Van İl Genel Meclisi tarafından hakkında yıkım kararı çıkartılan Van'ın Çatak ilçesi Andiçen (Geliye Masiro) bölgesinde bulunan "Ronahî Şehitliği"nin yıkılmaması için başlatılan nöbet eylemi devam ediyor. 22 Eylül'den bu yana her hafta bir grubun nöbet tuttuğu anıt mezarda nöbeti DÖKH bileşenleri ve Van Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistleri devraldı. Anıt mezar için çıkarılan yıkım kararı ile sistemin, Kürt halkının ölülerine dahi tahammül edemediğinin açık göstergesi olduğunu belirten Barış Anneleri, çocuklarına ait anıtın yıktırılmasına hiçbir kuvvetin, gücünün yetmeyeceğini dile getirdi. Çocuğu HPG saflarında iken Şırnak'ta yaşamını yitiren Barış Annesi Zeliha Turgut, çocuğunun cenazesini daha alamadıklarını ve cenazenin nerede olduğunu bilmediklerini dile getirdi.
'Erdoğan çözümün gelmesini istemiyor'
Anıtın yıkılmaması için çadır açtıklarını ve nöbet tuttuklarını ifade eden Turgut, "Toplu şekilde katledilen şehitlerimiz için şehitlikler yaptık. Şehitlerimiz için yaptığımız şehitliklere dahi AKP'nin tahammülü yok. Biz de zarar verilmek istenen şehitliklerimize sahip çıkmak ve onları korumak için çadırlar kurarak, nöbet tutuyoruz. Biz yıllardan beri haklarımız için mücadele ediyoruz. Bunun için binlerce bedel ödedik. Bu yolda çocuklarımız şehit düştü. Şehit düşen çocuklarımız bizim değerlerimizdir. Kimse bizim değerlerimize el uzatamaz. Buna izin vermeyiz" dedi. Yıllardır devletin bölgede yürüttüğü savaş politikasından dolayı birçok kişinin zarar gördüğünü, artık buna bir son verilmesi gerektiğini dile getiren Turgut, "Biz artık bu soruna bir çözüm bulunmasını ve kanın dökülmemesini istiyoruz. Ama Erdoğan yaptıkları ve konuştuklarıyla çözümün gelmesini istemiyor. Biz Kürt halkını halk yapan önderliğimizin de özgür olmasını istiyoruz. Bunun için de sonuna kadar mücadele edeceğiz. Benim oğlum da gerillaydı ve o da çıkan bir çatışmada şehit düştü. Ben oğlumun cenazesine dahi kavuşamadım. Şehit düştüğü yer olan Şırnak'a gidip oğlumun cenazesini almak istedim ama bize vermediler. Şimdi oğlumun cenazesinin nerede olduğunu bilmiyorum" diye konuştu.
'Tek bir Kürt kalsa bile anıtı yıkamazlar!'
Anıtta nöbet tutan Barış Annesi Aliye Balık ise 3 çocuğunun PKK saflarına katıldığını ve bunlardan birinin yaşamını yitirdiğini anlattı. HPG saflarında 2 çocuğunun daha hala yer aldığını belirten Balık, "Bu şehitlik Kürt halkının değerlerini içinde barındıran kutsal bir alandır. Şehitlerimize sahip çıktığımız sürece başımız asla öne eğilmez. Valilik şehitliğin yıkım kararını vermiş, bir Kürt bile kalsa bunlar bu şehitliği yıkamaz. Bu şehitlik bizim onurumuzdur, varlığımızdır" dedi. Koruculara seslenen Balık, korucuların kısa bir süre içerisinde silahlarını bırakmaları gerektiğini ve artık tüm Kürtlerin birlik olarak direnişi büyütmeleri gerektiğini dile getirdi.
'Çocuğumun bir mezarı dahi yok'
Bayramda herkesin çocuklarıyla birlikte olduğunu, kendilerinin ise dağlarda çocuklarının kemiklerini toplamaya çıktığını dile getiren Eynê Atabey ise, "Kürdistan'da ne kadar dağ varsa hepsinde çocuklarımızın kemikleri ve parçaları var. Ben de şehit annesiyim. Ben de isterdim çocuğumun mezarı olsun, ziyaretine gideyim. Çocuğumun bir mezarı bile yok. AKP yandaşlarına sesleniyorum; ellerini vicdanlarına koysunlar bu halk üstünde rant oynamasınlar. Kürt çocuklarının kanı üzerinde oynamasın, Kürt çocuklarının kanı üzerinde ticaret yapmasınlar" diye konuştu.
'Paket boş çıktı'
Her kadın gibi kendisinin de 9 ay boyunca çocuğunu karnında taşıdığını ve kimsenin çocuklarını yerde bulmadığını ifade eden Atabey, şunları söyledi: "Biz de anneyiz. Diğer tüm anneler gibi biz de çocuklarımızı 9 ay karnımızda taşıdık. Kimse çocuklarını yerde bulmamış. Türk devleti sessiz kalmasın, artık bir adım atsın. Bu insanların, annelerin gözleri onlardadır. Bizim gözümüz hükümetin açıkladığı paketteydi, ama paket boş çıktı. Biz artık yeter diyoruz. Artık asker ve gerilla ölmesin. Çözüm AKP hükümetinin elindedir, istediklerini yapıyorlar. Kürtler için artık bir adım atsınlar." Çocuğunun mezarı bile olmayan bir anne olduğunu ve bunca acıya rağmen barış istediğini vurgulayan Atabey, "Ben barış istiyorum. Devlet eğer Kürtleri bitirmeyi düşünüyorsa yanılıyor. Kürtlerin bir damla kanı bile kalsa mücadelelerinin peşinde, şehitlerin peşindeler, gerillanın peşindeler, önderliğin peşindeler. Önder Apo özgür olmasa Kürt halkı özgür değildir. Devlet bunları bilsin" diye konuştu.
'Anıtın yıkılması infiale neden olur'
Anıtın yıkılmasının toplumsal bir infiale neden olacağını ve bunun için anıtı yıktırmayacaklarını söyleyen Betül Çınar da anıtın yıkılması halinde başta kadınlar ve Van halkının tepkisinin büyük olacağını söyledi. Çınar, "Anıtın yıkılmaması için bugün nöbet için buradayız. Kadın hareketi olarak burada yapılan gerilla anıtının, Ronahi arkadaşın anıtının yıkılmasını istemiyoruz. Valiliğin aldığı bu kararı geri almasını istiyoruz" dedi. DİHA
Güncelleme Tarihi: 21 Ekim 2013, 12:37