Bursa geçtiğimiz hafta sonu barış için belki de en anlamlı kucaklaşmalardan birisine ev sahipliği yaptı. Yürekleri evlatlarının acısıyla dolu iki anne kucaklaştı. Birisi Kürt diğeri Türk'tü kucaklaşanların; ama acıları, gözyaşları aynıydı. Birisinin oğlu PKK saflarında diğeri ise askerlik yaparken yaşamını yitirmişti. İkisinin dilinden dökülen ise "Artık birisi su döksün şu ateşe" oldu. PKK saflarındaki oğlu Fırat Buğday'ı (Çekdar) 1993 baharında henüz 18'indeyken kaybeden Güler ana, AKP'nin seçimin ardından düğmesine bastığı savaşta 19 Temmuz'da Siirt'te yaşamını yitiren er Bahadır Aydın'ın annesi Emine Aydın'ı Bursa'daki evinde ziyaret etti. Güler anne iki acılı annenin buluşmasını anlattı.
Güler Buğday 1990'lı yılları Diyarbakır'da geçirmiş bir anne. Aslen Liceli. Kendisinin köyü yakılmamış ama birçok kez akrabalarının yanındayken köy yakılmalara şahitlik etmiş Lice köylerinde. Devletin zulmünü görmüş yaşamış. Küçük oğlu Fırat da o devletin her türlü katliam girişimi yürüttüğü yıllarda dağların yolunu tutmuş, dağlarda Çekdar olmuş zulme karşı. Çekdar 1993 baharında katıldığı PKK saflarında henüz 1 yıl geçmeden Elazığ kırsalında askerlerle girdiği çatışmada yaşamını yitirmiş henüz 18'inde. Aradan 21 yıl geçmiş ama Güler ana Fırat'ı anlatırken hala gözleri parlıyor. "Kardeşleri arasında en sosyal olanı en emekçisi oydu. Hiç fark ettirmedi gerillaya katılırken. Ama gitmeden 15 gün önce bir sohbetinde devletin zulmüne tepkisi büyüktü. Anlatıyordu. Neden bu kadar zulüm diyordu. Baskıyı görmüştü daha lisedeyken. Hizbul kontrayı görmüştü. Saldırılarını biliyordu" diye anlatıyor. Güler ana oğlu yaşamını yitirdiği günden bu yana ise Barış Annesi olarak onun deyimiyle "Zulüm bitsin sorun çözülsün hiçbir ananın çocuğu ölmesin" diye mücadele ediyor. Oğlu yaşamını yitirdikten sonra İstanbul'a göç etmiş. Kürt halkının yaptığı her eylemde onu görmek mümkün. "Kaç defa gözaltına alındın" diye sorduğumuz da gülüyor, "Ben bile sayamadım" diyor. O barış mücadelesinin bir neferi ilerleyen yaşına rağmen.
"Neden böyle bir ziyaret gerçekleştirdiniz?" diye sorduğumuz da daha önceki yıllarda da çatışmalarda yaşamını yitiren bir asker annesi ile Barış Annesi ile görüşmek istediklerini fakat ertesi sabah basında "Bu annelere dikkat" denilerek manşetlere taşındıklarını ve polis baskısı nedeniyle görüşmenin gerçekleşmediğini hatırlatıyor.
Sokağa girdiğimde…
Türkiye Barış Meclisi üyelerinin Siirt'te yaşamını yitiren er Bahadır Aydın'ın ailesine ziyaret gerçekleştirmesi üzerine kendisinin de ziyarete bir Barış Annesi olarak katıldığını belirtiyor Güler ana. Aydın ailesinin Bursa'daki evinin sokağına girdiğinde göz yaşlarına hakim olamadığını söylüyor. "Neden" diye soruyoruz. Güler ana , "Acımız Emine anayla aynı. Daha o sokağa girdiğimde onun çocuğu da bu sokaklarda yürüdü, Bahadır'ın ayak bastığı sokaklardı diye düşündüm. Acı gören acının ne olduğunu bilir" diyor.
'Artık yeter' diyordu
Ziyarette Bahadır Aydın'ın annesi ile kucaklaştıklarını söyleyen Güler ana, "Anneyle kucaklaştım. Anne de öfkeli. 'Benim oğlum bana ölümlere karşı duyarlılığı öğretti' dedi. O da sorguluyor olan biteni. Acıyı görmüştü ve 'Artık yeter' diyordu. Başka hiçbir annenin acı çekmesini istemiyordu ve 'Artık yeter' diyordu. 'Vatan sağ olsun' demiyordu. 'Benim dedelerim, atalarım bu vatan için savaştı şehit oldu o zaman vatanı işgalden kurtardılar' zaten diyordu" diye anlatıyor yaşadıklarını.
'Anneler sarayın savaşını durdurabilir'
"Acıların, gözyaşının rengi yok' diyoruz ya' onun gerçek olduğunu bir kez daha gördüm" diyen Güler ana, ziyaretten de AKP'nin bu iktidar savaşını ancak anaların durdurabileceğini anladığını söylüyor. Güler Ana, "Acıların rengi olmadığını anladım. Daha o sokağa girerken onun acısını anladım. Ben çocuğumu kaybettim ya aynı acıyı hissettim o günü tekrar yaşıyor gibi oldum o sokağa girince. İnsan gözyaşlarını tutamıyor tabi. Yaşadığımız acının hiçbir farkı yok. Kendimi onun yerine koydum yaşadıklarımı hatırladım. Yaşamını yitiren tüm çocukların annelerinin acısını hissediyoruz. Anneler bu savaşa dur der. Savaşı çıkartan erkektir. Ancak anneler el ele omuz omuza vererek çocuklarımızın ölümünün önüne geçebilir. Anneler bu sarayın savaşını durdurabilir. Anneler barışçıldır. Anneler barışı getirir" diye anlatıyor.
'Devlet en çok biz analardan korkuyor'
Güler Ana son olarak bir kadın bir anne olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a sesleniyor. Erdoğan'ın "Son kişi kalıncaya köklerini kazıyıncaya kadar mücadele sürecek" şeklindeki sözlerini sarf ederken Emine Erdoğan'ın bir kadın olarak nasıl bu söylemleri alkışlayabildiğini anlayamadığını söylüyor. Güler ana Emine Erdoğan'a "Biraz empati" diye sesleniyor ve "Bir ay içinde sokakta oyuna dalıp hoplayan zıplayan çocuklar öldürüldü. Bütün annelere sesleniyorum, getirse barışı anneler getirir. Anneler savaşı çıkartanları yargılar. Bizim bir araya gelmemizden çok korkuyorlar. En çok biz analardan korkuyorlar. Emine Erdoğan'a da sesleniyorum. Yanındaki adam her gün çıkacak son kişi kalıncaya kadar devam diyor. O da alkış tutuyor. Bir anne olarak biraz empati kursun bizlerle diyorum ona. Hadi geçelim bir Kürt annesini bir Türk annesi bir Arap annesi ile empati kursun. Türk de Laz da Çerkez anne de çocuğunu kaybediyor. Annelerin içi yanıyor bizlerle bir empati kursun. O da bir anadır. 'Köklerini kazıyıncaya kadar mücadele edeceğiz' diyor o da alkışlıyor. Televizyon da izlerken üzülüyorum" diyor.DİHA
Güncelleme Tarihi: 01 Eylül 2015, 10:10
Asker ve gerilla annesi kucaklaştı: Barışı biz getireceğiz
Siirt'te yaşamını yitiren asker Bahadır Aydın'ın annesi Emine Aydın'ı Bursa'daki evinde ziyaret eden Barış Annesi Güler Buğday, "Acılarımız Emine anayla aynı, onunla kucaklaştık" dedi. Saray'ın savaşını anaların durdurabileceğini belirten Buğday, "Devlet en çok biz analardan korkuyor. Biz analar barışı inşa edeceğiz" ifadesinde bulundu.