayatını kaybetti.
‘TIRMANIŞLAR TİCARİLEŞTİ’
Dağcılar ise bölgedeki zorlu hava koşulları, tecrübe eksikliği ve tırmanışların artan bir şekilde ticarileşmesinin, ölümlerin artmasına katkıda bulunan faktörler olarak değerlendiriyor.
8 bin 600 metre yükseklikte irtifa kaynaklı oksijen yetersizliğinden ötürü hayatını kaybeden İngiliz dağcı Robin Haynes Fisher de, aşırı kalabalığın yaratacağı tehlikeler konusunda uyarıda bulunanlardan biriydi. Fisher, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda “Zirveye giden tek bir rotada, kalabalıklaşmanın yol açtığı gecikmeler ölümcül olabilir” ifadelerini kullanmıştı.
‘YOĞUNLUK KAYNAKLI’ ÖLÜMLER…
Everest’in zirvesinin 8 bin 848 metre yükseklikte oluşu, birçok insanın ‘ölüm bölgesi’ denilen zirve bölgesinde oksijen zorlukları yaşaması anlamına geliyor. Yoğunluktan kaynaklı gecikmeler ise esas olarak ‘ölüm bölgesi’ denilen alanda yaşanıyor.
Everest rehberlerinden Adrian Ballinger, CNN’e yaptığı açıklamada zirveye tırmanmak isteyen çoğu kişinin burayı bir ‘meydan okuma’ olarak görse de sorunun dağcıların ve zirve hizmeti veren şirketlerin tecrübesizliğinden kaynaklandığını söyledi. Ballinger, “Tırmanıcıların ve ticari şirketlerin tecrübesizliği, insanların kötü kararlar vermeleriyle sonuçlanıyor ve bu kararlar gereksiz ölümlere yol açıyor” dedi.
‘İNSAN TRAFİĞİ OLMAMALI’
‘Ölüm bölgesi’ denilen alana ilişkin tehlikelere de dikkat çeken Ballinger, “Oksijen tüpü ile olsa bile, o bölgede vücutlarımız çökmeden hayatta kalmak için yalnızca birkaç saatiniz var. Yani bu, 26 bin feet yükseklikte insan trafiğine takılırsanız ciddi sonuçlarla karşılaşabileceğiniz anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
‘KARMAŞIK BİR LOJİSTİK BİLMECE’
Zirveye Tibet tarafından çıkan başka bir deneyimli dağcı David Morton ise konuyla ilgili CNN’e yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:
“Temel problem tecrübesizlik ve bu yalnızca tırmanıcılarla değil, onları bölgeye gönderen kuruluşlarla da ilgili. Everest her şeyden önce çok karmaşık bir lojistik bilmecedir. öncelikle karmaşık bir yapboz bölgesidir ve deneyimsiz operatörler ile deneyimsiz dağcıların yanında, özellikle de Nepal hükümeti insan sayısına sınırlamalar getirmiyorsa, bu tür durumların yaşanması kaçınılmaz olur.”
Morton ayrıca, zirveye insan götürmenin sertifikaya bağlanması ve böylelikle şirketlerin sorumluluk alacaklarını söyledi.
1922’DEN BU YANA 200’DEN FAZLA DAĞCI ÖLDÜ
Everest’te son dönem yaşanan ölümler arasında rahatsızlandıktan sonra kamp alanına helikopterle getirilen ve orada ölen Nepalli rehber Dhruba Bista, dağa Tibet tarafından tırmanan ve 7 bin metre yükseklikte ölen 56 yaşındaki Kevin Hynes, 55 yaşındaki Hint tırmanıcı Anjali Kulkarni, Amerikalı tırmanıcı 55 yaşındaki Donald Lynn Cash, 49 yaşındaki Kalpana Das ile 27 yaşındaki Nihal Bagwan bulunuyor.
Everest’te kayıtlara göre 1922 yılından bu yana 200’den fazla tırmanışçı hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden ve cesetleri bulunamayan insanların bedenlerinin ise buz ve kar kütleleri altında ve muhtemelen korunmuş bir şekilde bulundukları tahmin ediliyor. (Sputnik)
Güncelleme Tarihi: 29 Mayıs 2019, 14:52