Kardeşleşmeyi ilerletmeliyiz

Torbalı, işçi nüfusunu yoğun yaşadığı bir yer ve özellikle son 20-30 yıldır tarım alanlarının hızla sanayiye dönüşümünü yaşıyor.

Kardeşleşmeyi ilerletmeliyiz
 Torbalı, işçi nüfusunu yoğun yaşadığı bir yer ve özellikle son 20-30 yıldır tarım alanlarının hızla sanayiye dönüşümünü yaşıyor. Sanayileşme ile birlikte göç de alan Torbalı, Balıkesirliden Mardinliye birçok farklı etnik kimlik ve mezhepten emekçilerin birlikte yaşadığı bir yer. Sendikal örgütlülüğün de yeni yeni yaşandığı bir bölge olan Torbalı’da 600’ün üzerinde fabrika ve işletme var, sendikalı işyeri sayısı ise iki elin parmakları kadar.

Son dönemde yaşanan çatışmalı süreci konuştuğumuz işyeri temsilcileri ve sendikacılar 7 Haziran seçimlerinden sonra ortamı geren siyasetçilerin özellikle savaşı kışkırttığını belirtiyor. İşyerlerine de yansıyan ufak tefek gerilimlerin olduğunu belirten işçiler, çözümün daha çok kardeşleşmekten geçtiğini düşünüyor.

‘EN BÜYÜK TEHDİT AKP’NİN SAVAŞ POLİTİKASI’

Yaşamın her alanında mücadele ettimyeni dile getiriren DİSK Gıda-İş Ege Bölge Başkanı Gürsel Köse, emekten, barıştan, kardeşlikten, eşitlikten yana olan siyasi partilerle mücadeleye devam ettiklerini söyledi. Türk-İş ve Hak-İş’in patron örgütleriyle birlikte yaptığı yürüyüşe de değinen Köse, “AKP’nin, özellikle de Saray’ın isteği doğrultusunda bu mitingi yapmalarını şiddetle kınıyoruz. Yapılacaksa da o mitingin tek bir sloganı olmalıydı; ‘Barış hemen şimdi’. O emek örgütlerine, Kürt işçiler de üye olup aidat ödedi. Hem o insanların aidatlarını alacaksın bir de o insanlara parmak sallayacaksın. Bunu yapanları ve alet olanları kınıyoruz. Çözüme ilişkin politika üretsinler” dedi.

'VAATLER UNUTULDU'

Torbalı’da örgütlü olan sendikalardan TEKSİF Ege Bölge Şubesi Başkanı Faruk Aksoy, 7 Haziran seçimleri öncesinde yaşanan metal eylemlerini hatırlatarak, bunların işçi sınıfı tarihine damga vuran eylemler olduğunu söyledi. Yaşananlarda kısmen de olsa bu gelişmelerin de etkili olduğunu düşündüğünü belirten Aksoy, “Önceden olduğu gibi bu seçimlerden sonra da sınıfın kazanımlarının ve mücadelelerinin budanmaya ve yok edilmeye çalışılacağını biliyoruz. Seçimler öncesi tüm siyasilerin çalışanların haklarına yönelik vaatleri vardı; asgari ücrete zam, yoksulluk yardımları, emeklilere ikramiye gibi. Bir savaş ortamı yaratıldı hepsi unutuldu” dedi.

‘BARIŞ İSTEYEN HAİNLİKLE SUÇLANIYOR’

Barış diye haykıranların hainlikle suçlanmaya başladığına dikkat çeken Aksoy, “Ama insanlar ölüyor, analar ağlamaya devam ediyor. Artık Türkiye’nin bir gerçeği savaş, Suriye’de ve diğer Ortadoğu ülkelerinde yaşananlardan dersler çıkarmalıyız” dedi. Kürt işçilere ve işyerlerine yönelik saldırıları hatırlatan Aksoy, “Saldıranın da saldırılanın da emekçiler olduğunu gördük. Cenazelerin hepsi yoksul mahallelere geliyor. Emekçilerin bu olanlardan bir çıkarı yok” diye konuştu. Barışın işçiler açısından tek çıkar yol olduğunu, saldırıların barışı hedef aldığını her yerde anlatacaklarını aktaran Aksoy, “İşçiler arasında herhangi bir çatışma yok. Bu durum siyasetçilerin icraatlarından kaynaklıdır. Terör ister devlet tarafından isterse mezhepçi çeteler tarafından gelsin karşı çıkılmalıdır” diye konuştu.

TEDİRGİNLİK VAR

Eğitim  Sen Torbalı Temsilcisi ve diğer iş kollarından temsilciler de savaşın faturasını ne canları ile ne de ekonomik olarak ödemek istemediklerini ifade ediyor.

Eğitim Sen Torbalı Temsilcisi Kemal Karakoyun: Çatışmaları kaygı ile izliyoruz. Emek, demokrasi taleplerini dahi dillendirmekte zorlandığımızı söyleyebiliriz. Basın açıklamalarında bile taciz edilebiliyoruz, ya da provokasyon girişimleri olabiliyor. TİS sürece bu çatışmalı ortamda neredeyse güme gitti. Çatışmalı sürecin buradaki halkın ilişkilerine yansımasından korkuyoruz. Başka yerlerdeki Kürtlere yönelik saldırılar buralarda da tedirginliğe sebep oluyor. Önümüzdeki dönemde işyerlerimizde barış ve kardeşlik mücadelesinin ilerletilmesini ve kardeşlik bağlarını daha da sağlamlaştıracak etkinlikler yapmayı düşünüyoruz.

Sepiciler Deri İşyeri Baştemsilcisi Cumali Yalman: İki çocuğum var askere gidecek. Çatışmasızlık ve barış süreci bir an evvel getirilmeli. Ölenler hep genç. Kürtlerle beraber yaşıyoruz komşuyuz, beraber çalışıyoruz nasıl bir sorunumuz olabilir? Ülkeyi yönetenlerin 400 milletvekili ısrarından sonra yaşamaya başladık bunları. Böyle giderse insanlar artık komşularına dahi güvenemez duruma gelecek. Metal işçilerinin eylemlerinin ardından gelen bu ortam işçilerin bir araya gelmesini bile zorlaştırıyor.

İmpo Motor İşyeri Baştemsilcisi Uğur Bulunmaz: Bizim ne Kürtlerle ne de Kürt kardeşlerimizin hakları için verdikleri mücadeleyle bir sorunumuz yok. Ölüm haberlerinin geldiği bütün evleri görüyoruz, hepsi sıvasız gecekondu.
Bu olanların uzun vadede işçilere ve ekmek mücadelesine ciddi zararlar vereceğini düşünüyoruz. Savaşın faturasını da bizim gibi alın teri ile yaşayan insanlara çıkaracakları kesin. Vergi zamları, ilave vergiler yakındır. Ben bir Arnavut olarak hedefimizin barıştan başka bir şey olmaması gerektiğini düşünüyorum.

ÖLÜM HEP FAKİRE DÜŞÜYOR

Süperpak İşyeri Baştemsilcisi İsmail Güderoğlu, düne kadar normal gördükleri, bildikleri işçilerin bugün milliyetçi kesildiğini anlattı. Bunu son dönem yaratılan siyasi ortama bağlayan Güderoğlu, “Burada Türk ve Kürt işçiler arasında bir sorun yok. HDP’ye oy vermiş arkadaşlarımla bir sorunumuz yok” dedi. Parası olanların askere gitmediğini belirten Güderoğlu, ölümün ise hep fakirlere düştüğünün altını çizdi. Bütün ölümlerin kendilerini üzdüğüne dikkat çeken Güderoğlu, Cizre’de hayatını kaybeden çocukların cenazesinin derin dondurucuda saklanmasının kendilerini derinden etkilediğini anlattı.

Çözüm süreci diyen yöneticilerin halkı kandırdıklarını belirten Güderoğlu, “Dolmabahçe’de konuşulanlar niye Meclisin gündemine gelmiyor? 7 Haziran’dan sonra oluşan Meclis kullanılan oyların yüzde doksandan fazlasıyla seçildi. Niye Mecliste tartışılmıyor?” diye soruyor.

PROVOKASYONA GELİNMEMELİ

AKP’nin, tek başına iktidar olmaması halinde halkı tehdit ettiğini hatırlatan KİPA İşçisi ve İski İşyeri Temsilcisi Memet Halil, “Bugüne kadar yaptıkları bundan sonra da durumun pek iyi olmayacağını gösteriyor” dedi.

Çatışmalı durumun bu şekilde devam etmesi durumunda halklar arasında sorunların artabileceğine dikkat çeken Halil, “Geçen kahvede birisi benim Diyarbakırlı olduğumu bile bile Kürtlere küfür etti. İnsanların provokasyonlara gelmemesi gerekir. Şu anda benim tecilli bir çocuğum var askere göndermeyi düşünmüyorum, niye göndereyim, kimle savaşacak?” diye sordu.EVRENSEL

Güncelleme Tarihi: 23 Eylül 2015, 10:21
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER