Aralarında hasta tutsak Uğur Tekdal'ın da bulunduğu ve 3'ü hakkında müebbet hapis cezası istenilen 8'i tutuklu, 13 Kürt öğrencinin, İstanbul Üniversitesi (İÜ) tuvaletinde meydana gelen ve raporlarda patlayıcı ile olduğuna dair bulgu olmayan patlamanın yanı sıra Beyazıt Kampüsü'nde yaşanan bir kavga ile ilişkilendirilerek, yargılandığı davanın 3 Temmuz'da görülen duruşması "gizli tanık" skandalını da ortaya çıkarttı. Öğrenciler aleyhine ifade veren Nevruz Ateş ve Çelik Hancı kod isimli gizli tanıkların dinlendiği duruşmada gizli tanıkların hem daha önce verdikleri ifadelerle hem de birbirleri ile çelişmesi "gizli tanık" kavramının adil yargılamaya ne kadar uygun olmadığı tartışmasının haklılığını bir kez daha ortaya koydu.
Duruşmada gizli tanıklar, duruşma salonunun dışında bulunan bir odadan, salona video konferans ile sesleri elektronik ortamda değiştirilerek, yüzleri ise mozaiklendirilerek bağlandı. Gizli tanıkların bulunduğu odada mahkeme heyetinden kimse bulunmazken, bir teknik personel ile mahkeme kaleminden bir kişinin bulunduğu belirtildi. İlk olarak dinlenen Nevruz Ateş kod isimli gizli tanık, İÜ Eczacılık Fakültesi'nin önünde gördüğü kavgada, bir kişinin yere yatırılarak kesici aletlerle yaralandığını iddia etti. Olay anında çok korktuğunu ve panikleyerek, olay yerinden uzaklaştığını söyleyen gizli tanık, müdafi avukatların "Olay ne kadar sürdü?" sorusuna ise "15-20 dakika" yanıtını vermesi ifadelerinin çelişkisini ortaya çıkarttı. Avukatlar bunun bir çelişki olduğuna dikkat çekerken, avukatlar gizli tanığın mahkeme başkanının "Teşhis ettiklerinin ismini biliyor musun?" sorusuna "Biliyorum ama yanıtlamak istemiyorum" demesinin ardından bir süre bekleyerek, isimlerini söylemesi de avukatlar tarafından şüpheli bulundu. Gizli tanık Nevruz Ateş'in, kavga sırasında ise öğrencilerin "Burası Kürdistan hepinizi öldüreceğiz" şeklinde slogan attığını söylemesi ise salonda gülüşmelere yol açtı. Saldırıya uğradığı iddia edilen ülkücü öğrenciyi tanıyıp tanımadığı sorulan Nevruz Ateş, kişinin adının Ahmet Taşkın olduğunu söyledi. Müdafi avukatlar ise her iki grubun üyelerinin isimlerini bilmesinin de şüphe yarattığını dile getirdi.
Bir diğer gizli tanık Çelik Hancı ise olay sırasında yoldan geçtiğini söyledi. Avukatlar ise iddianamede aynı tanığın "Olay sırasında kantinde çay içiyordum" ifadesine dikkat çekti. Çelik Hancı, mahkeme başkanının "Slogan duydun mu?" sorusuna ise, diğer gizli tanığın aksine "duymadım" şeklinde yanıt verdi. İki gizli tanığın verdiği ifadeler arasındaki bir diğer çelişki ise olayın gerçekleştiği süreye ilişkindi. Nevruz Ateş olayın 15-20 dakika sürdüğünü belirtirken, Çelik Hancı 1-2 dakika sürdüğü yönünde beyanda bulundu. Avukatların teşhisi nasıl yaptığı sorusuna ise Çelik Hancı, "Toplu halde bulundukları bir video izlettirildi" şeklinde yanıt verdi. Çelik Hancı, teşhis ettiği öğrencilerin hiç birini tanımadığını da söyledi.
Duruşmada hasta tutsak Uğur Tekdal ile Serhat Kavak tahliye edilmiş ve duruşma 21 Kasım'a ertelenmişti.DİHA
Güncelleme Tarihi: 05 Temmuz 2013, 10:49
Gizli tanıklar yine çelişti!
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 8'i tutuklu, 13 Kürt öğrencinin yargılandığı davada dinlenen gizli tanıkların hem daha önce verdikleri ifadelerle çelişmesi hem de aynı olayla ilgili farklı ifadeler vermesi "gizli tanık" kavramının adil yargılamaya uygun olup olmadığı sorusunu bir kez daha akıllara getirdi.