134 GÜN SONRA, ÖZGÜR KOBANİ
Harabeye dönmüş sokaklarda konuştuğumuz bir YPG’li , "Savaşarak Kobani’yi özgürleştirdik. Şu anda moralimiz çok yüksek. Bu kan damarlarımızda gezdikçe IŞİD Kobani’ye giremeyecek. Onlar hâlâ kaçmaya devam ediyor. Cenazeleri hâlâ yerlerde. Şimdi Kobani’nin onarılmasını bekliyoruz" diyor.
'KOBANİ'Yİ MERAK EDENLER...'
Şehir merkezine doğru ilerledikçe savaşın şiddetini daha çok fark ediyoruz. Sokaklarda patlamamış top mermilerine rastlamak mümkün. YPG güçlerinin sürekli devriye gezdiği sokaklarda sivil halk mümkün olduğunca sokağa çıkmıyor. Yıkılan binaların altında onlarca IŞİD üyesinin cesedinin bulunduğunu söyleyen, daha önce Türkiye’ye de seyahat etmiş bir Kobanili şehrin mevcut halini şöyle anlatıyor, "Böyle beklemiyordunuz değil mi? Kobani şu anda Ortadoğu'nun en virane kentlerinden biri. 134 günlük savaş sonrasında bu hale geldi. Bazen Türkiye’den görüştüğüm insanlar ‘Kobani nasıl?’ diye sorunca, ben de onlara ‘Marmara depremi gibi’ diyorum. O zaman lafı uzatmaya gerek kalmıyor."
TÜRKİYE SINIRINDA İKİ AY
IŞİD saldırısı sonrası Kobani’den Türkiye sınırına akın edenler arasında yer alan Abdullah Ataş, sınırda kaldıkları süre boyunca 10 sivilin ölümüne tanıklık etmiş. Ataş yaşadıklarını şöyle anlatıyor, "Annem ve babam Türkiye’de yaşıyormuş. Ama biz henüz küçükken Kobani’ye göç etmişiz. Ben hep burada yaşadım. IŞİD köylere saldırınca biz de Türkiye sınırına akın ettik. Ancak malımız, mülkümüz, her şeyimiz burada olduğu için Türkiye’ye gidemedik. Yaklaşık iki bin kişiydik ve iki ay boyunca sınırda yaşadık. Açlık ve susuzluk bir yana IŞİD’in top atışlarından dolayı 10 kişi gözümün önünde hayatını kaybetti. Çok sıkıntı çektik. Kobani tamamen YPG’nin eline geçince geri döndük. Çok şükür artık güvendeyiz..." (Radikal)