Karpuz tezgahım biraz olsun karın doyuruyordu. Şimdi bu karpuzları hep atıyorum. Tayyip Erdoğan çıkardığı savaşla her şeyimize göz dikti, karpuz tezgahıma bile” diyor.

İNSANLAR KORKUDAN ALIŞVERİŞE ÇIKMIYOR

İlk olarak pazar esnaflarından Mustafa Sanal’a ‘Çatışmalı ortam hayatınızı nasıl etkiliyor’ diye soruyoruz. “Ben dağ armudu satıyorum. 500 kilometre uzaklıktan buraya getiriyoruz. 2 liradan satıyoruz ama zarar ediyoruz. Neden zarar ediyoruz, çünkü pazara kimse gelmiyor ya da alım gücü zayıf. Çatışmalı ortam nedeniyle insanlar alışveriş merkezlerine gidiyor. Ya da sınırlı şekilde alışveriş yapıyor. Haliyle biz de satış yapamıyoruz ve çürüyen mallarımızı çöpe atıyoruz” diyor. Kent merkezinde zaman zaman çatışmalar yaşandığını belirten Sanal, “İnsanlar kurşunun nereden geleceği belli olmaz diyerek çıkmıyor sokağa” diyor. Çözüm sürecinin yeniden devreye girmesi gerektiğini belirten Sanal, “Nereye kadar insan ölecek. Daha fazla can kaybı olmadan çözüm sürecine başlansın” diyor.

ERDOĞAN KARDEŞİZ DİYOR SAMİMİYSE ADIM ATSIN

Pazar da alışveriş yaparken rastladığımız Güler Çiftçi de, “Anneler olarak bizim kaygılarımız çok” diyor.  Çocuklarını okula her gün kendisinin götürdüğünü söyleyen Çiftçi, “Sokaklarda her yerde silahlı polisler var. Çatışma sesleri geliyor. Çocuklar eteğime tutunarak yürüyor. Korkuyorlar. Onlar korkuyor biz endişeliyiz” diyor. Savaşın her yanıyla halkın yaşamını etkilediğini dile getiren Çiftçi, “Seçim beklenmeden çözüm bulunsun. Çocuklar eğitim alabilsin, insanlar rahat sokağa çıkabilsin. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Kürtler kardeşimiz’ diyor. Eğer bunda samimiyse o zaman çözüm sürecini yeniden başlatsınlar. Çıkar meselesi değil bu, insan yaşamı söz konusudur. Samimi olup bu savaşı bitirmek için Diyarbakır halkının sesine kulak vermelidir” diyor.

HUZUR YOK CAN TELAŞI VAR

Nezir Yılmaz adlı esnaf da, çatışmalı ortamın pazar kalabalığını etkilediğini söylüyor. İki ay önce bile pazarın kalabalık olduğunu, ancak giderek kalabalığın azaldığını söyleyen Yılmaz, “Huzur yok. Çünkü insanlar tedirgin. Diyarbakır gibi geç saatlere kadar yaşamın olduğu şehirde artık karanlık çöker çökmez insanlar evlerine çekiliyor. Zırhlı araçlar, sivil ekipler sokaklarda insanlara dirlik vermiyor. Artık her yer de bomba patlatılıyor. Suruç’ta gördük. HDP mitinginde gördük. İnsanlar pazar yerlerinde bile patlama olabilir diye korkuyor. Biz bile herkesten şüphelenir olduk. Can telaşı var” diyor.

Savaşın ha deyince bitmeyeceğini söyleyen Yılmaz, “Kürt halkının talepleri belli. Onların karşılanması için adım atılmalı. Nedir bu talepler; ana dilinde eğitim, kimlik, baskıların sonlandırılması filan. Bunlar için derhal yasal düzenlemeler yapılması ve ateşkes uygulanması gerekiyor. Halk olarak bunu Meclistekilerden isteme hakkımız varsa onların da bir an önce yapması lazım” diyerek çözüm için çağrıda bulunuyor.

BUNA SON VERİN

Savaş sürecinin, AKP Hükümetinin yolsuzlukları aklamak ve iktidarını sürdürmek için devreye konduğunu söyleyen Tevfik İplikçi adlı yurttaş da, “Ne kadar zorlasanız da o yolsuzluklar ortaya çıkacak. Bunun acısını Kürt halkından çıkartmaya hakkınız yok. O buzdolabına kaldırdığınız çözüm sürecini yeniden çıkarıp çözüme gitmeye mecbursunuz. Daha fazla insan ölümü olmadan, ülke daha fazla batağa sürüklenmeden bunu sonlandırın” diyerek Erdoğan’a sesleniyor.

KARPUZLARI SARAY’A GÖNDERECEĞİM

Karpuz tezgahından seslenerek, “Bu karpuzları Tayyip Erdoğan’ın Sarayı’na göndereceğiz. Satış yapamıyoruz” diyen Musa Akdemir giriyor söze; “Akşam karanlık çökünce kimse kalmıyor sokaklarda. Kurşunun nereden geleceği belli değil. Ekonomi bitti, huzur bitti. Karpuz tezgahım biraz olsun karın doyuruyordu. Şimdi hep atıyorum. Erdoğan çıkardığı savaşla her şeyimize göz dikti, karpuz tezgahıma bile… Bu tezgahın iş yapmaması bile onun savaşı yüzünden.”Evrensel