'Amacımız sistemin örnek modeli olmak'

Maxmur Halk Meclisi Eşbaşkanları geliştirdikleri meclis örgütlenme sistemiyle, demokratik özerklik sisteminin prototipi olma iddiasında olduklarını belirtti.

'Amacımız sistemin örnek modeli olmak'
Mahmur Halk Meclisi Eşbaşkanları geliştirdikleri meclis örgütlenme sistemiyle, demokratik özerklik sisteminin prototipi olma iddiasında olduklarını belirtti. Mülteciliğin zor koşullarında gerçek bir halk yönetim modelini inşa ettiklerini söyleyen eşbaşkanlardan Leyla Arzu İlhan, kadının da bu demokratik yönetim modelinin öncü gücü olarak evden başlayarak yaşamın her alanında toplumsal örgütlemede büyük rol oynadığını ifade etti.


Maxmur Halk Meclisinin Mayıs ayında yaptığı 7. Konferansında kimi değişikliklere gittiğini belirten eşbaşkanlardan Hacı Kaçan ise, halk meclisinin komin ve komite örgütlenmeleriyle, semtlere oluşturulan meclislerle sorunları yerinde ve özgüçleriyle çözerek yeni bir demokratik modeli inşa ettiklerine dikkat çekti. Maxmur ve Rojava’da geliştirilen sistemin demokratik özerklik sisteminin kendisi olduğunu belirten eş başkanlar herkesi bu modelin geliştirilmesi için devlet sistemlerinden bir beklentiye girmeden kendi sistemini kurmaya çağırdı.

‘İLK MECLİSİ ERTUŞ’TA KURDUK’

Türk devletinin baskıları sonucu 1993-94 yıllarında Kuzey Kürdistan’dan göç etmek zorunda kaldıklarını hatırlatan Mahmur Halk Meclisi Eşbaşkanı Hacı Kaçan, savaş mültecileri olarak Maxmur kampına yerleşmeden değişik kamplarda kaldıklarını, halk meclisi çalışmalarının daha o yıllarda başlatıldığını belirtti.

Değişik yerlerde kaldıktan sonra Ertuş kampına geldiklerini söyleyen Kaçan, “Mülteciliğin zor koşullarında güçlü durabilmek, kendimizi savunabilmek için daha o dönemden başlayarak halk meclisini örgütledik. Halk o zaman toplanarak kendisini her yerde temsil edecek, kamp içindeki yaşamı güç birliğiyle örgütleyecek bir meclis oluşturdu. Bu bizim için zor şartlara karşı güçlü bir savunma da oluşturdu” diye konuştu.

Türk devletinin Güney Kürdistan'da da peşlerini bırakmadığını, Güneyli güçlere yaptıkları baskılar sonucu defalarca kamp yerlerinin değiştirildiğini de hatırlatan Kaçan, halk meclisinin bu yer değiştirmeler, göçler sırasında da önemli bir işlev gördüğünü vurguladı.

MECLİS MAXMUR’DA YENİDEN ÖRGÜTLENDİ

2000’lerde Maxmur kampına gelinmesiyle halk meclisi çalışmalarına yeniden başlandığını da kaydeden Kaçan şunlara dikkat çekti: “Bütün o göç etmeler, yer değiştirmeler süresi boyunca önemli işler yapılmıştı, ancak meclis yapısında dağılmalarda olmuştu. Onun için Maxmur’a yerleşilmesiyle birlikte meclis kendisini yeniden örgütledi ve çalışmalarına kaldığı yerden devam etti.”

MECLİSİN ÇALIŞMA SİSTEMİ

Maxmur Halk Meclisi’nin tüm halkın mahallelerden, semtlerden örgütlenerek doğrudan katılımla oluştuğunu söyleyen Kaçan sistemi şöyle anlatıyor: “Meclis iki yılda bir gerçekleştirdiği konferanstaki seçimle iş başına gelir. Bu konferanslarda geçmiş çalışma döneminin çalışmaları değerlendirilir, eksikler tespit edilir ve yeni dönemin de görevleri belirlenir. Biz Mayıs ayında bu çerçevede 7. Konferansımızı gerçekleştirdik. Konferansımız 1 Mayıs’ta başladı ve 6 gün sürdü. Bu konferansta da geçmiş iki yıllık dönemin tüm çalışmaları genişçe değerlendirildi. Eleştiriler gelişti ve projeler ortaya konulup karara bağlandı. Konferansımız sadece kamp içi çalışmaları değerlendirmedi. Bölgemizde yaşanan gelişmeleri de temel bir gündem olarak ele aldı ve analiz etmeye çalıştı. Sonuçta biz siyasi düşüncelerinden ve mücadelesinden dolayı göç eden bir kampız. Bölgemizde çok sıcak gelişmeler yaşanıyor. Ortadoğu’da bir alt-üst oluş var. Kuzey Kürdistan'da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği bir çözüm süreci var. Yine zaman zaman Mahmur kampının geri dönüşü de tartışılıyor. Dolayısıyla bu konferansımız tüm bu gelişmelerin ışığında özel bir anlama sahipti.”

‘ALTTAN ÜSTE DOĞRU ÖRGÜTLENİYORUZ’

Halk meclisinin bu konferansında kısmi değişiklikler de yaptığını söyleyen Hacı Kaçan, “Daha önce alanlar üzerinden örgütlenen meclis sisteminde kısmi değişiklere gittik. Mahallelerde komünlerden başlayarak, komite örgütlenmesine ve mahalle meclislerinden, semt meclislerine ve en üstte kamp meclisine doğru alttan bir örgütleme modelini geliştirdik” diye devam etti.

TÜM BİRİMLERDE EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ

7. konferansla eşbaşkanlık sistemine geçildiğini, 31 kişilik bir koordinasyon kurduklarını ve belediye eş başkanlarının da bu koordinasyona dahil olduğunu ifade eden Kaçan şunları söyledi: “Kampta olan tüm kurumlarımız halk meclisinde temsilini buluyor. Tüm kurumların da temsilini bulduğu geniş yönetim de 91 kişiden oluşuyor. Meclisimiz çalışmaların daha düzenli yürütülebilmesi için çalışma alanlarına göre komiteleşmeye gitti. 8 komite üzerinden örgütlendik. Bunlar; diplomasi, ideolojik, toplumsal, yerel yönetimler, savunma, ekonomi, örgütlenme ve adalet komiteleri şeklinde belirlendi. Bu komiteler ihtiyaçlara göre 7 ile 15 kişi arasından oluşuyor. Her komite kendi alan çalışmaları üzerinden faaliyet yürütüyor. Yine semt meclisleri de eş başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Tüm bu görevlendirmeler konferans delegelerinin seçimiyle yapıldı.”

MAXMUR MECLİSİ ÖNREK MODELDİR

En önemli değişiklik meclisimizin de eş başkanlık sistemine geçişini demokratik toplum örgütlenmesi açısından son derece önemli olduğunu, Mahmur’un bu sistemin öncü bir modelini yaratma iddiasında olduğunu belirten meclis eş başkanı Leyla Arzu İlhan, öncesinde de kadınların meclis çalışmasında İştar Kadın Örgütü aracılığıyla önemli görevler üstlendiklerini belirtti.

“Kadınlar bundan sonra daha aktif duruma gelecekler. Meclisimizi tabandan örgütlüyoruz ve kadın bunun en dinamik ve öncü gücü konumunda. Semtlerde oluşan meclislerde de yine eş başkanlık ya da sözcülük de diyebileceğimiz kadın ve erkeğin eşit temsiliyetini oluşturduk. Oluşturulan 8 komite eşit temsiliyeti esas alıyor. Kadının yönetimde eşit düzeyde yer bulması sadece şematik değildir. Özünde zihinsel ve sistemsel bir demokratik dönüşümü ifade ediyor. Kadın ve erkeklerin eşit katılımını esas alıyoruz. Küçük bir kampta dahi bunun nasıl olacağını, baskıcı sistem karşısında neler yapılacağını aslında zor da olsa gösteriyoruz. İşte bu demokratik özerklik modelinin mahmur halk meclisi tarafından hayata geçirilmesidir. Homojen bir kampız belki ama sonuçta toplum da cinsler arası yönetime ve toplum idaresine eşit katılımın sağlanması, halkın kendi sorunlarını devlet yönetimlerinden beklemeden kendilerinin çözüyor olması bu sistemin en önemli yönüdür ve biz bunu geliştiriyoruz.”

KADIN ARTIK YAŞAMIN HER ALANINDA

Kadının her açıdan kendisini örgütlediğini, toplum ve siyasette eşit söz hakkına sahip olmaya çalıştığını belirten İlhan, “Bunun için kadınlar olarak ciddi bir eğitim ve örgütlenme sürecini yaşıyoruz. Aslında biz Mahmur kampında demokratik özerklik modelini, cinsiyetçi sisteme karşı eşit katılımın nasıl mümkün olduğunu da pratik olarak geliştiriyoruz” diye konuştu.

KADIN KOMÜNLERİ KADININ ÖRGÜTLENME DİNAMİĞİDİR

Mahallelerde, semtlerde, genel komin ve meclisleri olduğunu, ama bunun yanı sıra bir de kadının özgün geliştirdiği komin örgütlenmelerinin olduğunu vurgulayan İlhan şunlara dikkat çekti: “Kadınlar bir yandan evden, sokaktan, mahalleden üste doğru yönetime katılırken aynı zamanda bu kominleri büyük bir eğitim kurumuna, örgütlenme dinamiğine de dönüştürüyor. Egemen sistem ve erkek zihniyetine karşı büyük bir bilinçlenme hareketi yürütülüyor. Yine bunların yanında kadın akademisi kurarak burada da kadının daha fazla bilinçlenmesini sağlamaya çalışıyoruz.”

Kadının toplumsal sorunların çözümünde öncü güç olduğu, bu potansiyele erkekten daha fazla sahip olduğunu geçmiş deneyimlerin kanıtladığını sözlerine ekleyen İlan, kadınların sorunların çözümünde önemli bir görev ve sorumluluk üstlendiğini de belirtti.

KADINLAR SİSTEMİN ÖCNÜ GÜCÜDÜR

“Gerçekten bu denli köklü toplumsal sorunları çözmek istiyorsanız, cinsler, farklılıklar arası demokratik bir ilişki geliştirmek istiyorsanız ve hepsini de toplumda söz hakkına kavuşturmak istiyorsanız, o zaman sorunların da köklerine inmek zorundasınız. İşte akademilerimizde kadın kendini bu yönlü ciddi bir gelişime, bilinçlenmeye tabi tutuyor. Bu, demokratik özerklik sisteminin kadın öncülüğünde toplumun en küçük organizasyonu olan aileden başlayarak meclisler düzeyinde örgütlenmesini sağlıyor. Biz uğraştığımız sorunların ağırlığını biliyoruz ve onun için de sorunları sistemsel ve tarihsel boyutlarıyla anlamaya, analiz etmeye ve çözüm yolları geliştirmeye çalışıyoruz” diyen İlhan, bunu yaparken de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarih ve toplum tezlerini temel kaynak olarak aldıklarını ekledi.

Kadının demokratik özerk sistemin gelişmesinde de öncülük rolünün olduğunu hatırlatan İlhan, “Önümüzdeki süreçte hem deneyim birikmesi hem de giderek kadının daha fazla bilinçlenmesiyle kadın bu öncülük rolünü daha fazla oynayacaktır. Ben eminim ki, Maxmur mülteci kampında, mülteciliğin zor koşullarında inşa ettiğimiz bu sistem modeli giderek insanlığın biricik demokratik yönetim modeli haline gelecektir” dedi.ANF

Güncelleme Tarihi: 23 Haziran 2015, 12:12
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER