kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

GÜNEY'İN ÖLÜMÜNÜN ÜZERİNDEN 28 YIL GEÇTİ

Hayatının büyük kısmı cezaevlerinde geçen ancak yine de sinemadan vazgeçmeyen, yönetmen, senarist, yazar, aktör Yılmaz Güney’in yaşamını yitirişinin üzerinden 28 yıl geçti.

GÜNEY'İN ÖLÜMÜNÜN ÜZERİNDEN 28 YIL GEÇTİ
Toplumcu gerçekçi filmleriyle Türkiye sinemasına yön veren Güney, cezaevinde yazdığı Yol ve Sürü filmleriyle sinemada yeni bir dönemin öncülüğünü yaptı.


1 Nisan 1937'de Adana'nın Yenice köyünde bir işçi ailesinin yedinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesi Varto, babası ise Siverekli. Ailesinin maddi zorlukları yüzünden Çukurova"da pamuk işçiliğinden, gazoz ve simit satmaya kadar birçok işte çalışmak zorunda kaldı. Kemal Film ve And Film şirketlerinin bölge temsilciklerinde çalıştı. Sinemaya tutkun olan Güney, 1959 yılında Atıf Yılmaz tarafından çekilen "Bu Vatanın Çocukları" ve "Alageyik" filmlerinin senaryolarına yazar ve oyuncu olarak katkıda bulundu. "Karacaoğlan'ın Karasevdası"nda da yönetmen yardımcılığına kadar yükseldi. "Yeni Ufuklar" ve "On Üç" gibi dergilere de öyküler yazan Güney, bir öyküsünde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle bir buçuk yıl hapis cezasına mahkum oldu.

Onlarca filme imza attı

1971 yılında üç filmi "Ağıt", "Acı" ve "Umutsuzlar" Adana Altın Koza Film Festivali"nde dereceye girdi. 1972 yılında siyasi olaylara karıştığı gerekçesiyle tutuklu kalan Güney, "Boynu Bükükler" adlı romanını yeniden yazıp "Boynu Bükük Öldüler" adıyla yayımladı. Kitap, 1972 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü'nü kazandı. Tutukluk döneminin bitmesi sonrasında, 1974'te bir başyapıt sayılan "Arkadaş"ı çekti. Birbirinden uzak düşen iki üniversite öğrencisinin, aralarındaki toplumsal uçurumların farkına varmaları ve ilişkilerinin giderek zayıflamasının anlatıldığı film, yoğun ilgi gördü. Güney'in Adana'da "Endişe" adlı filmi çekerken karıştığı bir olay sırasında bir yargıcı vurarak öldürmesi uzun bir cezaevi hayatının ise başlangıcı oldu.

“Yol” Cannes"de büyük ödülü aldı

Senaryolar yazmaya, üretmeye devam eden Güney, senaryolarından biri Zeki Ökten tarafından "Sürü" adıyla sinemaya aktarıldı ve bu film, yurtiçinde ve yurtdışında birçok ödül aldı. Ökten'in çektiği "Düşman"ın ardından Şerif Gören" kamera karşısına geçtiği "Yol" geldi. 1981'de cezaevinden yurtdışına kaçmayı başaran Yılmaz Güney, Yol'u yeniden çekti ve film bu kez 1982 Cannes Film Şenliği'nde büyük ödülü Costa Gavras'ın Missing'iyle paylaştı. Yılmaz Güney, yurda dönme çağrılarına uymaması sebebiyle 1983'te Türk yurttaşlığından çıkarıldı. Aynı yıl Fransa'da “Duvar”ı çekti. Güney, toplamda 104 filmde başrol oynadı. 24 filmi kendi yönetti. 50 filmin senaryosunu yazdı, 6 filmin senaryosuna yardım etti.

Hayatı sinema ve üretimle geçen Güney, 1984"de mide kanseri nedeniyle Paris"te sürgündeyken yaşamını yitirdi. Pariste, Père Lachaise Mezarlığı"na defnedildi. / Diha

Güncelleme Tarihi: 09 Eylül 2012, 14:15
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER