'Ne kadar Kürt öldürürseniz o kadar cennete gidersiniz'

DAİŞ'in zulmünden kaçarak Kobanê'ye gelen Rakkalılar, yaşadıkları işkence ve eziyeti anlattı.

'Ne kadar Kürt öldürürseniz o kadar cennete gidersiniz'
Çetecilerin elinde esir kaldığı üç hafta boyunca her gün işkence gören 27 yaşındaki Ehmed Mistefa, DAİŞ'in Araplara "Ne kadar Kürt öldürürseniz o kadar cennete gidersiniz" dediğini aktardı. 2 yıl DAİŞ kontrolündeki kentte yaşamak zorunda kalan Helîme Osman ise, "Kızları nikâhlıyorlar, kadınları satıyorlar. Karşı çıkan veya direnenlere işkence yapıyor, tecavüz ediyor ve öldürüyorlardı" diyerek, yaşadıkları dehşeti dile getirdi. 

DAİŞ'in zulmünden kaçarak Kobanê'ye gelen Rakkalılar, yaşadıkları işkence ve eziyeti ajansımız DİHA'ya anlattı. 18 gün boyunca ellerinde esir olarak kaldığı çeteciler tarafından her gün, her saat kendilerine işkence yapıldığını aktaran 27 yaşındaki Ehmed Mistefa isimli yurttaş, DAİŞ'in Rakka'da "Kim Kürtlerin kafasını keserse cennete gidecek" şeklinde bir ferman çıkarıldığını belirtti. Çetecilerin kentte yaşayan Arapları Müslüman, Kürtleri ise kâfir olarak nitelediğini dile getiren Mistefa, yaşadıklarını şöyle anlattı: "O vahşi çetecilerin Kürtlere uyguladığı işkenceleri kelimelerle anlatmak mümkün değil. İnsan ancak yapılanları kendi gözleriyle görürse inanabileceği türden şeylerdi çünkü. Bir insanın bir başka insana bunları yapabileceğine kimse inanmaz. Ellerinde yaklaşık 3 hafta kaldım. Gördüklerim ve yaşadığım işkenceyi ancak Allah bilir. Orada yaşayan Araplara 'Ne kadar Kürt öldürürseniz o kadar cennete gidersiniz' diyorlardı." 

'Gece gündüz işkence yapıyorlar'

DAİŞ çetecilerinin Araplara "Kardeşimiz", Kürtlere ise "Düşmanımız" dediğini belirten Mistefa, çetecilerin ellerinde esir tuttuğu Kürtleri gece gündüz kalın değnekler ve ağır demirlerle dövdüğünü söyledi. Mistefa, maruz kaldığı insanlık dışı işkenceleri de şöyle anlattı: "Bizim aileden 4 kişi ellerindeydik. Kalın değnekler, demirlerle bizi öldüresiye dövüyorlardı. Boynumuza bıçak, kafamıza silah dayıyorlardı. Bize, 'Katliniz helaldir, çünkü siz Kobanê'ye yardım gönderiyorsunuz. Bu bile başlı başına katlinizi helal kılar' diyorlardı. Kaç defa bizi canlı olarak tabutlara koyup silahlarla taradılar. Çok kişi iğnelerle öldürdüler. Tüm bunlara rağmen bu vahşiler kendilerine 'Müslüman' diyordu. Müslümanlıkla yakından uzaktan hiçbir alakaları yoktu. İnsanlara yaptıklarını anlatmak mümkün değil. Rakka'da hâlâ ellerinde yüzlerce Kürt var." 

'Gözleri görünen kadından 1 gram altın alınıyordu' 

DAİŞ çetecilerinin elinden en fazla işkenceyi kadınların çektiğini belirten 44 yaşındaki Helîme Osman, çetecilerin sözde şeriat uygulamaları adı altında uyguladığı vahşeti şöyle dile getirdi: "Kadınların tek başına dışarı çıkması tamamen yasaklanmıştı. Sadece gözleri bile görünen bir kadından ceza olarak 1 gram altın alıyorlardı. Kadınlar sürekli siyah elbise giymek, siyah eldiven takmak zorundaydı. Topuklu ayakkabı giymek yasaktı. Sokakta sesi duyulan kadın cezalandırılırdı. 2 yıl boyunca içlerinde kaldık. Onlar kadar kirli, ahlaksız ve vicdansız görmedim. 2 yıl boyunca zindanların en acımasız olanında yaşadık." 

'Kızları nikâhlıyorlar, kadınları satıyorlar'

DAİŞ'in Rakka'da yaşayan Kürt kadınlarına yönelik vahşetini anlattıklarıyla gözler önüne seren Helîme Osman, şöyle devam etti: "Evleri dolaşarak 3 kızdan birini alıyorlar ve kendilerine nikâhladıklarını söylüyorlardı. Kadınları satıyorlardı. Karşı çıkan veya direnenlere işkence yapıyor, tecavüz ediyor ve öldürüyorlardı. En son gelip 'Pazartesi gününe kadar burayı terk edin. Yoksa bütün kızlarınız bizim olacak' dediler. Çaresizlikten yaşadığımız yeri terk etmek zorunda kaldık. Şunu çok iyi biliyorum ki bu vahşi, insanlık düşmanı çetecilerin asıl korktuğu Kürtler ve Kürt kadınlarıdır.DİHA

Güncelleme Tarihi: 10 Temmuz 2015, 13:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER