Başta Hakkari'de olmak üzere Kürt kadınların nakış nakış, ilmek ilmek, renk renk, desen desen dokuduğu, her renkte bir duyguyu ifade eden kilimde her desenin bir anlamı bulunuyor. Sîne, Gulsarya, Lüleper, Keskener, Çılgul, Gulçin, Gulhazar, Gulşivan, Herkî, Hevçeker, Şehvani, Şamari, Şimkubik, Xalit Bey, Gülgever, Canbezar gibi bir çok desenli kilimlerinde çeşitli hayvan, çiçek, ağaç gibi figüratif motiflerin yanı sıra soyut motifler de yer alıyor. Kıskançlık ve korkular, "Kurt ayağı" ve "Akrep" motifi ile muhabbet, sevgi, sohbet ve fanilik, "Muhabbet Kuşu" motifi ile yiğitlik ve kavgacılık "Koç Boynuzu" motifi ile dile getiriliyor. Tarihten gönümüze özelikle Kürt kültürünün yaşamasına önemli bir tutan kilimler yanlış uygulamalardan dolayı üretimi giderek azalırken, Van'da yapılan dokumacılık ise, özelikle yaşanan depremden sonra tamamen durdu. Depremden sonra kentte özel ve bireysel olarak üretilen kilimlerin tamamı çalışmaları durdurulurken, bütün zorluklara rağmen çalışmalarını sürdüren tek yer ise, Van Belediyesi Kilim Atölyesi oldu.
'Hafif ve kullanılışlı olmasından dolayı tercih ediliyordu'
Kürt kültürünün simgelerinden biri olan el dokuma kilimleri, geçmişten bu yana tüm aksaklıklara rağmen varlığını sürdürdü. Özelikle dağlarda yaşamayı tercih eden Kürtlerin hafif ve kullanılışlı olmasından dolayı bu güne kadar gelen kilim kültürü, günümüzde ise artık bir ihtiyaç için değil de bir süs eşyası olarak değer biçiliyor. Ancak satış açısında pazar olmaması ve yanlış uygulamalardan dolayı giderek dokumacılığı azalan kilime bir darbe de Van'da yaşanan deprem vurdu. Deprem felaketinden sonra kentte kilim dokumacılığı durma noktasına geldi. Kentte bütün engellemelere rağmen çalışma yürüten tek yer ise, Van Belediyesi bünyesinde çalışma üreten kilim atölyesi oldu. 5 noktada kurulan atölyelerde depremden önce 125 kadının ve deprem sonrası ise 94 kadının çalışma yürüttüğü Atölyeler, Beyüzüm, Şafak, Yeni Mahalle ve Hacıbekir Mahallesi'nde çalışmalarını sürdürüyor.
'Sınırlara rağmen bu kültür yaşatılıyor'
Uzun yıllardır atölyede kilimleri birçok ülkeye götürülerek, festivallerde sergileyen Kilim Atölyesi Müdürü Enver Özkahraman, yaşanan deprem kendilerini etkilese de dokumacılığı durdurmadıklarını belirtti. Özelikle Kürtlerin parçalanarak 4 ülkenin toprakları arasında kalmalarından dolayı kilimin kökboyası için kullanılan bitkileri temin etmekten zorlandıklarını belirten Özkahraman, "Geçmişte yaşlı geç çocuk yaştaki kadınlar bu kültüre çok bağlıydılar ve sürekli üretiliyordu. Nasıl ki şehirlerin köylerin isimlerini değiştirildiyse, bugünde bazı kişiler bu konuda tezler hazırlanarak kilimlerin isimleri değiştirilmeye çalışılıyor. Bu yüzden bu konulara dikkat edilmeli kültürümüze sahip çıkılması gerekiyor" diye konuştu. Kilimin azalmasının nedenlerinin yanlış yapılan uygulamalar olduğunu belirten Özkahraman, kilimin eski şekli ile bitkileri toplayarak kök boya yapma yerine asitlerle sodalı sularla yapıldığını kaydetti.
Depremden sonra kilim satışı durdu
Çarşı merkezinde 22 yıldır kilim işiyle uğraşan Abdurrahman Borak, depremden sonra kilim satışların durma noktasına geldiğini söyledi. 22 yıllık esnaflık yaşamında ilk kez bu kadar bir durgunluk gördüğünü belirten Borak, kilim satışları için yeni pazarların açılması gerektiğini kaydetti. Depremden bu yana iş yapamadıklarını belirten 41 yıllık kilim satıcısı İrfan Acar, artık ne yapacaklarını bilemez duruma geldiklerini dile getirdi. Kilim işiyle uğraşanların iflasın eşiğine geldiğini de belirten Acar, çözüm için yeni projelerin geliştirilmesini istedi. / Diha