kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

BDP'nin 'demokrasi paketi'

Hükümetin hazırladığı "demokrasi paketi" ile ilgili tartışmaların yürütüldüğü dönemde BDP tarafından Haziran ayı içinde hükümete sunulan pakette yer alan öneriler dikkat çekiyor.

BDP'nin 'demokrasi paketi'
 BDP'nin sunduğu demokrasi paketi içerisinde; TMK'nin kaldırılması, TCK'de ilgili maddelerin değiştirilmesi, toplantı ve gösteri hakkının genişletilmesi, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, siyasi partiler yasasında gerekli değişikliklerin yapılması, hasta tutukluların serbest bırakılması gibi teklifler yer alıyor. 

BDP tarafından Haziran ayı içinde hükümete verilen 25 maddelik demokrasi paketinde; TMK'nin kaldırılması, KCK tutuklularının yargılandığı 220 ve 314. maddeler başta olmak üzere TCK'de ilgili maddelerin değiştirilmesi, toplantı ve gösteri hakkının genişletilmesi, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, siyasi partiler yasasında gerekli değişikliklerin yapılması, hasta tutukluların serbest bırakılması, seçim barajının düşürülmesi, eş genel başkanlık sisteminin getirilmesi, siyasi partiler yasasında yüzde 1'in üzerinde oy alan partilere hazine yardımının verilmesi, farklı dillerde propaganda yapılması başta olmak üzere çok sayıda teklif yer alıyor. Hükümetin hazırladığı "Demokrasi paketi" ile ilgili tartışmaların olduğu bir dönemde BDP'nin teklifleri dikkat çekiyor. 

'TMK kaldırılmalıdır'

Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) kaldırılması gerektiğine işaret edilen pakette, gerekçe olarak şunlar sıralandı: "3713 sayılı Kanun'da düzenlenen hiçbir terör suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yaptırımsız bırakılmış değildir. Yine, 3713 sayılı Kanun'da düzenlenen özel soruşturma usulleri; zaten 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda düzenlenmiş bulunmaktadır. Ayrıca 'terörle mücadele' için gerekli yetki ve imkânlar, 04.07.1934 tarih ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda da yer almaktadır. 3713 sayılı Kanun'da düzenlenen özel infaz rejimi, gerek Türk Ceza Kanunu'nda gerekse 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da hüküm altına alınmıştır. Adı geçen temel kanunlarda değişiklik yapılarak temel hak ve özgürlükleri engelleyici hükümlerin çıkarılması gerekirken, hak ihlallerine konu hükümlerin pekişmesi amacı ile çıkarılan bu yasa; hukukun genel ilkelerine ve insan hak ve özgürlüklerine açıkça aykırıdır. Sosyal savunma refleksi ile düzenlenen TMK; bir hukuki ihtiyaçtan değil, dönemin Adalet Bakanının da ifade ettiği gibi, 'siyasi ortam bunu gerektirdiği için' çıkarılmıştır. Böylelikle, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere tüm temel haklar açısından hukukun karanlık bir döneme girdiği çok iyi bilinmelidir. Bu nedenle bu yasa tümüyle yürürlükten kaldırılmalıdır." 

TCK 215, 220, 314 maddelerinde değişiklik teklifi 

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ilgili maddeleri olan "Suçu ve suçluyu övme" maddesi olan 215. maddenin bir yıla kadar hapis cezası getirmesi, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" maddesi olan 220. madde de "Örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işlemek", "Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır" ile "Örgütün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır" şeklinde yer alan 6, 7 ve 8. hükümlerin tamamen kaldırılması isteniyor. Silahlı örgüt ile ilgili hükmü düzenleyen 314. maddede ise "Örgütün hiyerarşik yapısına dâhil olmayan ve şiddet fiilleriyle doğrudan bağı tespit edilemeyenler, örgüt üyeliği ve yöneticiliğinden cezalandırılamaz" hükmü eklenmesi teklifi yer alıyor. 

Koşullu salıverilme süresi ile ilgili teklif

BDP'nin önerdiği ve kamuoyuna sunduğu pakette, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107. maddesinde "Koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün on sekiz yaşını dolduruncaya kadar infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınır" hükmüne karşılık, "Koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün on beş yaşını dolduruncaya kadar infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak; hükümlünün elli beş yaşını doldurmuş olması halinde infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak; altmış beş yaşını doldurmuş olması halinde infaz kurumunda geçirdiği bir gün, üç gün olarak; yetmiş beş yaşını doldurmuş olması halinde infaz kurumunda geçirdiği bir gün, dört gün olarak; seksen beş yaşını doldurmuş olması halinde infaz kurumunda geçirdiği bir gün, beş gün olarak dikkate alınır" teklifi yapılıyor. 

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Zamanı'nda değişiklik teklifi

"2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Zamanı" adlı hükümde ikinci fırkada yer alan, "Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneşin batışından bir saat önceye, kapalı yerlerdeki toplantılar saat 23.00'e kadar sürebilir" fıkrasının tamamen kaldırılması önerilirken, "Bölge valisi, vali veya kaymakam, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla belirli bir toplantıyı yedi günü aşmamak üzere erteleyebilir" teklifi dikkat çekiyor. 

'Raporlu olan hasta sanık hakkında tutuklama kararı verilemez'

Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ile ilgili de önerilerin yer aldığı pakette, birçok maddenin yer aldığı 3. fıkranın tamamen kaldırılması yer alıyor. 4. fıkrada yer alan, "Sadece adlî para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez" hükmünde yer alan iki yıl, BDP'nin paketinde "üç yıldan fazla olmayan suçlar" olarak önerildi. Eklenen 5. fıkrada ise raporlu olduğu tespit edilen sanık hakkında tutuklama kararı verilemeyeceği belirtildi. 

'Hasta tutsakların serbest bırakılması ile ilgili hüküm'

"Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun", "Cezanın İnfazının Ertelenmesi", "Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi" kanunlarında, "Adli Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığı'nca belirlenen tam teşekküllü hastaneler" yerine "Tam teşekküllü devlet hastanelerinin, eğitim ve araştırma hastanelerinin, üniversite hastanelerinin sağlık kurullarınca düzenlenen rapor üzerine infazın yapıldığı yer Cumhuriyet Başsavcılığınca verilir" hükmünün getirilmesi ve hasta tutuklunun Cumhuriyet Başsavcılığı'nca tahliyesine karar verilmesi dikkat çeken hükümler arasında yer alıyor. 

'Yüzde 10 barajına karşı yüzde 3 baraj' teklifi

2839 Milletvekili Seçimi Kanunu'nda Genel Baraj ve Hesaplanması fıkrasında yer alan, "Genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde, geçerli oyların yüzde 10'unu geçmeyen partiler milletvekili çıkaramazlar. Bir siyasi parti listesinde yer almış bağımsız adayların seçilebilmesi de listesinde yer aldığı siyasi partinin ülke genelinde ve ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde yüzde onluk barajı aşması ile mümkündür" hükmüne karşılık, "Genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde, geçerli oyların yüzde 3'ünü geçemeyen partiler milletvekili çıkaramazlar. Bir siyasi parti listesinde yer almış bağımsız adayların seçilebilmesi de listesinde yer aldığı siyasi partinin ülke genelinde ve ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde yüzde onluk barajı aşması ile mümkündür" denildi. İkinci alternatif teklif olarak da "Geçerli oyların yüzde 10'unu geçemeyen partiler milletvekili çıkaramazlar. Ancak ülke genelinde toplamda beş seçim çevresinde birinci çıkan partiler de ülke barajını geçmiş sayılırlar" oldu. 

Yüzde 1 barajını aşmış olan partilere 'Devletçe yardım' teklifi

Siyasi Partiler Yasası ile ilgili maddede ise, "Devletçe yardım" başlığı altında genel barajı aşmış partilere yardım yapılması yerine yüzde 1 barajını aşmış olan siyasi partilere yardım yapılması teklif edilerek, "Bu yardım en az devlet yardımı alan siyasi partinin milletvekili genel seçimlerinde almış olduğu yardım miktarı esas alınarak en az devlet yardımı alan partinin aldığı toplam geçerli oylarla orantılı olarak hesaplanır. Ancak bu yardım bir milyon Türk Lirası'ndan az olamaz. Bunun için her yıl Maliye ve Gümrük Bakanlığı bütçesine yeterli ödenek konulur" denildi. Ve "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 5 veya daha fazla milletvekili bulunup da devlet yardımı alamayan ve seçimlere girme hakkını elde edecek şekilde teşkilatlanmasını tamamlamış siyasi partilere, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, Siyasi Partiler Kanununun "Ek Madde 1"de öngörülen esaslar dairesinde en az devlet yardımı alan siyasi partiye yapılan yardımın bu partinin milletvekili sayısına bölünerek elde edildiği rakam esas alınarak yardım alacak en az 5 milletvekili şartını taşıyan partinin milletvekili sayısı ile çarpılması sonucu çıkan miktar kadar yardım yapılır" önerisi yapıldı. 

Farklı dillerde propaganda yapılması teklifi

Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da da "Propaganda yayınlarına ilişkin yasaklar" konulu alt başlıkta "Siyasi partiler ve adayların yapacakları propagandalarda Türkçe kullanılması esastır" ibaresinin yerine, "Radyo ve televizyonda yapılacak propaganda yayınlarıyla, diğer seçim propagandalarında, Türkçe'nin yanı sıra farklı dil ve lehçeler de kullanılabilir" teklifi getiriliyor. "Önseçimde Propaganda İle İlgili Hükümler" kısmında dil yasağının madde metninde çıkarılması teklifi de dikkat çekiyor. 

Eş genel başkanlık teklifi

Siyasi Partiler Kanunu "Genel Başkan" adlı bölümünde, "Siyasi partiler, tüzüklerinde olmak kaydıyla isterlerse Eş Genel Başkanlık sistemini uygulayabilirler. Bu durumda her iki Eş Genel Başkan, bu kanunda belirtilen hak ve sorumluluklara genel başkan sıfatıyla ayrı ayrı sahiptirler. Eş genel başkanlardan birinin kadın olması zorunludur" teklifi dikkat çekiyor. 

Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu ile ilgili değişiklikler

Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nda beş maddede değişiklik teklifi verildi. "Parmak izi ve fotoğrafların kayda alınması" ile ilgili kısmında, polisin sadece gözaltına alınan şüpheli veya sanığın, kimliğinin teşhisi için gerekli olması halinde ve Cumhuriyet Savcısının izniyle yahut bu yönde verilmiş bir mahkeme kararı üzerine parmak izini alabileceği belirtildi. Yine aynı kanunun, "Önleme araması" kısmında, "Arama talep yazısında, arama için makul sebeplerin oluştuğunun gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir" denildi. Yine polisin gerektiğinde silah kullanmasına yetki veren hüküm yerine, "Zor kullanma yetkisi kapsamında, direnmenin mahiyetine ve derecesine göre ve direnenleri etkisiz hale getirecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedenî kuvvet, maddî güç kullanılabilir" teklifi getirildi. Aynı zamanda polisin ihtar yapmadan güç kullanmasını ve silah kullanmasını sağlaya hüküm yerine, "Polis, yedinci fıkranın (a,b,c) bendi kapsamında silah kullanmadan önce kişiye duyabileceği şekilde 'dur' çağrısında bulunur. Kişinin bu çağrıya uymayarak şiddet unsurlarıyla direnişe devam etmesi halinde, önce uyarı amacıyla silahla ateş edilebilir. Buna rağmen kişinin şiddet unsurlu direnişte ısrar etmesi ve ele geçirilmesinin başka bir yöntemle mümkün olmaması halinde ise kişinin sağ yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir. Polisin ateş etmesi ise polisin gördüğü eğitim yapılan ateşin geri dönüşü olmayan vahameti kapsamında orantılı ve ölçülü olmalıdır" teklifi getirildi. Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nda son olarak, "Polis, kuvvetli şüphe sebepleri ve başka surette delil elde edilmesi imkanının olmaması durumunda hakim kararı ile dinleme yapabilir" teklifi yapıldı. 

Koruculuk sisteminin kaldırılması

BDP'nin teklifinde, 442 Sayılı Köy Kanunu'nun 8'inci faslı ile düzenlenmiş olan "Köy Korucuları ve Göreceği İşler" başlığı altında yer alan 68'inci 69'uncu, 70'inci, 71'inci, 72'inci, 73'üncü, 74'üncü, 75'inci, 76'ncı, 77'nci, 78'inci, 79'uncu, 80'inci, 81'inci ve 82'nci maddeleri kanun metninden çıkarıldı. 

'Cemevlerinin ibadethane olması'

2981 Sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ayrıca 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun'da ayrıca 3194 Sayılı İmar Kanununda yer alan "ibadet yeri" ibaresinin değiştirilmesi yönünde öneride bulunan BDP, ibarenin "camii, cemevi, mescit, kilise, sinagog, havra" olarak değiştirilmesini teklif etti. Yine, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar İlişkin Uluslararası Sözleşme, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerdeki çekincelerin kaldırılması da teklifi edildi. / Diha

Güncelleme Tarihi: 28 Ağustos 2013, 09:45
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER