Hemen hemen her gün savaş uçaklarının aralıksız kalkış yapmasına ve Kandil'in bombalanmasına, çocukları HPG saflarında bulunan Barış Anneleri'nden tepki geldi. Barış anneleri, her kalkan uçak savaşının sesinin ölüm sesine dönüştüğünü belirtti.
Türkiye'de savaş tezkeresinin 2007 yılından beri her yıl Meclis'e gelmesiyle kabul edilmesi bir oluyor. Tezkereye dayanarak, her gün havalanan F-16 savaş uçakları, Federal Kürdistan Bölgesi'ni geçerek Kandil dağları başta olmak üzere, HPG'lilerin bulundukları kırsal bölgeleri bombalıyor. Tezkerenin çıktığı tarihten beri F-16 savaş uçakları kimi kez de Kortek ve Roboski'de olduğu gibi sivil halkı bombaladı. 2012'nin sonlarına doğru Diyarbakır'da bulunan 2. Hava Kuvvet Komutanlığı'na yapılan savaş uçağı takviyesi ile savaş uçaklarının sayısının 55'e çıktığı biliniyor. Bu uçaklar neredeyse her gün gökyüzünü yırtarcasına büyük bir gürültüyle kalkış yapıyor. Devlet yetkililerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan ile başlattığı görüşmelerin ilk gününden beri, Diyarbakır'da hava hareketliliğinin hız kazanması ise kamuoyunda sürece temkinli yaklaşmasını salık veriyor. En son PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın PKK'ye yazdığı mektubu Kandil'e ulaştırmak için yola çıkan BDP ve DTK heyeti, savaş uçaklarının Kandil semalarında uçuşlar yapması ve bombardımanı nedeniyle görüşmeyi zamanında yapamamıştı.
Uçak sesi yüreklerinde kurşuna dönüşüyor!
Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvetleri Komutanlığı 8. Ana Jet Üssü'nden, hemen hemen her gün uçuşlar gerçekleştiren F-16'lar kimi kez eğitim uçuşu için kimi kez de kırsal bölgeleri bombalamak üzere kalkışlar gerçekleştirirken, askeri havaalanından kalkan her savaş uçağının büyük bir gürültü çıkartması bütün Diyarbakır'da hissediliyor. Her gün sabah saatlerinden itibaren başlayan hava hareketliliği kimi zaman gece yarısına kadar sürüyor. Diyarbakır'da rutin bir hal alan savaş uçaklarının kalkışı ve gürültüsünden en çok tedirgin olanlar ise HPG saflarında çocukları bulunan Barış Anneleri. Barış Anneleri, Diyarbakır'dan her kalkan savaş uçağının sesinin ölüm sesine dönüştüğünü belirterek, uçak sesi ile yüreklerine kurşun saplandığını aktardı.
'Uçakların sesi ölüm sesine dönüşüyor'
Çocuğu HPG saflarında olan Cahide Akan, yaşadıklarını şu sözlerle dile getirdi: "Diyarbakır'dan savaş uçakları kalktığı zaman, uçakların sesi bize ölüm sesi gibidir. Zulme karşı çocuklarımız ellerine silah aldı. Çocuklarımız orada, uçaklar kalktığı zaman ölümün sesi annelerin yüreğine saplanıyor. Her uçak sesinde 'eyvah şimdi hangimizin evi yıkılacak, hangi anne yine ağlayacak, hangi annenin çocuğu parçalanacak?' diyoruz. Çünkü bu devlet çok zalimdir. Onları öldürdüğü zaman da paramparça ediyor. Çocukları saflarda olan anneler uçak sesi duyduğunda uyumuyor o gün. Ben kendim yatamıyorum. Uçak sesi duyduğumda uyuyamıyorum. Uçakların sesi ölüm sesine dönüşüyor. Artık savaş uçaklarının sesini duymak istemiyoruz."
'Her an uçak sesleri'
Uçaklar kalktığı zaman akşamları yatamadığını söyleyen Delal Zengin ise, "Biz sabah uyandığımızda 'bugün hangi annenin yüreği yandı' diye televizyonun karşısına geçiyoruz. Artık bu uçaklar kalkmasın, herkesin psikolojisi bozulmuş. Bütün annelerin psikolojisi bozulmuş. Erdoğan hem barış istiyor hem de uçaklar havalanıyor her gün. Dağlarımız bombalanıyor, annelerin çocuklarını vuruyorlar. Annelerin ciğerleri yürekleri yanıyor. Bunlar nasıl barış istiyor. Biz onların bu barışına inanmıyoruz. Bu savaş bitsin, uçaklar artık havalanmasın. Sofraya oturuyoruz uçak sesleri, yemek yiyoruz uçak sesleri. Çocuklarımız ne durumda, acaba yaralandı mı, parçalandı mı, kimyasal silah mı attılar? Çocuklarımız sadece dilini, kimliğini, kültürünü istedi. Köleliği ve zulmü kabul etmedi" dedi.
'Uçak sesi psikolojimizi bozuyor'
Barış annelerinden Raife Özbey ise, uçakların savaş ve ölüm için kalktığına dikkat çekerek şunları kaydetti: "Kürtlerin çocuklarını vuruyorlar, Kürtlerin yerini yurdunu vuruyorlar. Dağlarını bombalıyorlar. Misket bombası, kazan bombası, kimyasal atıyorlar. Uçak sesi kulağımıza geldiğinde psikolojimiz bozuluyor. Acaba bu sefer hangi eve ateş düşecek diyoruz. Kimin çocuğu ölecek, cenaze bulunacak mı, cenazesinin parçaları bulunacak mı diye düşünüyoruz. Ne kadar savaş uçağı kalkarsa o kadar zarar veriyor. Sesini duyduğumuzda sanki yüreğimize kurşun saplanmış gibi oluyor. Önce bu uçakların kalkmasını engelle, sonra gel barıştan bahset bize."
Hidayet Ay ise, duygularını şöyle dile getirdi: "Uçak sesini her duyduğumuzda uykularımız kaçıyor. Diyarbakır'da ne kadar savaş uçağı varsa hepsi kalkış yapıyor, onların bulunduğu bölgeye gidiyorlar. Ne sabah ne de akşam uykumuz var. Nereyi vuracaklar, kimi vurdular diye düşünüyoruz. Her zaman kulağımız dışarıda. Her uçak kalkışında yüreğimiz parçalanıyor. Gece geç saatlerde bazen uçaklar kalkıyor, o vakitten sonra uykumuz kaçıyor. Uyuyamıyoruz. Uçak sesini ilk duyduğumda sanki kalp krizi geçiriyorum gibi oluyor." DİHA
Güncelleme Tarihi: 09 Mart 2013, 09:44