HDP Batman 2. Sıra Milletvekili Adayı Saadet Becerikli ile seçim süreci üzerine konuştuk...

'15 YAŞINDA ÇOCUĞUMU BÜYÜTÜRKEN OLGUNLAŞTIM'

Batman'da uzun yıllardır insan hakları mücadelenizle tanınıyorsunuz. Sizi yakından tanımayanlara kısaca kendinizi anlatır mısınız?

1996 yılında evden çıkarak mücadele alanında yer aldım. Batman’da gözaltıların, faili meçhul cinayetlerin halen yoğun yaşandığı bir dönemdi. Ama ben kendimi uzun solukladım. O dönemde kadın mücadelesi veren kadınların dağlarda şehit düştüğünü evde oturarak izleyemezdim. O dönemde İHD’ye geçtim ve 35. üyesi oldum. Uzun yıllar bu alanda çalışma yürüttüm ve üç dönem İHD Şube Başkanlığını yaptım. Ardından İHD MYK Üyesi oldum. 10 yıllık çalışmanın ardından siyasi alanda çalışmalarımı yürüttüm. BDP Genel Merkezinde İnsan Haklarından Sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini üstlendim.  Daha sonra Batman’da BDP İl Eş Başkanlığı görevini üstlendim. Ardından BDP PM ve BDP MYK görevine getirildim. Yanı sıra HDP’nin son kongresinde PM üyeliğini yaptım.

Batman’da da Kadın Platformunda yer aldım. Kadın mücadelesinde aktif rol üstlenmemin nedeni de Kürt kadının hak etmediği yerde olduğunu aile içerisinde kendi şahsımda çözümledim. Çünkü 14 yaşında evlendirilip 15 yaşında da anne olmam yeterli bir nedendi. 15 yaşımdayken kızımı büyütürken ben de o süreçte olgunlaştım. Çocuk yaşta çocuk büyüttüğüm için yarım bırakmak zorunda kaldığım eğitimimi o dönemde tamamladım ve İşletme Fakültesini bitirdim. Birçok ulusal ve uluslar arası sivil toplum konferanslarında yer aldım.

Adaylığınız nasıl gelişti?

Açıkçası aday olmak için bir başvurum olmadı. Fakat çok sayıda kentten HDP Genel Merkezine öneri götürülünce merkezi komisyon bu önerileri göz önünde bulundurarak beni burada aday gösterdi. Bunun nedeni de belki uzun yıllar siyaset içerisinde olmamdan kaynaklı olabilir. Deneyimlerimi parlamento alanına kanalize edeceğimi göz önünde bulundurarak böylesi bir tecevvühde bulunmuşlar. Batman’da aday oluşum biraz sürpriz oldu.

'KADIN PARTİSİ İDDİASINDAYIZ'

Kadının HDP içindeki rol ve misyonu nedir?

HDP’yi Kürt kadının özgürlük mücadelesini ya da diğer kadın mücadelelerinden bağımsız göremeyiz. Bu HDP içerisinde kabul görmüş bir olgudur. Yerel seçimlerde hatırlarsanız, bütün dünyanın şaşkınlıkla izlediği bir duruma geldi. Türkiye’de kadın kotasını gündeme koyan yine Kürt Özgürlük Mücadelesinde yer alan kadınlardır ve şimdi de eşbaşkanlık sisteminin hemen hemen her yerde uygulanmasıyla kota sistemi kaldırıldı çünkü eşitlik sağlandı. Milletvekili seçimlerinde de kadın adayların erkek adaylardan çok olması partinin kadın özgürlük mücadelesine, kadın kurtuluşuna verdiği önemin bariz bir mücadelesidir. Tabii bunu sadece parti içerisinde yürütmekle olmaz. İleriki dönemlerde farklı alanlarda, parlamentoda yasaların değişmesinde mutlaka parti çalışmalarını sürdürecektir. Bu nedenle HDP olarak bir kadın partisi olma iddiasındayız.

Kürt kadını, özgürlük arayışı ile büyük bir mesafe katetti. Bu kapsamda üzerinize düşen sorumluluk nedir?

Türkiye’de bazı değişimler varsa kesinlikle 30 yıllık mücadele sonucunda elde edilen kazanımlardır. Bunda Kürt kadının rolü de çok büyüktür. Sonuçta bu toplumda yaşayan bir insanım. Batman’da feodalitenin çok ağır yaşadığı bir yerde Kürt kadının özgürlük arayışı içerisinde dağlara gitmesi ile birlikte Türkiye ve Kürdistan’da taşlar yerinden oynadı. O taşları yerine oturtmak da legal alanda siyaset yapan kadınlara kalmış bir durumdur. Demokratik bir sistemin inşasında Kürt kadını üzerine düşeni fazlası ile yaptı. Örnek gösterecek olursak; Kobanê’de tüm dünya kadın mücadelesini hayranlıkla izledi.

'HALKIMIZ YENİ YAŞAM PROJESİNE İKNA OLDU'

HDP'ye sadece Kürt orjinli bir parti olarak bakılmıyor; kapsayıcılığı görülüyor. Aynı zamanda HDP PM'de yer alıyordunuz. Bu süreç hangi aşamalarla aşıldı?

Bölgede Kürt halkına yıllarca yapılan bir zulüm vardı ve onun için Kürt orjinli bir parti kalmasından yana olan büyük bir kesim vardı. Tarihsel arka planından dolayı 'partimizin BDP olarak kalmasını istiyoruz' deniliyordu. Bu dönem açıkçası bizim için sancılı geçti. Kitlelere uzun uzun anlattık; Türkiye’nin demokratikleşmesi için Sayın Öcalan’ın projesinin de buna paralel olduğunu ifade ettik. Çünkü Türkiye’de onlarca inkar edilen, etnik kökenin, inancın, ve kültürün olduğunu ve bunları bir araya getirmek için gerçek anlamda demokratik bir sistemi hedeflediğimizi belirttik. Bu projenin halka çok anlatması ile birlikte halkımız bu konuda ikna oldu, insanların kafasındaki soru işareti dağıldı. Zaten Ankara’da adayların tanıtımında şöyle bir tablo ile karşılaştım; bütün inançlar, renkler, kültürlerin bir arada kendisini ifade edebilecek bir parti olduğunu görebildim. Yeni Yaşam Projesi ile birlikte Kürdistan’da HDP’ye bakışın değiştiğine inanıyorum.

'AKP '90'LI YILLARIN DEVLETİNE DÖNDÜ'

'Parlamentoya gidersem ilk projem şu olacak’ diyebileceğiniz bir hedefiniz var mı?

Benim bireysel projelerimden çok KJA’nın önüne koyduğu hedefler doğrultusunda ve partimizin genel çerçevesindeki politikalar doğrultusunda hareket edeceğiz ama bizim de zaman zaman önerilerimiz olacaktır. Batman’da yaşayan ırkı, inancı ne olursa olsun kadının hak ettiği yerde olabilmesi için mücadelemizi tüm alanlarda sürdüreceğiz. Kadının emeğinin görülmesi ve eşit bir yaşama sahip olabilmesi için projelerimiz olacaktır. Bizim hedefimiz barajları yıkmak olacaktır, burada kadının da rolünün olduğunu düşünüyorum.

Tüm halklara çağrıda bulunmak istiyorum; AKP’nin hayal satan politikalarına artık inanmasınlar. Barış söylemleri de Sayın Abdulah Öcalan’ın ısrarı ile gerçekleşti ama son zamanlarda AKP adına konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barış söylemine dahi karşı çıkıyor, '90’lı yılların devlet ağzı ile ortaya çıkıyor ve gözlemci heyetinin olmaması gerektiğini belirtiyor. Bu tekçi zihniyete karşı HDP parlamentoda güçlü bir katılım sağlamalıdır. Aksi takdirde tek adam politikası, iktidarı halklara asla bir şey getirmeyecektir.ANF