‘Cumartesi Annelerinin yüreğine dokunmadan…’
Bu haftaki buluşmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili ve İstanbul milletvekili adayı Pervin Buldan da katıldı. Buldan, faillerin suçlarını itiraf etmelerine rağmen yargılanmadıklarını söyledi.
“Her birimiz için mezar oldu bu meydan. Sesimize ses verildi ama hukuki irade, siyasi irade Cumartesi Anneleri’nin sesini duymadı, görmedi, tanımadı. Üç maymunu oynadı.
“Cumartesi Annelerinin yüreğine girmeden, dokunmadan bu ülkeye gerçek anlamda bir barış asla ve asla tesis edilemeyecektir.”
‘Bir gün sizin de canınızı yakacak’
Bu haftaki eylemde ilk sözü 10 Aralık 1981’de gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl aldı. Yedigöl, 1 Mayıs’ta İstanbul’da uygulanan polis şiddetine değinerek “Faşizm bir gün sizin de canınızı yakacak ama biz sizin yakanızı asla bırakmayacağız. Faili meçhulleri unutmayacağız, hep sizin kabusunuz olmaya devam edeceğiz” dedi.
Ardından konuşan Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de 1 Mayıs’ta uygulanan polis şiddetine değinerek, “1 Mayıs 1977 bizim için çok anlam ifade ediyor. 1 Mayıs’ta katledilenler ile öykülerimiz o kadar ortak ki, 34 kişi de burada her hafta adalet aradığımız kaybedilen yakınlarımız da aynı devlet terörüyle katledildi” diye konuştu.
Buluşmada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise, “Mezar bulunmadan taziye, yas bitmez. Eğer gerçekten barış arayışı varsa Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin, bu meydana adaleti getirmeden toplumsal barışı da mutabakatı da sağlayamaz” dedi.
Mustafa Erzek’e ne oldu?
Haftanın basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Gülsüm Kal yaptı.
Kav Mustafa Erzek’in kaybedilişini şöyle anlattı:
“Dört çocuk babası Mustafa Erzik Diyarbakır Sason Balbaşı (Heribe) köyünde yaşıyordu. Korucu olmayı reddettiği için yoğun baskı altındaydı, sürekli gözaltına alınıyordu.
“1994 yılının Mayıs ayında askerler ve korucular köye baskın düzenledi. Köydeki evler arandı ve bazı evler yakıldı. Operasyon sırasında askerler Mustafa Erzik’i evinden gözleri bağlı ve eli kelepçeli bir halde gözaltına alarak panzere bindirdi. Olay bütün köylülerin gözleri önünde gerçekleşti.
“Askerler geri çekilince Mustafa Erzik’in tutulduğu panzerin bulunduğu yere giden köylüler, Mustafa’nın ayakkabısının bir tekini ve yerdeki kan izlerini gördü.
“Ailesi civardaki bütün karakol ve hastanelerde Mustafa’yı aradı. Bu arayış sürerken evi basılan babası da gözaltına alındı. Oğlunun PKK’liler tarafından öldürüldüğü yönünde ifade vermesi için ağır işkence gördü ama yalan beyanda bulunmayı reddetti.
“Gözaltına alındığı inkâr edilen Mustafa Erzik’in bedeni dört gün sonra çobanlar tarafından Batman Çayı’ında bulundu. Ailesi bedenini teşhis etti. Mustafa Erzik, ateşli silahla göğsünden vurularak öldürülmüştü. Bedenindeki izlerden onun panzere bağlanarak sürüklendiği de anlaşılıyordu. Mustafa Erzik’in bedeni ailesine teslim edilmedi, güvenlik güçlerince gömüldü.
” Ailenin ve İnsan Hakları Derneği’nin birlikte yürüttüğü hukuk mücadelesi sonucunda mezarın açılması sağlandı. Sekiz yıl aradan sonra Mustafa Erzik’in kemiklerine ulaşıldı. Ama onun gözaltına alındığı, gözaltında öldürüldüğü ve bedeninin akarsuya atılarak kaybedilmek istendiği gerçeği hep inkâr edildi.
“Güvenlik güçleri hazırladığı sahte tutanakla Mustafa Erzik’i “çatışmada öldürülen terörist” olarak kayıtlara geçirdi. Bu insanlık suçunun tüm aktörleri cezasızlık zırhıyla korundu.
“Mustafa Erzik dosyasında hakikat açıklansın. Cezasızlık son bulsun, failler yargılansın.”
Güncelleme Tarihi: 03 Mayıs 2015, 08:17