Barış Bloku, AKP hükümetinin 7 Haziran seçimleri ardından devreye soktuğu topyekun savaş konsepti ile birlikte Diyarbakır'ın Silvan ve Lice ilçesinde devreye koyduğu katliam girişimini dün yerinde inceledikten sonra, edindikleri izlenimleri Cezayir Toplantı Salonu'nda düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı. 30 kişilik heyet, 15 kişiden oluşan 2 grup halinde Lice ve Silvan'da temaslarda bulundu. İlk olarak Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile görüşen heyet, ardından ilçe kaymakamları, belediye başkanları ve halk görüştü.
'Devlet terörü bir kez daha hayata geçirilmiş'
Silvan'da incelemelerde bulunan heyet içerisinde yer alan Barış Bloku Eşsözcüsü Gençay Gürsoy, Silvan'da 1990 yılarda yaşatılan devlet terörünün bir daha hayata geçirildiği kaydederek, devletin yerel temsilcilerinin üstten yapılan baskılar sonucunda inisiyatif kullanamadıklarını gözlemlediklerini söyledi. Gürsoy, halktan aldıkları bilgiye göre, Silvan İlçe Jandarma Komutanı'nın ise 10 gün önce "Vatan için canımı veririm ama bazılarının iktidarının kurbanı olmam" diyerek, istifa ettiğini öğrendiklerini de ekledi.
'Uçaksavalar kullanılmış'
Gürsoy, özellikle gençlerde devletin baskı ve katliam girişimlerine yönelik ciddi bir tepki ve kopuşun var olduğunu ifade ederek, orta yaşta olan yurttaşlarda ise bir tedirginliğin olduğunu ifade etti. Gürsoy, halkın, kendilerine Silvan'ın hedef alınmasının sebebini "Kürt hareketi burada mayalandı ve bunun için devlet tarafından hedef alındı" sözleri ile ifade ettiği söyledi. Gürsoy, yaşanan çatışmalardan kaynaklı birçok evin duvarının kurşunlarla tahrip edildiğini, bazı evlerin yakıldığını ve bir evde yaşanan yıkıntının ise boyutunun normal kurşunlarla oluşamayacak kadar ağır olduğunu gözlemlediklerini ve bu durumun ise ancak uçaksavar ve daha ağır silahlarla oluşabileceğini dile getirdi.
'Halkın devletle bağı kopma noktasına gelmiş'
Gürsoy, ilçede hakla yaptıkları görüşmelerde, halkın 17 Ağustos'u 18 Ağustos'a bağlayan gece ilçeye TIR'larla 30'u aşkın askeri araç taşındığını ve ilçenin farklı noktalarına konumlandığını, özel timlerin ise sağlık ocağının yanına konumlandığını söylediğini aktardı. Gürsoy, halkın, özel timler tarafından sokağa çıkma yasağı olmasına rağmen "dışarı çıkın" şeklinde tehdit edildiklerini ve kadınlara da cinsiyetçi hakaretlerde bulunduklarını ifade ettiklerini de ekledi. Gürsoy, yaptıkları görüşmeler sonucunda halkın devlet ile olan bağının kopma noktasına geldiğini, işin çığırından çıktığını ve iç savaşa doğru gidildiği izlenimi edindiklerini bu tehlikeli gidişata karşı ise barış ittifaklarına ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
'Bölgede OHAL görüntüsü hakim'
Ardından söz alan ve Lice heyeti içerisinde yer alan Barış Bloku Eşsözcüsü Nuray Sancar ise, ilçeye girişlerinin asker tarafından engellendiğini ve köy yollarından canlı kalkan eyleminin devam ettiği noktaya vardıklarını söyledi. Köy yollarını kullanarak ilerledikleri yolda orman yakmalar sonucu Lice'de yaşanan doğa katliamına daha yakından tanık olduklarını söyleyen Sancar, bazı yerlerde daha da yangınlarının devam ettiğini söyledi. Çatışmaların yaşandığı Lice, Hani ve Kocaköy üçgeninde bulunan tepenin bir tarafından askerlerin, bir tarafından gerillanın bulunduğunu, aralarında ise halkın canlı kalkan olarak eylem başlattığını söyleyen Sancar, köylülerin kendilerine bölgeye 36 defa asker indirildiğini ve şu anda sadece üçgende 500'ün üzerinde askerin konumlandırıldığını aktardığını ifade etti. Sancar, bölgede bir OHAL görüntüsünün hakim olduğunu vurguladı.
Sancar, canlı kalkan olan kadınlardan asker ailelerine "Savaşa karşı bir araya gelelim ve barışı haykıralım" çağrısının olduğunu dile getirerek, Türkiye halklarının da Kürdistan halkının çağrısına karşılık vermesi gerektiğini ifade etti. Karşılaştıkları polislerin kendilerine "iktidar kimse onun memuruyuz" şeklinde yanıt verdiklerini ama askerler de ise bir tedirginlik ve savaşa inanmışlığını olmadığını gözlemlediklerini aktardı.
'Bölge halkı zorla göç ettiriliyor'
Ardından heyet içerisinde yer alan HDK Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel söz aldı. Halkın savaş istemediğini belirten Tuncel, konuştukları tüm yurttaşların kendilerine "Her gece nöbet tutuyoruz. Asker ve gerilla ölmesin. İki taraf da bizim çocuğumuz" dediğini aktardı. Türkiye'de var olan erken seçim havasının Kürdistan'da olmadığını sözlerine ekleyen Tuncel, halkın, savaş politikalarını Erdoğan tarafından 28 Mart yerel seçimleri ile 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkmış iradeye vurulmuş bir darbe olarak algıladığını söyledi. Tuncel, bölge halkının zorla göçe tabi tutulduğunu da belirterek, yurttaşların savaşın son bulmasının tek olanağının PKK Lideri Abdullah Öcalan ile müzakerelerinin başlaması ile mümkün olacağını düşündüğünü de belirtti.
Tuncel'in ardından heyette yer alan tüm kurum, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri, yaptıkları incelemelerden izlenimlerini aktardı. DİHA
Güncelleme Tarihi: 22 Ağustos 2015, 15:35
Halkın devletle bağı kopma noktasında
Devletin katliam girişiminde bulunduğu Silvan ve Lice'de inceleme yapan Barış Bloku heyeti izlenimlerini kamuoyuyla paylaştı. Barış Bloku Eşsözcüsü Gençay Gürsoy, halkla yaptıkları görüşmelerde devletin uyguladığı şiddet nedeniyle halkın devletle olan bağının kopma noktasına geldiğini gözlemlediklerini söyledi.