Çocukları katledenlere ilişkin açılan soruşturmalara ise ya izin verilmedi yada açılan davalar takipsizlik kararıyla sonuçlandı.
Dünyada "çocuk bayramını" kutlayan tek ülke olmakla övünen Türkiye'de her yıl yüzlerce çocuk öldürülüyor, gözaltına alınıyor ya da tutuklanıyor. Bölgede yaşanan sıcak çatışmadan en fazla etkilenen çocuklar, asker, polis ve korucu gibi devlet görevlilerinin sık sık hedefi oluyor. 1988 yılından 2012 yılına kadar 596 çocuğun katledildiği Türkiye'de binlerce çocuk yaralanırken, binlercesi ise gözaltına alınıp tutuklandı. 1995 yılında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni kimi maddelere şerh koyarak imzalayan Türkiye'de, yıllara göre yaşamını yitiren çocukların sayısı şöyle:
* 1988 yılında 1 çocuk öldürüldü.
* 1989 yılında yaşları 10 olan 2 çocuk öldürüldü.
* 1990 yılında Şırnak'ın Güçlükonak ilçesinde 12 çocuk aynı günde yaşamını yitirirken, o yıl öldürülen toplam çocuk sayısı 21 oldu.
* 1991 yılında 3 çocuk Şırnak'ta, 1 çocuk Batman'da, 2 çocuk Bitlis'te, 1 çocuk Bingöl'de, 4 çocuk Diyarbakır'da, 2 çocuk Mardin'de, 2 çocuk Siirt'te olmak üzere toplam 15 çocuk öldürüldü.
* 1992 yılı içerisinde nerede öldürüldüğü belli olmayan 2 çocuk ile birlikte, Batman'ın Gercüş ilçesinde yeni doğmuş bir bebek, 31 çocuk Mardin'de, 11 çocuk Hakkari'de, 32 çocuk Şırnak'ta, 3 çocuk Van'da, 9 çocuk Batman'da 2 çocuk Kars'ta, 4 çocuk Siirt'te, 5 çocuk Urfa'da, 2 çocuk Bitlis'te, 2 çocuk Mevzitepe'de, 1 çocuk Muş'ta, 7 çocuk Diyarbakır'da, 1 çocuk Kilis'te, 3 çocuk Ağrı'da, 1 çocuk Elazığ'da olmak üzere toplam 117 çocuk öldürüldü.
* 1993 yılında aralarında henüz 3 buçuk aylık bir bebeğin de bulunduğu ve 11 çocuk Van Bahçesaray ilçesinde olmak üzere, toplam 79 çocuk katledildi.
* 1994 yılında 1 yaşında olan 6 çocuğun da aralarında bulunduğu toplam 99 çocuk öldürüldü.
* 1995 yılında yaşları 2 ile 16 arasında değişen 11 çocuk öldürüldü.
* 1996 yılında 7 çocuk öldürüldü.
* 1997 yılında 7 çocuk öldürüldü.
* 1998 yılında 5 çocuk öldürüldü.
* 2000 tarihinde Pınar Turan adlı bir çocuk öldürüldü.
* 2002 yılında askeri patlayıcı sonucu 11 çocuk, mayın patlaması sonucu 1 çocuk, köy korucularının silahlı saldırısı sonucu 1 çocuğun da aralarında bulunduğu toplam 18 çocuk öldürüldü.
* 5 Nisan 2003 tarihinde Nihat Çeri (13) ve Deştan Korkmaz (14), Van'ın Başkale ilçesinde Esenyamaç köyünde koyunlarını otlattıkları sırada askerler tarafından kaçakçı oldukları iddiasıyla roket mermisiyle öldürüldü. 30 Eylül 2003 tarihinde Zahir Yılmaz (14), Van Çaldıran ilçesi Üçgözler köyünde İran'dan mazot getirdikleri sırada Güldere Jandarma Komutanlığı askerleri tarafından taranarak öldürürken, 9 çocuk ise arazilerde buldukları patlayıcının patlaması sonucu katledildi.
* 2004 tarihinde 5 çocuk mayın patlaması sonucu, 6 çocuk patlayıcı madde sonucu yaşamın yitirirken Uğur Kaymaz (12) 21 Kasım tarihinde Mardin'in Kızıltepe ilçesinde polisler tarafından babası ile birlikte katledildi.
* 2005 tarihinde 6 çocuk mayına basma sonucu yaşamını yitirirken, Talat Işık (15) adlı çocuk Van Bostaniçi beldesinde askerler tarafından atılan aydınlatma mermisinin başına isabet etmesi sonucu katledildi. 2005 yılında toplam 12 çocuk öldürüldü.
* 2006 yılında Diyarbakır'da HPG'lilerin cenaze törenlerinin ardından çıkan olaylarda; Mehmet Akbulut (17), Abdullah Duran (9), Enes Ata (8), İsmail Erkek (8), Fatih Tekin (3), Ahmet Araç (17), Mahsun Mızrak (17) polisin açtığı ateş sonucu öldürüldü. Yine Diyarbakır'ın Koşuyolu Parkı'na Türk İntikam Tugayı tarafından bırakılan bombanın patlaması sonucu; Zilan Demir (8), 6 aylık Şilan Demir, Mizgin Demir (12), Evin Dilan Demir (10), Nazar Çetinkaya (2), Nazlı Çetinkaya (4), 9 aylık Abdullah Çetinkaya, Hasan Marangoz katledildi. 4 çocuk patlayıcı, 4 çocuk ise polis ve askerler tarafından öldürüldü.
* 2007 tarihinde 8 çocuk patlama sonucu yaşamını yitirirken, 30 Mayıs tarihinde Nedim Karaca (16), Diyarbakır Kulp ve Hazro ilçeleri arasında kafasına sıkılan tek kurşunla öldürüldü.
* 2008 tarihinde 15 Şubat günü Yahya Menekşe (17) polis panzerinin çarpması sonucu yaşamını yitirirken, R.K. (13) adlı çocuk ise askeri alan yakınlarında silahla öldürülmüş halde bulundu. 23 Nisan tarihinde Furkan Oran (6), Ali Eliş adlı korucu tarafından hedef alınarak katledilirken, toplam 14 çocuk patlama sonucu yaşamını yitirdi.
* 2009 yılında 30 Temmuz günü Günay Işıkay (13) Van'ın Saray ilçesinde Yukarı Turgalı köyü sınırında İran askerleri tarafından öldürülürken, Mardin'in Mazıdağı ilçesi Bilge köyünde korucular tarafından 6 çocuk katledildi. 4 çocuğun patlamalar sonucu yaşamını yitirdiği 2009 yılında toplam 21 çocuk öldürüldü.
* 2010 yılında 5 çocuk patlama sonrası yaşamını yitirdi. 3 Haziran'da Diren Basan (14), polise ait zırhlı aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdi. 2 Temmuz'da Ferhat Taruk (17), Çekdar Kınay (17) askerler tarafından vurularak katledildi. 21 Temmuz'da yine Canan Saldık (16), askeri kışladan atılan merminin isabet etmesi sonucu vuruldu. 10 Ekim tarihinde Umut Furkan Akçil (7), polisten kaçarken aracın altında kalarak yaşamını yitirirken, 6 çocuk daha farklı şekillerde katledildi.
* 3 Şubat 2011 tarihinde 3 çocuk İran askerleri tarafından katledildi. Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde 20 Nisan tarihinde Halil İbrahim Oruç (17), polisler tarafından vurularak öldürüldü. Yine Kürt çocuklarına yönelik yapılan en büyük katliamlardan biri olan Roboskî katliamında 16 çocuk TSK uçaklarının bombalaması sonucu katledildi. 13 çocuk ise farklı tarihlerlerde yaşamını yitirdi.
* 2012 yılında 25 Mart günü Berfin Akın (11), Nusaybin'in Akarsu beldesine bağlı İlkadım köyünde babası ile birlikte ölü bulundu. 12 çocuk patlama sonucu yaşamını yitirirken, Özgür Taşar (15) adlı çocuk polis müdahalesinde göğsünden aldığı kurşunla katledildi. Vesim Zengin (13) kaçakçılık yaptığı gerekçesiyle askerler tarafından katledildi.
3 yılda 298 çocuk tutuklandı
* 2010, 2011 ve 2012 yılları arasında toplam bin 464 çocuk gözaltına alındı. Bu çocuklardan 380'i farklı gerekçelerle tutuklandı. TMK'de çocukların lehine yapılan değişiklerin ardından bin 250 çocuk gözaltına alındı, bunlardan 298'i tutuklandı.
Failler cezasız kalıyor
Çocukların katledilmelerine ilişkin açılan davalar çeşitli gerekçelerle "takipsizlik" kararları verildiği için sonuçlanmazken, birçok olayda ise soruşturma açılmasına dahi izin verilmedi. Son olarak Lice Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Şenlik köyü Xambas mezrasında meydana gelen patlamada yaşamını yitiren Ceylan Önkol'un ölümü ile ilgili "Görevi kötüye kullanmak" suçlamasıyla açılan soruşturmada şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildi. Yine 28 Mart olaylarında yaşamını yitiren 8 yaşındaki Enes Ata olayı ile ilgili soruşturma başlatan savcılığa Ata'nın ölümüne neden olan polisler için talep edilen soruşturma izni Diyarbakır Valisi tarafından verilmedi. Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde yapılan gösteride polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren Halil İbrahim Oruç olayı ile ilgili başlatılan soruşturmaya "gizlilik" kararı konuldu.
16 çocuğun hayatını kaybettiği Roboskî katliamını araştırmak amacıyla Meclis İnsan Haklarına İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu hazırladığı raporda olayın faillerini "kasıt yok" diyerek aklamaya çalıştı. / Diha
Güncelleme Tarihi: 22 Nisan 2013, 09:50