Ziyaret kapsamında, iki ülke arasında 2009’da kurulan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı da yapılacak. Toplantıda, iki ülkenin yeniden yakınlaşması doğrultusunda ekonomik ve ticari işbirliğinde fikir alış verişinde bulunulacak.
Ziyaretin en önemli gündem maddeleri arasında IŞİD ile ortak mücadele, enerji işbirliği ve Türkiye’nin Maliki döneminde düşme eğilimine giren Irak pazarındaki ihale talebi var.
IŞİD ile mücadelede kapsayıcılık talebi
Ankara, mezhepçi politikalar uygulamak ve Sünni bölgelerin yalnız bırakılmasıyla IŞİD’in güçlenmesine sebep olmakla suçladığı Maliki'nin ardından Ağustos ayında İbadi’nin başbakanlık koltuğuna oturmasını memnuniyetle karşılamış, ancak aynı uyarıları İbadi yönetimine de yapma ihtiyacı duymuştu.
Ankara, Irak’ta kapsayıcı bir sistemin kurulması gerektiğini, kendilerini dışlanmış hisseden Sünnilere de eşit haklar verilmesini ve Irak ordusundaki Şii ağırlıklı dağılımın eşit şekilde düzenlenmesi gerektiğini dillendiriyor. İbadi hükümeti ise, Sünnilere verilecek haklar konusunda adım atacağını söylese de, Sünni aşiretler yeni yönetime de şüpheyle yaklaşmaya devam ediyor.
Irak’ın Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Usame Nuceyfi liderliğinde toplanan Sünni gruplar 18 Aralık'ta bir bildiri yayınlayarak IŞİD’in ele geçirdiği Sünni bölgelerinde IŞİD ile ortak mücadele edebilmek için Bağdat’ın yeni kurulacak birlikleri desteklemesini, hapisteki Sünni siyasetçilere genel af çıkarmasını ve Sünni bölgelerin yeniden yapılandırılmasını istedi.
Kürt petrolünde ‘geçici anlaşma’
Maliki döneminde ilişkilerin gerilmesinin sebeplerinden biri de Kürt petrolü sorunuydu. Erbil, anayasada özerk bölgelere tanınan hakka atfen kendi petrolünü Bağdat'tan bağımsız işleyip satmak istiyordu. Bağdat merkezi hükümetiyse, petrolün hangi bölgede olursa olsun yalnızca Bağdat merkezli SOMO aracılığıyla ihraç edilmesi gerektiği fikrini savunuyordu.
Henüz meclisten onay almayan 2007 tarihli hidrokarbon yasası ise Bağdat'ın tüm petrol gelirlerinden Erbil'e yüzde 17 pay vermesini öngörüyor.
Gerilen ilişkilerde Bağdat yönetimi, Kürtlerin merkezi hükümetten izinsiz petrol satışı yaptığı gerekçesiyle, Kürt yönetimine merkezi bütçeden gönderdiği payı kesti. Sorun Kasım ayında geçici bir anlaşmayla çözüldü. Buna göre Kürt yönetimi, günlük petrol ihracatının yarısı olan 150 bin varil petrolü, Ceyhan’daki Irak hükümetine ait tankerlere göndermeye başladı. Bağdat da ilk etapta Kürt yönetimine bütçe payı olarak 500 milyon dolar ödeme yaptı.
Ardından daha kapsamlı bir çözüme ulaştı. Aralık ayı başında Irak'ta merkezi hükümetle Kürt yönetiminin petrol gelirlerinin dağılımı konusunda vardığı anlaşma çerçevesinde Erbil'e bütçeden yüzde 17 pay verilecek. Günlük 250 bin varil petrol Türkiye üzerinden ihraç edilebilecek.
Türkiye’nin arabuluculuğu gündemde
İbadi ve Iraklı bakanlarının ziyareti öncesinde IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani 19 Aralık İstanbul’da Başbakan Davutoğlu ile görüştü. Görüşmeye Enerji Bakanı Taner Yıldız da katıldı. Görüşme öncesinde, IKBY Parlamentosu Doğal Kaynaklar Komitesi Kıdemli Danışmanı Serdar Aziz, “Başbakan Neçirvan Barzani yakında Ankara'ya gidecek. Türkiye petrol anlaşması konusunda arabuluculuk yaparsa Halkbank da devre dışı kalmaz. Petrol uluslararası piyasaya Ceyhan'dan çıktığı ve Kürtlerin kontrolünde olduğu için, bu süreçten Türkiye her zaman kârlı çıkar” demişti.
Bağdat-Erbil arasında varılan anlaşmanın öncesinde Türkiye üzerinden uluslararası piyasaya aktarılan Kürt petrolünün geliri, Halkbank’ta toplanıyordu. Halkbank’ta biriken para üzerinde henüz iki taraf da işlem yapmadı. Irak Dışişleri Bakanı Caferi, Kasım ayının başında Ankara’ya yaptığı ziyarette Kürt petrolünün satışından elde edilen gelirin Halkbank’ta olduğunun hatırlatılması üzerine, bu konuyu ele alacaklarını söylemişti:
“Kürt petrolünün satışından elde edilen gelir şu an emin ellerdedir, bu konuya bu ziyarette değinmedik. Ancak bu daha sonra değinmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Sonraki dönemde ele alacağımız konuların başında bu geliyor. Irak petrolünün dağıtımı da merkezi hükümetin sorumluluğundadır.”
Maliki döneminden sonra ilişkileri yeniden canlanan Irak ve Türkiye arasındaki diplomasi trafiğine bir yenisi ekleniyor. Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi’nin 5 Kasım’da yaptığı Ankara ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hemen ardından 20 Kasım’da yaptığı Bağdat ziyaretlerinden sonra, Irak Başbakanı Haydar İbadi beraberinde Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi, Enerji Bakanı Abdül Mehdi ile Elektrik Bakanı, Savunma Bakanı, Su Bakanı ve Devlet Bakanı ile birlikte Ankara’da temaslar kuracak.
Ziyaret kapsamında, iki ülke arasında 2009’da kurulan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı da yapılacak. Toplantıda, iki ülkenin yeniden yakınlaşması doğrultusunda ekonomik ve ticari işbirliğinde fikir alış verişinde bulunulacak.
Ziyaretin en önemli gündem maddeleri arasında IŞİD ile ortak mücadele, enerji işbirliği ve Türkiye’nin Maliki döneminde düşme eğilimine giren Irak pazarındaki ihale talebi var.
IŞİD ile mücadelede kapsayıcılık talebi
Ankara, mezhepçi politikalar uygulamak ve Sünni bölgelerin yalnız bırakılmasıyla IŞİD’in güçlenmesine sebep olmakla suçladığı Maliki'nin ardından Ağustos ayında İbadi’nin başbakanlık koltuğuna oturmasını memnuniyetle karşılamış, ancak aynı uyarıları İbadi yönetimine de yapma ihtiyacı duymuştu.
Ankara, Irak’ta kapsayıcı bir sistemin kurulması gerektiğini, kendilerini dışlanmış hisseden Sünnilere de eşit haklar verilmesini ve Irak ordusundaki Şii ağırlıklı dağılımın eşit şekilde düzenlenmesi gerektiğini dillendiriyor. İbadi hükümeti ise, Sünnilere verilecek haklar konusunda adım atacağını söylese de, Sünni aşiretler yeni yönetime de şüpheyle yaklaşmaya devam ediyor.
Irak’ın Sünni Cumhurbaşkanı Yardımcısı Usame Nuceyfi liderliğinde toplanan Sünni gruplar 18 Aralık'ta bir bildiri yayınlayarak IŞİD’in ele geçirdiği Sünni bölgelerinde IŞİD ile ortak mücadele edebilmek için Bağdat’ın yeni kurulacak birlikleri desteklemesini, hapisteki Sünni siyasetçilere genel af çıkarmasını ve Sünni bölgelerin yeniden yapılandırılmasını istedi.
Kürt petrolünde ‘geçici anlaşma’
Maliki döneminde ilişkilerin gerilmesinin sebeplerinden biri de Kürt petrolü sorunuydu. Erbil, anayasada özerk bölgelere tanınan hakka atfen kendi petrolünü Bağdat'tan bağımsız işleyip satmak istiyordu. Bağdat merkezi hükümetiyse, petrolün hangi bölgede olursa olsun yalnızca Bağdat merkezli SOMO aracılığıyla ihraç edilmesi gerektiği fikrini savunuyordu.
Henüz meclisten onay almayan 2007 tarihli hidrokarbon yasası ise Bağdat'ın tüm petrol gelirlerinden Erbil'e yüzde 17 pay vermesini öngörüyor.
Gerilen ilişkilerde Bağdat yönetimi, Kürtlerin merkezi hükümetten izinsiz petrol satışı yaptığı gerekçesiyle, Kürt yönetimine merkezi bütçeden gönderdiği payı kesti. Sorun Kasım ayında geçici bir anlaşmayla çözüldü. Buna göre Kürt yönetimi, günlük petrol ihracatının yarısı olan 150 bin varil petrolü, Ceyhan’daki Irak hükümetine ait tankerlere göndermeye başladı. Bağdat da ilk etapta Kürt yönetimine bütçe payı olarak 500 milyon dolar ödeme yaptı.
Ardından daha kapsamlı bir çözüme ulaştı. Aralık ayı başında Irak'ta merkezi hükümetle Kürt yönetiminin petrol gelirlerinin dağılımı konusunda vardığı anlaşma çerçevesinde Erbil'e bütçeden yüzde 17 pay verilecek. Günlük 250 bin varil petrol Türkiye üzerinden ihraç edilebilecek.
Türkiye’nin arabuluculuğu gündemde
İbadi ve Iraklı bakanlarının ziyareti öncesinde IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani 19 Aralık İstanbul’da Başbakan Davutoğlu ile görüştü. Görüşmeye Enerji Bakanı Taner Yıldız da katıldı. Görüşme öncesinde, IKBY Parlamentosu Doğal Kaynaklar Komitesi Kıdemli Danışmanı Serdar Aziz, “Başbakan Neçirvan Barzani yakında Ankara'ya gidecek. Türkiye petrol anlaşması konusunda arabuluculuk yaparsa Halkbank da devre dışı kalmaz. Petrol uluslararası piyasaya Ceyhan'dan çıktığı ve Kürtlerin kontrolünde olduğu için, bu süreçten Türkiye her zaman kârlı çıkar” demişti.
Bağdat-Erbil arasında varılan anlaşmanın öncesinde Türkiye üzerinden uluslararası piyasaya aktarılan Kürt petrolünün geliri, Halkbank’ta toplanıyordu. Halkbank’ta biriken para üzerinde henüz iki taraf da işlem yapmadı. Irak Dışişleri Bakanı Caferi, Kasım ayının başında Ankara’ya yaptığı ziyarette Kürt petrolünün satışından elde edilen gelirin Halkbank’ta olduğunun hatırlatılması üzerine, bu konuyu ele alacaklarını söylemişti:
“Kürt petrolünün satışından elde edilen gelir şu an emin ellerdedir, bu konuya bu ziyarette değinmedik. Ancak bu daha sonra değinmeyeceğiz anlamına gelmiyor. Sonraki dönemde ele alacağımız konuların başında bu geliyor. Irak petrolünün dağıtımı da merkezi hükümetin sorumluluğundadır.”
Al Jazeera Türk
Güncelleme Tarihi: 25 Aralık 2014, 17:36