Bu kampanya ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan etrafında var olan Gladio çemberini kırmayı, Öcalan’ın güvenlik ve sağlık koşullarını düzeltmeyi hedef aldıklarını belirten Agiri şunları ifade etti: “Bu açıdan başta inşa çalışmaları olmak üzere kadının eylemsel gücünü daha radikal kılmak ve daha örgütlü hale getirmeyi amaçlıyorduk. Kadınlar demokratik özerkliği inşa için çalışıyor. Bugün Rojava’da yaşanan devrimiyle inşa çalışmaları kantonlarda yürürlüğe girmiştir. Önderliğimiz 21. yüzyılın kadın yüz yılı olarak belirlemişti. Var olan sisteme alternatif olarak Rojava’da açığa çıkan gelişmeleri ele aldığımızda gerçekten bir kadın devrimine, kadın yüz yılına giriş yaptığımızı söyleyebiliriz.”
KJK sistemindeki değişimleri de ele alan Agıri 9 yıl boyunca sistemlerini KJB olarak tanımladıklarını söyledi. İhtiyaç ve taleplerin büyümesinin artık sistemin dar kaldığını gösterdiğini de vurgulayan Agiri, “Hareket olarak daha önce hitap ettiğimiz kesim çoğunlukla Kürt kadınlarıydı. Fakat konfederalizm perspektifimizde daha kapsamlı bir yapılanma ihtiyacı vardı. Bütün kültürleri, renkleri içine alan bir örgütlenmeye ihtiyaç vardı. Bu temelde hareketimizin kapsamını genişletme kararlığına ulaştık” diye konuştu.
‘ÖNDERLİĞİMİZ KADIN HAREKETLERİ TARAFINDAN DA BİR İRADE OLARAK TANINMAYA BAŞLADI’
DAİŞ çetelerinin saldırılarına ilişkin, “İŞİD, erkek terörünün en uç ve en pervasız biçimidir” tespitini yapan Agiri, şunları söyledi: “Kadını tekrardan erkeğin kölesi yapmayı, toplumu tekrardan devletin kölesine dönüştürmeyi İslam kılıfı altında meşrulaştırmaya çalıştı. Bunların hepsi kadın açısından çok temel mücadele gerekçelerine dönüştü. Bugün IŞİD çetelerine karşı Kobanê ve Şengal’de yaşanan direniş kadın mücadelesini daha da güçlendiriyor. Dünya kamuoyunda büyük bir yankı uyandırıyor. Arin Mirkanlar, Saryalar öncülüğünde yüzlerce kadın şahsında gelişen bu direniş, bütün kadınlara, bölge kadınına, dünya kadınlarına yeni bir mücadele ruhu aşıladı.”
Kobanê ve Şengal direnişinin kadınlar açısından açığa çıkardığı sonuçları değerlendiren Agiri bugün Ortadoğu’da üçüncü dünya savaşının yaşandığını ve bu savaşın merkezinde kadınların olduğunu belirtirken, bu direnişle kadın özgürlük hareketinin daha da enternasyonalistleştiğini de dile getirdi.
“Daha önce diğer kadın hareketleri bizi iki nedenle kabul etmiyorlardı. Birincisi Önderliğimizin erkek olmasıydı. İkincisi ise kadının silahlı bir güç olarak kendisini örgütlemesi noktasıydı. Fakat bu gün gelinen aşamada Kobanê ve Şengal direnişiyle Önderliğimiz diğer kadın hareketleri tarafından da bir irade olarak tanınmaya başlandı ve kadının öz savunmasız olamayacağı anlaşılmıştır” dedi.
YJA STAR VE YPJ GÜÇLERİNİN DİRENİŞİ BİZİM KATLİAMLARA CEVABIMIZDIR
Şengal’de yaşanan gelişmeleri ilişkin ise Agiri şunları söyledi: “Şengal’i kurtarma operasyonları devam ediyor. Şengal’deki direnişimiz bizim özeleştirimizdir. Orada yerinde ve zamanında güçlü bir örgütlenmeye gidemedik. Bu noktada yetersizlikler yaşandı. Fakat bugün orada YJA Star ve YPJ güçlerinin direnişi bizim orada yaşanan katliamlara cevabımızdır.”
Şengal’deki kadın örgütlemelerini de ele alan Agıri “Tek bir örgütsüz kadın bile kalmayacak. Ezidi kadınlarının eğitim ve örgütlenme çalışmalarına ağırlık veriyoruz. Toplumsal inşa çalışmalarında bu kültürün de güçlü bir yaşam bulması açısından da çalışmalar söz konusudur” dedi.
Kadın katliamlarını da değerlendiren Agiri, katliamlar ve cinayetlere karşı her yere ulaşma noktasında ve gerekli örgütlenmeleri oluşturmada eksikliklerin olduğunu söyledi.
“Bizim için en temel ihtiyaç örgütlülük, öz bilinçle öz savunmayı yaratmaktır. Su ve havadan önce bizim için gereken örgütlenmedir. Biz örgütlülüğümüzü yarattığımız oranda bu pervasızlaşan erkek terörüne karşı durabiliriz” diyen Agiri, Afganistan ve Tunus’ta gelişen kadın örgütlülüğüne ilişkin de şunları belirtti: “Bugün diğer kadın hareketleri için bir model, alternatif bir sistem durumundayız. Bugün Tunus’ta kadın partisi kuruldu, Afganistan’da kadınlar öz savunma birliklerini kurdular. Bu kadınlar açısından büyük bir gelişmedir.”
Agiri kadına yönelik saldırıların geliştikçe, kadınlar cephesinden direnişin de daha çok güçlendiğini belirtirken “Her gün kadın katliamları var. Direniş arttıkça saldırılar da artıyor. Kadın cephesinde bir uyanış var. Buna karşı bunu ezmeye çalışan, bastıran bir erkek yaklaşımı politikası var. Buna karşı bizim daha örgütlü olmamız, ortaklaşmamız gerekir, dönemin stratejik yaklaşım gerekliliği var. Bütün kadınları bu stratejik tutum içinde olmalı temel bir sorumluluktur” dedi.
‘DÜNYA KADIN KURULTAYINI YAPMA HEDEFİMİZ VAR’
KJK Koordinasyon üyesi Leyla Agiri 2015 yılı için de şunları belirtti: “2015 yılı açısından büyük planlamalar yaptık. Üçüncü Kürt kadın ulusal konferansı gündemdedir ve 2015 yılının en temel çalışmasıdır. Dünya kadın kurultayını yapma hedefimiz var. Şimdiye kadar başka kurumlar yaptı, başka kadın hareketleri yaptı. Bu kurultaylara biz katılımcı düzeyde gittik. Bu sefer biz bizzat bunun öncülüğünü yapacağız.
Geldiğimiz aşamada gerçekten enternasyonalist kadınlarla Kobanê’de açığa çıkan ortaklaştırmayı karşılayacak bütün dünya kadın harekeleriyle kalıcı bir ortak mekanizmaya ihtiyaç var. Bunu Ortadoğu’da gerçekleştirmek istiyoruz. Geçen sene bir Ortadoğu kadın kıta toplantısı yaptık, bu toplantının devamını getirmeye çalışacağız.
Biz PAJK öncülüğünde kadın rönesansını Ortadoğu’da geliştirme hedefine sahibiz. Kadın açısından uyanışı etik, felsefi anlamda ilerletme yolunu açacaktır.”
Kadın hareketinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın gönderdiği protokollerin arkasında olduğunu ve müzakere sürecinin başarıya ulaşması için gereken desteği vereceklerini de sözlerine ekleyen Agiri, “Kadınlar özgürleşme yolunda büyük adımlar atmış durumda. Özgür Önderlikle özgür bir yarın yaratabilmek için bütün kadınları daha güçlü örgütlenmeye, direniş çemberinde halkanın birer parçası olmaya çağırıyoruz” dedi. ANF
Güncelleme Tarihi: 30 Aralık 2014, 10:04