Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AK Parti’den istifa eden ve yeni parti kurma çalışmalarını sürdüren eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret etti. “Türkiye’nin Geleceği İçin Lider Ziyaretleri” programı kapsamında gerçekleşen ziyaretin ardından ikili kameralar karşısına geçti.
DAVUTOĞLU: HERKES BULUNDUĞU MAHALLEDEN ÇIKARAK KONUŞMALI
Yakın dönemde Türkiye’nin iki şeye ihtiyacının olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Birincisi düşünce özgürlüğü. Herkesin ülkemizin geleceğiyle ilgili fikirlerini geliştirme aktarma ifade etme özgürlüğüne mutlaka sahip olması. Düşünce özgürlüğün olmadığı ortamlarda toplumların kendi problemlerini tartışmalarının imkanı yoktur. İkincisi de düşünce özgürlüğü dışında sürekli bir diyalog ve iletişim ile bu düşüncelerin paylaşılması. Bugün Türkiye’de yeni siyasi arayışlara yeni yaklaşımlara ihtiyaç olan bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemi yaşarken herkes bulunduğu mahalleden çıkarak, bulunduğu siyasi partinin dar koridorlarından çıkarak oturup yüz yüze konuşmaya ihtiyacımız var” diye konuştu.
‘KATKI SAĞLAYACAĞIMIZ GÜNLER UZAK DEĞİL’
Davutoğlu’nun ardından konuşan SAADET lideri Temel Karamollaoğlu Suriye’de başlayan harekatın başarıya ulaşmasını temenni ettiğini ifade ederek, “Ülkemiz sıkıntılı bir dönemden geçerken yeni fikirlere yeni açılımlara yeni oluşumlara ihtiyaç var. Kendileri de bir harekatın başlangıcındalar. Onlara da başarılar diliyorum. İnşallah bu ülkeye faydalı olacak adımları atarlar. Bizim bir geleneğimiz var. Prensiplerimiz genelde geniş kitleler tarafından kabul edildi belki tatbikatında eksikliklerimiz var belki. İnşallah bu konuları da ilerde birlikte mutalaa ederek içinde bulunduğu sıkıntılardan ülkemizin nasıl çıkacağını, bölgemizin barışa huzura nasıl kavuşacağını, dünyadaki gelişmelere nasıl katkı sağlayacağımızı birlikte kararlaştıracak günler de pek uzak değildir diye düşünüyorum” dedi.
KARAMOLLAOĞLU: YÖNETİMLERİ KASTETMİYORUM AMA BAŞKA ÇARE YOK
Görüşmeye dair yapılan kısa açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan ikiliye “Harekât başladı bu yönde de CHP’den öneri geliyordu. Bu süre içinde Esad yönetimiyle görüşülmeli deniyordu. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?” sorusu yöneltildi.
Karamollaoğlu, “Bu bölgenin problemlerini, bu bölgenin problemlerini bu bölgede başka menfaatler gözeten ülkelerle çözmek mümkün değil. Amerika’nın da Rusya’nın da yeri gelince Çin’in de var. Bu bölgede bulunan ülkelerin bir araya gelerek sorunu çözmeleri gerekiyor. Ben şahısları ve yönetimleri doğrudan kastetmiyorum ama başka çare yok. Suriye’deki bu gidişat bir an önce çözüme kavuşmalıdır” yanıtını verirken, Davutoğlu ise şunları kaydetti:
“Türkiye’nin başlatmak zorunda kaldığı hareket bir günde bir anda ortaya çıkmış bir kararla söz konusu olmadı. Suriye dost ve kardeş ülke olarak her zaman barış içinde yaşamayı arzu ettiğimiz, sınırları kaldırdığımız ve vize muafiyetiyle ilişkilerimiz en üst düzeye çıkardığımız bir ülke. Ama maalesef Suriye rejimi kendi halkıyla yürüttüğü mücadelede kullandığı yöntemlerle hem kendi halkı yönündeki meşruiyetini kaybetti hem de milyonlarca insanın mülteci olarak Suriye’yi terk etmesinin önünü açtı. Suriye’de terör örgütlerinin mevcudiyeti bu istikrarsızlıkların sonucu ortaya çıktı. Daha önce 2011 itibariyle Türkiye Suriye ilişkileri en iyi üst düzeydeyken Türkiye’nin o zaman da görevde bulunan devlet adamı olarak söylüyorum, bütün amacımız Suriye halkıyla birlikte Orta Doğu’daki büyük bir birliğin temelini dokumaktı. Suriye rejiminin kendi halkına karşı yürüttüğü acımasız savaş 1 milyona yakın insanın ölümüne yol açtı. DEAŞ ve PKK gibi terör örgütlerinin de Suriye’deki boşluğu kullanarak, sadece Suriye’de değil Türkiye’yi de tehdit oluşturmasına sebep verdi. Suriye’de kalıcı barışın tesisi için uluslararası toplumun ve Suriye’deki tüm tarafların ittifak ettiği bir anayasal ve siyasal çözümün ortaya çıkması lazım. Herkes herkesle görüşmeli, Orta Doğu bölgesinde kimsenin muhatap bulma sorunu yaşamadığı şartlar ortaya çıkması lazım.”
‘TERÖR UNSURLARININ SİYASİ SORUMLULUĞU TÜRKİYE’NİN ÜZERİNE YÜKLENEMEZ’
Suriye’de yakalanan IŞİD unsurlarının sorumluluğunun Türkiye’ye ait olacağı söylemlerinin karşısında bu iddianın reddedilmesi gerektiğini ifade eden Ahmet Davutoğlu, “Türkiye, ne DAEŞ tehdidinin çıkmasından sorumludur, ne de bugün oraya yaşayan Dünyanın en tehlikeli terör örgütünün geride kalan unsurları ile ilgili sorumluluk sahibi olmalıdır. Türkiye kendi güvenlik çıkarını gözetir, kendi güvenliği ile tedbir alır. Bu güvenliği tehdit eden DAEŞ ya da PKK’yla mücadele eder. Bir bölgedeki terör unsurlarının siyasi ya da askeri sorumluluğu Türkiye’nin üzerine yüklenemez” dedi.
‘YOĞUN GÖRÜŞMELER YAPIYORUZ’
Yeni parti çalışmaları hakkında sorulan bir soruya cevap veren Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu: “Bizim öncelikli hedefimizin her zaman Türkiye’nin geleceğine umutla bakması için siyasi bir vizyon ortaya koymaktır. Bunu genel başkanlığını yaptığım, başbakanlık görevinde bulunduğum AK Parti içinde olmasını arzu ederdik, bunun için de çok çaba sarf ettik. Ancak zikredilen her görüşü, yapılan her eleştiriyi fitne ve ihanet olarak görmesi sonucunda ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilmemiz sonrasında yeni bir siyasi hareketin başlatılmasının bir zaruret olarak ortaya çıktı. Bizim için o dosya kapandı. Şimdi yapmakta olduğumuz iki ana odaklı çalışma Türkiye’ye yeni bir vizyon ve ümit ortaya koyacak, toplumun her kesimine hitap edecek bir parti ve vizyon çalışmamız var. Yoğun bir şekilde her kanattan, her ideolojiden, geçmişte farklı siyasi partilerde bulunmuş veya bulunmamış, aydınlarında aralarında bulunduğu kişiler ile yoğun görüşmeler yapıyoruz. Bunlar belli bir aşamaya geldiğinde kamuoyu ile paylaşacağız.” (DUVAR)
Güncelleme Tarihi: 14 Ekim 2019, 02:48