KÜRTLERİN SOKRATESİ!
Tekin'in eserleri arasında "Lawikê Çiyayê Mazî" adlı roman, Latin alfabesiyle Kürtçe mevlit, 15 bin Kürtçe atasözü ile 43 Kürt yazarın eserleri ve yaşamından oluşan antoloji çalışmaları yer alıyor. İskenderun'da “Kürtlerin Sokratesi” olarak tanınan 73 yaşındaki Terkin, “Okula hiç gitmedim. 15 yaşında çobanlık yaparken arkadaşlarımdan yazı yazmayı öğrendim. Akabinde okumayı öğrendim. Sonra develerle Mardin'e giden babam bana 'Kan Kalesi' ile 'Kerem ile Aslı' kitabını getirdi. İlk bu kitapları okudum" dedi.
Okumaya başladığı ilk yıllarda Kürtçe yazımından haberdar olmadığını söyleyen Terkin, Kürtçe ile tanışmasını ise şöyle anlattı: “1990'lı yıllarda Kürtçe yazı ne okumuş, ne de görmüştüm. İlk olarak bir derginin arka kapağında bulunan bir şiirle Kürtçe yazının varlığını keşfettim. Üzerimde büyük bir etki bırakmıştı. Bundan sonra da 'Mem u Zin' adlı kitapla tanıştım. Ancak Cigerxwîn kitaplarının üzerimde büyük etkisi var. Tabii bu dönemde Azadiya Welat Gazetesi çıktı. Bu gazeteyi almak için her gün 2 km yürüyordum. Halen de aynısını yapıyorum. Azadiya Welat Gazetesi'ne minnettarım, benim en iyi dostumdur. Okuma ve yazma ekmek, su gibidir."
‘ARAPÇA MEVLİTİ KÜRTÇE LATİN HARFLERLE YAZDIM’
İlk Kürtçe çıkan gazeteden, Kürtçe kültür-sanat dergilerinin tamamına kadar tüm yayınların isimlerini ezberleyen Terkin, okuduğu her Kürtçe kitap, makale ve romandan notlar aldığını belirterek, o dönemde Kürtçe özdeyişleri yazmaya başladığını da sözlerine ekledi.
“Çünkü özdeyişler bir dilin özetidir, zenginliğini gösterir. Mesela Azadiya Welat Salname, Kürtçe sözlükler ile Pine gibi birçok kaynaktan 15 yıl boyunca notlar aldım. Şu an 9 bin Kürt özdeyişi bende mevcuttur. Ardından 600 sayfalık kendi yaşamımı anlatan 'Lawikê Çiyayê Mazi' adlı bir roman hazırladım. Daha sonra mevlidi Arapça alfabesinden Latince alfabesine çevirdim” diyen Terkin, tarihi günlerin tamamını bir araya getirip Kürtçe yazacağını da belirtti.
TIP VE GEOMETRİ DE ROMAN İÇERİSİNDE
Terkin, yaşamını anlattığı romanında tıp, geometri ve resimli anlatım da kullandığını dile getirdi.
“Özellikle yaşamımı anlatan roman için çalışmaya gittiğim mekanların resimlerini çizdim. Ayrıca yaşamımda geçen birçok anekdotu geometrik çizimlerle de dile getirmişim. Yine Kuran-i Kerim’i okuduğum gençlik yıllarımda bir imam ile olan yoğunca tartışmamı da resimle dile getirdim. Kitapta hastalıklarım ile ilgili geçen detayları da insan anatomisi, iç organları, her birinin işlevini çizimle anlatmışım” diye devam eden Terkin, çalışmasını gören ressamlar ve tıp öğrencilerinden olumlu yorumlar aldığını da kaydetti. “Lawikê Çiyayê Mazi”nin ilk bölümünde hangi koşullarda büyüdüğüne dair bilgilerin yer aldığını da ifade etti.
HAKİKATİ KİTAPLARDA BULDUM
Okuma-yazmayı öğrenmeden önce çobanlık yaptığını ifade eden Terkin, kendisine Allah tarafından ‘vahi’ geleceğine inandığını da aktarıyor. Zaman içerisinde inançların felsefesine inmesinden kaynaklı toplum içerisinde büyük sıkıntılarla karşılaştığını da vurgulayan Terkin, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Gençliğimin ilk yıllarında yaptığım ibadet nedeniyle bana vahi geleceğini düşünüyordum. Keçileri otlatırken bile omzumda seccadem vardı. Zamanımın büyük çoğunluğu ibadet etmekle geçiyordum. Ancak felsefe ile buluştuğumda kafamdaki soru işaretlerini hiç sakınmadan dile getirdim. Özellikle dini alet eden kişi ve sistemlere çekinmeden karşı çıktım. Bu da toplumda karşıma büyük engellerin çıkmasına neden oldu. Şu anda bile zamanımın büyük çoğunluğu yazarak ve araştırarak geçirdiğim için yaşıtlarım beni dışlıyor. Bu muameleyi en yakınlarım dahi yapıyor, beni anlamıyorlar. Toplum Kürt Halk Önderi Öcalan’ı anlayabilseydi şu an hiçbirimiz bu sıkıntıyı yaşamazdık. Eserlerimden dolayı anlam veren bir kesim insan olsa da; yaşadığım sosyal çevre ilimden ve bilimden kopartılmış yoksul bir toplum. Ama ben hakikati kitaplarda buldum.”
43 YAZARIN YAŞAMINI YAZDIM
Kürt yazarların kitaplarını araştırarak antoloji hazırladığını ifade eden Terkin, hazırladığı kitapların basımı için muhatap bulamadığını da sözlerine ekledi. Hazırladığı 60 sayfalık Kürtçe antolojide aralarında Cigerxwîn, Musa Anter, Celadet Ali Berixan, Prof. Qenadê Kurdo, Ehmedê Xanê, Mehmed Uzun, Feşidê Kurd gibi 43 yazarın yaşamının anlattığını da sözlerine ekledi.
Yazdıklarını bilgisayar ortamına kendisi aktardığını ifade eden Terkin, “Geçen sene kitaplarımın basımı için İstanbul’a gittim ancak bilgisayar ortamında olmadığı için zaman alacağını ve dijital ortama çekilmesini istediler. Kendim hayatımda kullanmadığım bilgisayara tüm kitaplarımı aylarca süren çalışma sonucunda kaydettim. Ancak birilerinin uğraşması gerekiyor. Ben de tek başıma İstanbul’a gitmeyi göze alamıyorum” dedi.
Hazırladığı kitaplarını bastırmak isteyen Terkin, ömrünün kalan kısmını da Kürtçeye hizmet ederek geçirmek istediğini ifade ederek, Kürtçenin önemine dikkat çekti./Anf
Güncelleme Tarihi: 11 Nisan 2014, 10:04