Roboski katliamı yapıldığı 28 Aralık 2011 tarihinden günümüze etkilerine baktığımızda bir milat sayılabilir. Burada elbette bir niyet okuması yapmayacağım, bu katliam neden yapıldı, kimlere ne mesaj verilmek isteniyordu gibi soru imlerine cevap aramayacağım. Son genel seçimlere baktığımız da Kürt halkının yoğun yaşadığı bölgelerinin çoğunda AKP’nin nerede ise silindiği gerçeği ile karşı karşıyayız. Daha önce AKP’ye oy verip te artık vermeyeceğini söyleyen Kürtlerin nerede ise büyük çoğunluğunun ilk söylediği gerekçe Roboski katliamıdır.
Bölge halkı yaptığını düşündüğü katliamlardan dolayı AKP’yi cezalandırdı.
AKP hükümetinin, katliamın yaşandığı ilk günlerden bu güne kadar aldığı tavır, bölge halkı tarafından cezalandırıldı. Bölge’de yaşayan halk, seçim günü geldiğinde ve sandığa gittiğinde, Roboski katliamı ile kendisine yapıldığını düşündüğü ayrımcı ve katliamcı yaklaşımı cezalandıracağını düşünerek oylarını kullandı. Bunun da sonucu yukarıda söylediğim gibi katliamdan ve ayrımcı bir dil kullanmasından dolayı sorumlu tuttuğu AKP hükümetini cezalandırarak bölgeden nerede ise sildi.
Elbette Roboski katliamının unutulmamasında ve sürekli güncel tutulmasında Bölge’de çalışmalarını yürüten BDP’nin katkısı çok büyüktür. Ancak, katliamın yaşandığı 28 Aralık 2011 tarihinden itibaren, canını dişine takarak, devletin her türlü saldırısına karşın, mücadele yürüten Roboski aileleri ve verdikleri mücadele asla unutulmaması gerektiğini düşünüyorum.
Roboski aileleri meclise temsilcilerini vekil olarak çıkardılar
Ferhat Encü ile Zorunlu aktivistliğinden, HDP milletvekilliğine uzanan uzunca yolu, kısaca konuşmaya çalıştık. Roboski için hak ve adalet mücadelelerini hala sürdürürken aileler, aldıkları karar ile son genel seçimlere Ferhat Encü’yü milletvekili aday adayı olarak dahil ettiler. Halkların Demokratik Partisi yöneticileri, Ferhat Encü ve onun dışında ki üç aday ile birlikte genel seçimlere katılma kararı aldı. Yapılan seçimler sonucu Şırnak bölgesinden HDP partisi Ferhat Encü’ nün de içerisinde bulunduğu dört milletvekili çıkarmasını bildi. Bundan sonra ayrıca Roboski ailelerinin hak ve adalet mücadelesini mecliste daha yoğun göreceğiz. Günden güne hak ve adalet mücadelelerini daha örgütlü hala getiren, Roboski ailelerinden Ferhat Encü ile Gülyazı köyünün şantiye mahallesinde bulunan baba evinde söyleşi yapmak için bir gün önceden randevu alıyorum. Buluşmayı ayarladığım telefon konuşmasını ise kendisini Şırnak’tan milletvekili seçen halka karşı teşekkür gezileri için bulunduğu Uludere’de hızlı şekilde yapmak zorunda kaldım.
YVY: 28. 12. 2011 tarihinde, hemen köyünüzün (Roboski) yaylası ile Federatif Kürdistan arasında bulunan bölge’de, sınır ticareti yapan kardeşiniz Serhat (17) dahil 11 yakınınız ve 34 sivil köylünüz Türk savaş uçakları tarafından bombalama sureti ile hunharca katledilmişti. Roboski katliamından bu güne yaşadıklarınızı kısaca anlatır mısınız?
FE: Roboski katliamından sonra, o süreç ile başlayan büyük bir acı başladı. İnsanlarımızın acısı tarif edilecek gibi değildi. Bu acının üzerine, devletin bize olumsuz yaklaşım politikası eklenince, bunun yanında bir de bugüne kadar devletin Roboski katliamı ve dosyası ile ilgili hiç bir adım atmaması da eklenince, Roboski’de - Roboski halkında burada büyük bir kırılma yarattı. Bizde, devletin politikalarına karşı büyük bir güvensizlik, ve yaptıklarının sonucu olarak da büyük bir öfke oluştu. Fakat öfkemiz hiç bir zaman şiddete dönüşmedi, yaşadığımız katliamı, ulusal ve uluslararası kamuoyuna duyurmak ve belli bir kamuoyu oluşturmak için, anayasal-demokratik zeminde kalması koşulu ile, bir çok eylem yaptık ki bu eylemlerin içerisinde Roboski katliamının 55 haftası ile başlayan ve hala devam eden, her hafta katliamda kaybettiğimiz yakınlarımızın mezarı başında devam eden perşembe değerlendirmeleri de dahil, bir çok sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirdik. Tüm bunları yaparken, ayrıca meclis’te tüm guruplarla bir araya geldik, hatta mesela kamuoyu ‘da yakından bilir ki, dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan ile bile görüşme yaptık. Bu örnekler bile nasıl bir mücadele yürüttüğümüzü ortaya koymaya yetecektir.
YVY: Roboski aileleri sözde bir hayırseverden öğrenciler için burs almıştı, sonra öğrendik ki bu kişilerin arkasından AKP hükümeti çıkmıştı, siz buna o dönem nasıl bir tepki gösterdiniz?
FE: AKP gurup vekili başkanı Mahir Ünal tarafından, önümüze bir liste konuldu. Hatta benim ismimi sorarak, size biz burs verdiriyoruz dediler. Bizim böyle bir talebimiz asla olmadı. Bize ve verdiğimiz mücadeleye karşı bir komplo geliştirmeye çalıştılar. Biz hükümet tarafından önerilen hiç bir maddi bir imkanı kabul etmedik. Çünkü bu durumun suiistimal edileceğini iyi biliyorduk. Bu iş adamı örneğinde olduğu gibi, biraz dikkatsiz davrandığımız da neler başımıza geldiğini gördük. O yüzden mücadelemizi yürütürken çok dikkatli olmaya çalıştık. Bu durumun etik olmadığını Mahir Ünal’a söyledik. Biz Roboski için ne yaptınız bu güne kadar deyince, bize sadece size binbir oyunla hazırladıkları bu tiyatroyu, yani bursu söyleyiverdiler.
YVY: Hukusal durum nasıl işledi. daha doğrusu hukuksal anlamda yol alabildiniz mi?
FE: Önce biz katliamın birinci haftası Roboski katliamını yapanlar bulunsun diye Uludere’de savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Biz katiller bulunsun diye gittiğimiz Uludere yargısında nerede ise sanık durumuna sokulacaktık. Daha sonra Uludere alt komisyonunu oluşturdular. Uludere alt komisyon başkanı ve TBMM insan hakları komisyonu başkanı katilleri bulmak için bize söz verdiler. Daha sonra katilleri aklayan komisyon kararı çıktığında her biri vicdanım rahat diyebilmişlerdir. Başbakan’ın hemen Roboski katliamının ardından Genelkurmay’ı kutlamasına baktığımızda, biz Uludere alt komisyonundan bir şey çıkmayacağını aileler olarak çok kez dile getirdik. Bizim dediğimiz gibi de oldu, Uludere alt komisyonu, hiç bir suç, kasıt bulamadı. Hükümet, alt komisyon ile niyetini de açıkça göstermiş oldu. Bundan sonraki süreç tamamen katliam dosyasını soğutmak ve tecrit etmek üzerineydi. Önce dosyamız Diyarbakır özel yetkili savcısına gitti, uzunca bir zaman orada kaldıktan sonra, Uludere alt komisyonu ne demişse, Özel yetkili Diyarbakır Savcısı da onu takip ederek, görevsizlik kararı vererek, dosyamızı askeri savcıya gönderdi. Askeri savcıda ‘kaçınılmaz hata’ diyerek takipsizlik kararı vermek sureti ile dosyayı kapatmak istedi. Biz Roboskili aileler ve yüzlerce avukat ile bu sefer’de iç yargı mekanizmasının en tepesi sayılan anayasa mahkemesine dosyamızı götürdük. Hala’da Roboski katliam dosyası anayasa mahkemesinde bekletiliyor.
YVY: Peki Anayasa mahkemesinde de istediğiniz sonuç çıkmaz ise ne yapacaksınız?
FE:Türkiye iç hukuku açısından ele aldığınızda Anayasa mahkemesi artık son merci olduğunu biliyoruz. Biz Roboski aileleri olarak, Anayasa mahkemesi burada her şeyi belirleyecek diyoruz. Bu zamana kadar hukuk adına hep oyalandık. Bilinçli olarak dosyamız soğutulmaya bırakıldı. Belki tüm bu hukuksuzluğun önünü alacağı karar ile Anayasa mahkemesi açabilir. Bizim için vereceği karar emsal niteliği taşıyacak, ya hak ve adaletten yana tavır alacak, ve bir yüzleşme sürecinin önünü açacaktır. Ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın oluşturmuş olduğu korku cumhuriyetinin statükoculuğunu devam ettirecek, susmayı ve alınan kararı onaylamayı yeğleyecektir.
Her ne sonuç olursa olsun, biz başından itibaren katliam failleri ortaya çıkıncaya kadar verdiğimiz mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Elbette anayasa mahkemesinden bir şey çıkmaz ise o zaman, AİHM ve bir kere daha LAHEY savaş suçları mahkemesine gideceğiz. Biliyoruz bu devlet kendisini zor durumda bırakacak hiç bir uluslararası sözleşmenin altına imza atmamıştır. Savaş suçları mahkemesini’ de tanımamaktadır. Bu yüzden de ayrıca mücadele edeceğiz ve ne gerekiyorsa onu yapacağız.
YVY: Biz Ferhat Encü ismini, Roboski ailelerinin katliamcılara karşı hep haykıran sesi olarak tanıdık. Mesala şu kare benim gözümün önünden asla gitmiyor; Siz ve Roboski aileleri 2012 yılının haziran ayları gibi katliam bölgesine gitmek istediniz. TC devletine bağlı kolluk kuvvetleri bu isteğinize yoğun bir saldırı ile cevap verdi. Siz’de bu saldırıya tepki olarak, askerlerin yüzüne kimliğini fırlatarak artık sizin kimliğinizi istemiyorum dediniz. Bu kareyi ben ne zaman olsa ve görsem tüylerim diken diken olur. Bu kadar haksızlığa karşı, insan başka türlü türlü yolları da düşünebilir. Fakat siz düşünmediniz, yılmadınız ve hep mücadele ettiniz. Peki nasıl oldu da hak mücadelesi yürüten Ferhat Encü, hak mücadelesi yürüten aktivist iken, nasıl milletvekili olma kararı verdi.
FE: Aslında Roboski için hak mücadelesi yürütürken, şunları şunları yapayım, ondan sonra da şöyle hareket ederim diye, hiç bir zaman bir planlamam olmadı. Roboski katliamında yaşamlarını yitiren yakınlarımızı toprağa verdikten sonra, bir süre sonra mezarlıktan dışarı çıktım. Sonra geri dönüp kardeşim serhat dahil, Roboski katliamında yaşamlarını yitiren tüm canlarımıza söz verdim. Ne pahasına olursa olsun, Bu katliam aydınlanıncaya kadar mücadele edecektim. O günden bu güne elimden ne geliyorsa yapmaya çalıştım. Tüm gücümü bu davanın aydınlanmasına sevk ettim. Doğal seyrinde bir süre sonra verdiğimiz mücadeleyi ailelerimiz de takdir etmeye başladı. Verdiğim mücadele ve aldığım kararların isabetli oluşundan herhalde ailelerimiz sözcülüğü bana uygun gördüler. Ulusal ve uluslararası bir çok toplantı ve panel-söyleşilere katılarak, yürüttüğümüz mücadeleyi ve katliamı dilim döndüğünce, ulaşabildiğim her yere taşımaya çalıştım.
Yaşadığımız katliamdan önce de elbette bir siyasi duruşa sahiptim. elimden geldiği kadar mücadele ediyor ve toplumumuza katkı sunmaya çalışıyordum. Elbette Roboski katliamından sonra verdiğimiz hak mücadelesinde emeğim daha fazla görünür oldu. Şu an kapatılmış olan Barış ve Demokrasi Partisi, kurullarında da yer aldım. Açıkça söylemek gerekirse bu son genel seçimlere kadar, ben milletvekilliğini hiç düşünmedim. Seçim süreci yaklaştığında, etrafımda bir çok arkadaşımız, çok daha fazla çalışmak için, Roboski’nin daha fazla görünebilmesi için neden sen de adaylığını koymuyorsun diye, olumlu tepkiler almaya başladım. Sonra ben de düşündüğüm de meclis’te mücadele etmek için, bana çağrı yapan arkadaşların söylediklerine ben de hak verdim.
İktidar partisinin milletvekillerine baktığımız da, Roboski katliamını tecrit etmek, unutturmak, soğutmaya almak için, vekilliklerini kullanıyorlardı. Bu beni çok derinden üzüyordu. Ben de bir gün mutlaka o meclise gireceğim ve onların yaşadığımız katliamın üstünü kapatmak için kullandıkları kürsüyü, onların gözünün içine bakarak, Roboski katliamının elimden geldiğince anlatmaya ve halkların kürsüsü olması gereken yerden bize ve diğer halklara yapılan katliamların üstünü kapattırmamak için elimden gelen çabayı sarf etmem gerektiğini düşünmeye başladığım bir zamanda HDP Eş başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş’ın CNN’de çok güzel bir konuşma yaptı. Halkların Demokratik Partisi'nin, kimlerin partisi olduğu üzerine çok güzel tanımlama yaptı. Katliamlara karşı nasıl mücadele verileceği, yüzleşme sürecine yaklaşımı, çözüm süreci ve halkların ve inançların partisi olduğunu anlatan o çok güzel konuşmasını dinlediğimde, Roboski katliamının aydınlatılması için verdiğim hak mücadelesini artık meclise taşıma zamanının geldiğini düşündüm.
Bu hislerimi ailelerimize açtım, Ailelerimizin onayını aldıktan sonra, her aday gibi, normal olarak HDP’ye gidip başvurumu yaptım. Ondan sonraki süreci siz de, kamuoyu yakından takip ettiği için biliyor. Bu dönem bir partiye karşı değil, tüm devlet olanağını arkasına almış bir güce karşı mücadele ettik, tüm imkansızlıklarımıza rağmen halklarımıza kendimizi doğru anlattığımıza inanıyorum ki, kendi bulunduğumuz Şırnak seçim bölgesi dört milletvekilinin dört’ünü de HDP’ye verdi. Aslında daha önce de belirtik belki ama, bir kere daha söylemek gerekiyorsa AKP hükümetinin seçim sürecinde çözüm masasını devirmesine, halk açık şekilde tekrar çözüm masasını işaret ederek hukümete cevap vermiştir.
YVY: CHP İstanbul milletvekili Fikri Sağlar, Roboski katliamının da arasında olduğu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında Yüce divan istemi ile önerge hazırladığı haberleri gazetelere yansıdı. TBMM’ye böyle bir önerge gelirse, HDP olarak böyle bir önergeyi destekler misiniz
FE: Öncelikle 7 haziran genel seçimlerinin kazanımlarına bir kere daha burada değinmek istiyorum. Bazı kesimlerin bu durumu çok iyi kavramadığı düşüncesindeyim. Haziran zaferimiz AKP Hükümetinin oluşturmak istediği, korku cumhuriyetinin çeperini paramparça etmiştir. Roboski, Reyhanlı, Gezi, Şengal, Kobane, bu katliamları düşünün, bu yaşanan katliamların hangi bir çözülebildi. Soma’da neler oldu, hala doğru dürüst araştırma yok, 17 Aralık yolsuzluk operasyonları yüzünden, AKP hükümeti tüm yargı sistemini değiştirmeye kalkmadı mı? Haziran genel seçim zaferimiz, bu zamana kadar AKP’nin oluşturduğu tüm olumsuzluklar ile hesaplaşma imkanını bize sağladı. CHP milletvekili Fikri Sağlar, Roboski katliamı için, Recep Tayyip Erdoğan için yüce divan önergesi getirirse elbette destekleriz. Fakat düşünün AKP hükümeti yine mecliste sandalyelerin büyük çoğunluğunu almış olsaydı, bugün kim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için yüce divan çağrısı yapabilirdi, bunu asla unutmamak gerektiğini düşünüyorum. Bu durumu küçümsemek yerine olanaklarını nasıl değerlendirmek gerekir buna kafa yormak gerekir.
YVY: Bunca koşuşturmacınızın arasında bize zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Size kolaylıklar dilerim
FE: Teşekkür ediyorum, iyi günler dilerim
Güncelleme Tarihi: 18 Haziran 2015, 15:49