Halkların Demokratik Partisi 1. sıra milletvekili adayı Osman Baydemir ile kaldığımız otelde görüştük.
Urfa 2011 genel seçimlerinde 12 milletvekilinin 10’u yüzde 64,86 oy alan AKP’dendi. Seçime bağımsız giren BDP’lilerden iki aday milletvekili oldu.
2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise recep Tayyip Erdoğan yüzde 68,60, Selahattin Demirtaş yüzde 26,24, Ekmeleddin İhsanoğlu ise yüzde 5,16 oy aldı.
Baydemir, “Bugün seçim olsa HDP Urfa’da birinci parti olur. En az altı vekili Urfa’dan parlamentoya gönderme iradesine sahip” dedi.
CHP ve MHP’nin adaylarından kaynaklı varlık gösterdiğini belirterek AKP’nin Urfa’da ikinci parti olacağını anlattı.
Urfa halkı AKP’den karşılık alamadı
Baydemir, HDP’ye olan pozitif değişimin Urfa’da daha yoğun olduğunu, Urfa’nın AKP’ iktidarına verdiği desteğin karşılığını alamadığını söyledi.
“Urfa halkı 13 yıllık AKP iktidarı döneminde AKP’ye verdiği desteğin, açtığı kredinin hemen hemen hiçbir karşılığını alamadı. Saha çalışmalarımızda görüyoruz ki Urfa’da insanların AKP’nin politikalarına karşı tepki var.”
Altı milletvekili diyen Baydemir, oyların güvenliği konusunda da geçmiş yıllara göre daha deneyimli olarak hazırlandıklarını anlattı.
AKP politikası ters tepiyor
Cumhurbaşkanın mitinglerle Kuran’la katılmasının muhafazakar kesimi etkileyip etkilemeyeceğini sorduğumuz Baydemir, “Bu politika bence bölgede ters tepiyor” dedi.
“İnsanlar hükümete diyor ki ‘Ayıp ediyorlar, biz zaten Müslümanız, ki inancı diyanet işlerinden öğrenmedik.’ Meydanlarda Kuran tutan insanların pratiklerine de bakılıyor.”
Baraj?
HDP barajı aşacak mı? Baydemir, HDP’nin daha önce diğer partilere oy veren seçmenlerden de oy alacağını söyledi.
“Herkes yüzde 9.9’daymışız gibi eforla çalışmalı ve yüzde 14’lerdeymişizi gibi serinkanlı olmalı.” derken diye ekledi.
Baraj aşılamazsa?
“Barajın altında kalmayacağımıza inanıyorum” diyen Baydemir, Meclis’teki bir HDP’nin şiddet kültürü önünde bariyer olacağını, dışarıda kaldığında barışa dair çabasında eksiklik olmayacağını ancak sonuç alma düzeyinde farklılık olacağını söyledi.
“Cumhurbaşkanı şahsında Türkiye nereye varacağı belli olmayan maceraya sürükleniyor. HDP barajı aşamazsa endişem o ki, müzakere masasına ilk tekmeyi cumhurbaşkanı atacak. Çünkü arzuladığına ulaşmış olacak. Bunun yaratacağı riskleri hep beraber görmemiz lazım.
“Türkiye’nin başkanlık rejimine götürülmesine Kürtlerden bağımsız olarak batı yakasından da çok ciddi itiraz gelecektir. Esas kaygı duymamız gereken nokta da Kürt sorunundan ziyade demokrasi sorunu bağlamında. Çıkacak itirazlara hükümetin yanıtının çok ser şiddet üzerine kurulacağından şüphe duymuyorum.”
Urfa'nın pamuğu Urfa’da iplik olacak
Baydemir’e “Halka bir dokunup bin ah işitiyoruz” dediği şikayetleri ve vaatlerini sorduk.
“İhmal edilmiş bir kent” dediği Urfa’nın tarım, enerji, istihdam gibi sorunlarını anlattı:
“Urfa 19 bin kilometrekarelik bir alan. 12 milyon dönüm arazisiyle tarıma elverişli. Enerji üreten bir şehir ama enerjisiz. Urfa’ya elektrik Ceyhan ve İstanbul’dan sonra geliyor, daha pahalı oluyor.
“Üretilen pamuğun kilosunun fiyatı değişmezken elektrik ve gübrede yüzde 20’ye varan artış var. Üretilen tahıl burada işlenmiyor. Teşvikler yerine ulaşmıyor ve bölgeler arası gelişmişlik farkını arttırıyor.
“Urfa’da nüfusun yüzde 48’i 18 yaş altı. Üniversite hariç 653 bin öğrenci var. Öğrenciler mevsimlik işçilik nedeniyle okullarının başında ve sonunda iki ay burada değil. Hükümet Urfa’yı işçi pazarı olarak tutuyor.
“Urfa’da üretilen pamuğun Urfa’da ipliğe, kumaşa, tekstile dönüşme sürecinin ve dünya pazarına açılmasının savunucusu olacağız
“Kamu kaynaklı bölgeler arası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılmasına mücadele edeceğiz.”
Suriyelilerin yükünü Urfa sırtladı
Baydemir Suriyeli mültecilerle ilgili “Hükümet buraya gelen yüzbinlerce Suriyeli kardeşimizi kendi haline bıraktı. Yüklerini de Urfa sırtlandı” dedi ve bu durumunun sosyal bir probleme yol açtığını vurguladı.
“Duvar ustası elli liraya iş bulurken bugün Suriyeli kardeşlerimizin emeği sömürülerek yirmi liraya çalışıyor. Sömürü içinde sömürü düzeni kuruluyor. Bir yandan yerel halk işini kaybediyor öte yandan Suriyeli kardeşimizin emeği sömürülüyor.”
“Özellikle Suriyeli kadınlar ve çocuklar büyük travmalar yaşıyor. 12 yaşındaki çocuklar başlık parasoyla kocaman ‘adamlarla’ evlendiriliyor.
Savaştan kaçana değil, hükümet politikalarına tepki göstermeli
“Gittiğimiz her yerde ciddi önlem almamız konusunda kanı oluşuyor” diyen Baydemir “Tepkimizi savaştan kaçanlara değil onları bu sürece mahkum eden hükümet politikalarına yöneltmemiz gerekiyor” diye konuştu:
“Gelen hiçbir insanımıza karşı nefret suçuna, söylemine düşmememiz lazım. Onurlarını, hayatlarını korumak için gelmek zorunda bırakıldılar. Eleştirilecek, öfkelenecek bir şey varsa o da hükümettir. Öfkemizi sandık başında ortaya koymamız lazım.
“Hükümetin insanları kaderine terketmesi yapılmaması gereken bir şeydi. Gelenler yitireceğini yitirdi, bunun nüksetmemesi için tedbir almak gerekli. Biz Suriye’den gelen kardeşlerimize bir gram dahi nefret söylem ve pratiği oluşmaması için var gücümüzle çalışıyoruz.
“Geri dönüşün güvenli kanalları oluşuncaya dek hükümet buradaki insanların çalışmalarına gerek olmayacak düzeyde tüm ihtiyaçlarını karşılamalı, belli düzeyde nakdi yardım yapmalıdır.
“Mürşitpınar ve Serekaniye sınır kapıları ve gümrüğü derhal açılmalı. Buranın açılması hem Kobanê’nin yeniden imarı, hem de ekonominin canlanması anlamına geliyor." BİANET
Güncelleme Tarihi: 19 Mayıs 2015, 11:17