Kılıçdaroğlu: Erdoğan demokrasiyi katlediyor

Ordu Valisi ile Ekrem İmamoğlu arasındaki tartışmaya ilişkin henüz açılmış bir dava olmamasına karşın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Yargının vereceği karar (İmamoğlu’nun) önünü kesebilir" demeci, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun tepkisine neden oldu. Kılıçdaroğlu "Şimdiden nasıl bilecek mahkeme kararını, çünkü talimat verecek. Sana cumhurbaşkanı olma kapısını kim açtı? Biz açtık. Sana açtığımız kapıdan yürüyüp demokrasiyi geliştireceğine, katlediyorsun" dedi.

Kılıçdaroğlu: Erdoğan demokrasiyi katlediyor

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, pazar günü yenilenecek İstanbul Büyükşehir seçiminde, Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nun oylarını artıracağını belirterek, “Çünkü 23 Haziran seçimleri haksızlığa uğrayan bir kişinin hakkını alacağı seçim olacak” dedi. Ordu’da yaşanan VIP tartışmasında Vali Seddar Yavuz’un İmamoğlu’na kumpas kurduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Binali Yıldırım’ın başbakanlık döneminde kendisine tahsis edilen araçları kullanmasını da eleştirdi.

İstanbul Büyükşehir seçimin iptalinin ardından Erdoğan’ın sokak olayları beklediğini de söyleyen Kılıçdaroğlu “Şunu bekliyorlardı; CHP’liler sokağa çıkacak, polis biber gazı atacak, insanlar ölecek, sonra Erdoğan çıkacak ve ‘gördünüz mü CHP budur’ diyecekti” iddiasında bulundu.

Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

HDP’NİN TAVRI: “(Selahattin Demirtaş’ın Ekrem İmamoğlu’na destek çağrısı) HDP ile bizim bir ittifakımız yok. Ama HDP’ye oy veren kitlenin büyük bir kısmı Ekrem Bey’e inşallah oy verecekler. Tabii sadece HDP değil, AKP tabanından da Ekrem Bey’e oy gelecek. 23 Haziran’da Ekrem Beyin alacağı oylar artacak, mesafe artacak. Çünkü 23 Haziran seçimleri haksızlığa uğrayan bir kişinin hakkını alacağı seçim olacak.

DEMOKRASİYE DARBE: Ekrem Bey’in bir haksızlığa uğradığını herkes söylüyor. Her gittiğim yerde şunu söylüyorlar; ‘Biz CHP’li değiliz, ama bu seçimlerde Ekrem Bey’e oy vereceğiz. Biz haksızlığa karşıyız.’ YSK, siyasi baskıya direnemedi. 7 üyesi gitti siyasi otoriteden aldığı talimatı yaptı. Bulundukları kurum itibariyle de emin olum çocuklarının yüzüne bakamayacaklar. Bu kadar ağır ve demokrasimize vurulmuş bir darbedir bu.

ORTADA ÇALMA ÇIRPMA YOK: Gidiyorsunuz sandığa. Size dört tane pusula veriyorlar. Her birine tek tek pusu la basıyorsunuz. Gelip sandığa atıyorsunuz. Seçim kurulu aynı, vatandaş aynı. Sayım yapılıyor, sayımda kullanılan üç seçmen pusulası doğrudur, biri yanlıştır. Bunu kimsenin aklı almıyor. Ama YSK bunu iptal etti.

SOKAK OLAYLARI BEKLEDİLER: Kimin oyu burada iptal edildi? Vatandaşın. Şunu bekliyorlardı; CHP’liler sokağa çıkacak, polis biber gazı atacak, insanlar ölecek, sonra Erdoğan çıkacak ve ‘gördünüz mü CHP budur’ diyecekti.

24 HAZİRAN’DA NE OLACAK: (İsmail Küçükkaya: İmamoğlu kazanınca ne olacak?) İstanbullu kardeşlerim ‘siz benim irademe kumpas kurdunuz, şimdi ben sandığa yeniden gidiyorum ve irademi sağlıyorum’ diyecek. Bu irade haksızlığa uğramış bir kişinin hakkını iade etmesidir. Dünyaya da şu mesaj verilmiş olacak, bütün baskılara rağmen kapalı kapılar ardındaki baskıya rağmen, İstanbul’da halk sandığa gitti ve iradesini gösterdi. Demokrasi kültürü bizim düşündüğümüzden çok daha güçlü diyecekler. Türkiye Cumhuriyeti İstanbullular Türkiye siyasetine önemli bir armağan bırakıyorlar.

SANA KAPIYI BİZ AÇTIK: (Erdoğan’ın İmamoğlu ile ilgili olarak, “Ordu Valimiz hakaret işini yargıya götürmesi halinde bu konuda yargının vereceği kararı ben bilemem ama yargının vereceği karar bu işin önünü kesebilir” sözleri üzerine) Sana bu yetkiyi kim verdi? Efendim yargı bilmem ne olursa. Nasıl biliyorsun mahkemeden ne karar çıkacağını. Talimat verecek. Bir şekilde hapse atılacak güya. Akıl var mantık var, sen bir ülkeyi yönetiyorsun, sana bu insanlar oy vermiş. Sana cumhurbaşkanı olma kapısını kim açtı? Biz açtık. Sana açtığımız kapıdan yürüyüp demokrasiyi geliştireceğine, katlediyorsun.

VALİ KUMPAS KURDU: (Ordu’daki havalimanında VIP tartışması) Valinin yaptığı bir tuzak, kumpastır. Karadeniz’de yapılan o güzel buluşmaya gölge düşürmek için.

YILDIRIM KABA İFADELER KULLANDI: (İmamoğlu ve Yıldırım katıldığı ortak yayın değerlendirmesi) Ekrem Bey’in sinirlerini bozmaya yönelik olarak sık sık çok kaba ifadeler kullanıldı. Ekrem Bey bunların hepsine alıştı bu tür kışkırtıcı söylemleri yok sayıyor. (Küçükkaya’nın yayından önce İmamoğlu ile yaptığı görüşme) O otele gidenlerin görüntülerinin yarın servis edilmeyeceğini kim garanti edebilir?

DEVLETİN İMKANLARINI KULLANIYOR: (Binali Yıldırım’ın Başbakanlık görevini icra ettiği dönemde kendisine tahsis edilen makam aracını kullandığı eleştirilerine) Bir arkadaşımız, İmamoğlu kendi partisinin imkânlarıyla gidiyor, öbürü devletin imkânlarıyla. Hem dinden imandan adaletten bahsedeceksiniz sonra devletin imkânlarını kullanacaksınız, sonra biz yarışa gidiyoruz diyeceksiniz. Bu yapı aynı zamanda kibirli bir atmosferi ortaya çıkarıyor. Halkı küçümseyen anlayışı besliyor. O yüzden vatandaş artık yeter diyor.

ÜLKEYİ TEFECİLERE TESLİM ETTİLER: Siz Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettiniz Türkiye’yi. Para dilenen bir Türkiye’ye döndük. 17 yılda buraya nasıl geldik? Ülkücü kardeşim de bunu soracak. Görüşlerimiz ayrı olabilir ama vatan konusunda ortak payda oluşturmamız gerekiyor.

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR: EYT’lilerin haklarını sonuna kadar savunacağım.

SAYIŞTAY’A BASKI KURDULAR: “(Sayıştay raporu tartışması) Sayıştay TBMM adına denetim yapan bir kuruluştur. Bütçe ile ilgili raporların tamamı TBMM’ye gelir. Sayıştay’ın mali raporu gelmeden bütçe kabul edilmez. Bir dönem, 2 dönem öncesinde Sayıştay raporu gelmeden bütçe kabul edildi biz itiraz ettik ama parlamentodan geçti. Şimdi denetçiler namuslu denetçiler. Raporlar önce taslak olarak hazırlanıp ilgili rapora gönderiliyor, sonra denetimden geçirilip son şekliyle Sayıştay sitesine koyuluyor. İmamoğlu’nun bahsettiği rapor yayınlanmış bir rapor. İBB’ye adaysınız, siz o raporu okumadım diyorsunuz. O zaman neden aday oldunuz ki? TBMM adına bir kuruluş bir rapor yazıyorsa ve siz o söz konusu kente adaysanız okumanız lazım. Eksiklikleri görmeniz lazım. Burada başka bir şey daha var, bu rapor gündeme geldikten sonra Sayıştay açıklama yaptı. Sayıştay böyle bir açıklama yapamaz, yapmamalı. Kendi tarihine gölge düşürüyor. Sayıştay’ın yapacağı tek şey var, ben raporumu yazdım, siteye koydum. Baskı kuruluyor. Sayıştay’a da baskı kurdular, onlar da açıklama yaptılar.

KRİZ VAR DEMEK SUÇ OLDU: Ekonomik kriz var demek suç oldu. Kim? BDDK, Türkiye’nin bilinen pek çok iktisatçısı hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunacaksanız memleketi bu hale getirenler hakkında bulunun bari.

SİSİ TEPKİSİ: Biz idama karşıyız, onların (AK Parti hükümeti) yapmadığı bir şey yaptık. İdamla yargılandığı zaman Mursi, devlette büyük görevler yapmış iki önemli büyükelçiyi gönderdik Mısır’a. Sakın siyasi idam yapmayın dedik. Ben şu sorunun cevabını bekliyorum; Sisi’yi eleştiriyorsun ama aynı Sisi’ye bir genci teslime diyorsun. Bunun hesabını niye vermedin?

Güncelleme Tarihi: 20 Haziran 2019, 16:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER