30 Ağustos Zafer Bayramı, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın 'denetim PKK'da' dediği Şemdinli'de sadece devlet erkanının katıldığı törenle kutlandı. Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığı'nın önündeki meydanda düzenlenen tören, yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi.
İlçedeki devlet protokolünün tam kadro katıldığı tören, saat 09.00'da Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından törene katılan devlet erkanı arasında bayram kutlaması yapıldı.
Şemdinli'deki zafer kutlaması yaklaşık 10 dakikada tamamlandı. Kutlamalar nedeniyle kentteki kamu binaları, törenin düzenlendiği alana ve AK Parti İlçe Teşkilatı'na Türk Bayrakları asıldı. BDP binasında ise bayrak bulunmadığı görüldü. Şemdinli esnafının bayrak asmaması dikkat çekti.
Kaymakam Cengiz Erdem, Tugay Komutanı Tuğgeneral Metin Toker, Cumhuriyet Savcısı Oktay Akkaya, Emniyet Müdürü Akın Güneri, İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Arslan, Korucubaşı Mehmet Emin Özel ile ilçedeki diğer kamu görevlilerinin hazır bulunduğu törene, vatandaşın ilgi göstermediği gözlendi. Az sayıda vatandaşın kutlamaları uzaktan izlediği gözlendi.
CHP ve MHP teşkilatının bulunmadığı Şemdinli'deki kutlamada siyasi parti temsilcisi olarak sadece AK Parti hazır bulundu. BDP'li Belediye Başkanı Sedat Töre ile BDP İlçe teşkilatı yöneticileri ise kutlamaya katılmadı.
Zırhlı araçlarla tören alanı ve çevresinde yoğun önlemler alan güvenlik görevlilerinin, çocuklara şeker dağıtmaları dikkat çekti.
Huzurumuz yok ki kutlama yapalım
Şemdinli'deki kutlamaları izleyen AKŞAM, 'vatandaşın törene neden katılmadığı' sorusunun yanıtını aradı. Özetle 'Huzur yoksa bayram benim neyime' gerekçeleri sıralandı. Görüş belirtenlerin bazıları isimlerini vermekten çekindi. İşte söz Şemdinlili'de:
KÜRT SORUNU ÇÖZÜLSE GİDERDİK
Ferit Ö. (Esnaf -31): İnsanlar can korkusuyla evinden çıkamıyor. Şemdinli'de huzur yok. Her gün top sesleri duyuyoruz. Çatışmalar sürüyor. Kürt sorunu çözülseydi Zafer Bayramı'na giderdik. Şemdinli'de 45 gündür huzur yok. Ticaret yapmıyoruz. Bıktık artık bu savaştan.
TÜRK- KÜRT OMUZ OMUZA DEĞİL
Cengiz Öpegin (Tüccar-30): Tabii ki Zafer Bayramı bizim için de önemli. Bu zaferde bizim dedelerimizin de payı var. Orada Türk, Kürt omuz omuza savaştı. Ama bugün bu omuz omuza ortamı yok.
HUZUR YOKSA BAYRAM OLMAZ
Behzat Demir (Konfeksiyoncu-45): İnsanların huzuru yok ki bayram kutlasın. Ramazan Bayramı'nda onca mal aldık. Operasyonlar nedeniyle insanlar sokağa çıkamıyor, mallar elimizde kaldı. Çeki senedi ödeyemez durumdayız. Psikolojimiz, sağlığımız bozuldu. 1992'den beri esnafım. 45 gündür yaşadığımız sıkıntıyı hiç yaşamamıştık. Bu savaş bitmediği sürece de bayramın bir anlamı olmayacak.
K. IRAK'A GİTMEK İSTİYORUM
İmran Güngör (Esnaf- 27): Ramazan Bayramı'nı kutlayamadık ki Zafer Bayramı'nı kutlayalım. Zaten zor bir bölgede yaşıyoruz. Yıllardır süren bir savaş var. Son 45 gündür sokakta dolaşamıyoruz. Evlerimizde pencerelerin yakınında bile duramıyoruz. Dükkanımı kapatıp Kuzey Irak'a gitmeyi düşünüyorum. İki kardeşimi oraya gönderdim. Burada hayat yok.
HUZURUN ANAHTARI DEVLETTE
Ceyhun Demirel (26): 2005'de burada Umut Kitapevi'ne konan bombadan sonra devlete sıcak bakmıyoruz. Eskiden kutlamalara gidilirdi. Gelecekten umudumuz yok. Kürtçe, Allah'ın verdiği bir dil. Camilerde Kürtçe hutbe okunsa ne kaybeder bu devlet? Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan mutluyuz. Huzurun anahtarı devlette. Devlet istese bize huzur verebilir. Biz de bayram kutlamalarına katılırız.
KÜRTLERİN DE BAYRAMI
Tacettin Kaya (Fırıncı- 30): Bayrama gitmiyoruz, çünkü devletten çok çektik. Burada hayatın bir anlamı yok ki Zafer Bayramı'nın olsun. Bu demek değil ki Zafer Bayramı bizim için bir anlam ifade etmiyor. Bu bayram Türklerin kadar Kürtlerin de bayramı. O zaman Türk Kürt ayrımı yoktu. Şimdi böyle değil. İnsanlar ölüyor. Barış gelirse biz de Zafer Bayramı'nı kutlarız.
DEVLETE KÜSKÜNLÜĞÜMÜZ VAR
Yusuf Ö. (İşletmeci, 32): Kendimi bildim bileli silah sesleriyle yaşıyorum. Fakat 45 gündür burada hayat durdu. İnsanların ölüyor yanı başımızda. Burada boş yere kan akıyor. İki çocuğum var. Benim yaşadıklarımı çocuklarım yaşasın istemiyorum. Yanıbaşımda Zafer Bayramı kutlaması yapıldı ama gitmedim. Devlete küskünlüğümüz var.