Cezaevindeki durumun ciddiyetine dikkat çeken tutsaklar, yaşanacak olası olumsuzluklardan Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkili kurumların sorumlu olduğunu kaydetti.
Bolu F Tipi Cezaevi'nde bulunan PKK'li tutsaklar, gönderdikleri mektupta cezaevinde artan keyfi uygulama, hak ihlali ve baskılara dikkat çekti. 12 Eylül 2012'de başlatılan ve 68 gün süren süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerinin ardından cezaevlerinde hak ihlalleri ve işkencenin artığını belirten tutsaklar, bu politikalar çerçevesinde Bolu Cezaevi'nde de keyfi uygulama ve baskılarda artış olduğunu kaydetti. Cezaevine sevk veya sürgün gelen tutsaklara, cezaevine girişte çıplak arama dayatıldığını ve zorla soyulmaya çalışıldığını aktaran tutsaklar, "Bu onur kırıcı uygulamaya karşı çıkan arkadaşlarımıza saldırarak işkence yapılmaktadır. Cezaevi yetkilileri ve Cumhuriyet Savcılığı nezdinde bu konuya ilişkin yaptığımız başvuru ve suç duyuruları 'yasal uygulama olduğu' ve 'soruşturmaya yer olmadığı' gerekçeleriyle reddedilmektedir" ifadelerine yer verildi.
'Kelepçeli muayene dayatılıyor'
Hastane sevklerinde kelepçeli muayene ve tedavinin uygulamasında ısrar edildiğine dikkat çekilen mektupta, bu uygulamaya karşı tavır konulduğunda ise hiçbir tetkik veya muayene yapılmadan cezaevine geri getirildikleri belirtildi. Tutsaklar, bu uygulama nedeniyle muayene ve tedavi olamayan tutsakların sağlık durumlarının her geçen gün ağırlaştığına dikkat çekerek, konuya ilişkin yetkili kurumlara yaptıkları başvuruların yanıtsız kaldığını aktardı.
'Kürtçe yazılı mektuplar çok geç veriliyor'
Resmiyette Kürtçe yazışmanın önünde hiç bir engel olmamasına rağmen yazdıkları veya cezaevine gelen mektupların 1-2 aya varan sürelere kadar geciktirildiği belirtildi. Cezaevi idaresine yaptıkları itirazlara, "Türkçe yazın hızlı gitsin" yanıtı verildiğini ifade eden tutsaklar, "Türkçe konuş çok konuş politikasının bir nevi 21. yüzyıla uyarlanmış halidir bu yaklaşım. Mevcut durumda kendi anadilimizle yazışma, haberleşme hakkının olması pek bir anlam ifade etmemektedir" diye kaydetti.
'A takımı tahrik edici tutum ve provokasyon yaratıyor'
Cezaevinde "A Takımı" veya "Müdahale ekibi" olarak tanımlanan gardiyanların kimi zaman sataşma, laf atma, arama adı altında tahrik edici tutumlar ve provokatif yaklaşımlarıyla karşı karşıya geldiklerini söyleyen tutsaklar, ısrarla sürdürülen bu tutumların olumsuz sonuçlar doğurmaması için sağduyulu yaklaşım sergilediklerini söyledi. Cezaevinde en basit, doğal ve insani demokratik tepkilere dahi en üst sınırdan ve ayları bulan disiplin cezaları verildiğine vurgu yapan tutsaklar şunları belirtti: "Ahlaki ve demokratik açıdan hiçbir meşruiyeti olmayan bu politikalarla zaten mevcut haliyle koyu bir tecrit ve izolasyon mekanı olan F tipindeki tecrit uygulaması ağırlaştırılmakta ve çekilmez hale getirilmektedir."
'Yaşanacaklardan yetkili kurumlar sorumludur'
Tutsaklar yaşadıklarına ilişkin Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet Savcılığı, Cezaevi İzleme Heyeti ve cezaevi idaresine dilekçe yazmalarına rağmen bu sorunların giderilmesi adına hiçbir çabanın sergilenmediğini belirtti. Özellikle cezaevi girişinde çıplak arama, işkence, kelepçeli muayene dayatması ve personelden kaynaklı tahrik edici yaklaşımlar konusunda defalarca girişimde bulunduklarını vurgulayan tutsaklar, "Bu başvuru ve itirazlarımızı görmezden gelen ilgili ve yetkili kurumlar bundan böyle doğacak olası olumsuz sonuçların sorumlusudurlar" uyarısında bulundu.DİHA
Güncelleme Tarihi: 16 Şubat 2013, 10:27