4. Yargı Paketi beklentileri karşılamıyor

Avukat Emel Sayın, Meclis’e gönderilen “4. Yargı Paketi”nin beklentileri karşılamayacağını belirterek, “Özellikle paketin KCK davasından tutuklu bulunan siyasetçiler için geliştirildiği söylendi.

4. Yargı Paketi beklentileri karşılamıyor
Bu yasa çerçevesinde KCK’den tutuklu olan siyasetçilerin serbest bırakılacağı dile getirildi. Oysa paket bu haliyle yasalaşırsa tam bir fiyasko ile sonuçlanır” dedi. 

Kamuoyunda “4. Yargı Paketi” olarak bilinen paket Bakanlar Kurulu’nda imzalanmasının ardından Meclis’e gönderildi. Özellikle “KCK” davalarına ilişkin bir düzenlemenin olduğu vurgusu yapılırken aslında bu düzenlemenin bu davalara bir şey getirmeyeceği ortaya çıktı. Konu ile ilgili DİHA’ya bilgi veren Avukat Emel Sayın, Meclis’e gelen “4. Yargı Paketi”nin beklentiyi karşılamayacağını söyledi. “4. Yargı Paketi”nin Kürt sorununun çözümünde bir adım ve devletin haklar, özgürlükler çerçevesinde geliştireceği bir paket olarak lanse edildiğini hatırlatan Sayın, “Fakat paket bu beklentiyi karşılamıyor. Özellikle paket KCK davasından tutuklu bulunan siyasetçiler için geliştirildiği söylendi. Bu yasa çerçevesinde KCK’den tutuklu olan siyasetçilerin serbest bırakılacağı dile getirildi. Oysa paket bu haliyle yasalaşırsa tam bir fiyasko ile sonuçlanır” dedi.

‘Bir şarkı bile örgütü övmek anlamına gelebiliyor’

Sayın, “Örgüt üyeliği” ile “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” maddesinde herhangi bir düzeltmenin yapılmadığının altını çizerek, “Sadece 'propaganda' maddesinde bir düzenleme yapılmıştır. Propaganda maddesine ilişkin ‘bundan sonra yasa dışı örgütün cebir ve şiddet eylemlerini övmek' propaganda suçunu oluşturacağı vurgulanmış” diye konuştu. Katıldıkları davalarda herhangi bir şarkının bile "örgütün eylemlerini cebir ve şiddet yoluyla övmek” anlamını taşıyabileceğini dile getiren Sayın, “Örneğin yasa ‘Oremar’ parçasını bile örgütün eylemlerini cebir ve şiddet yoluyla övme olarak değerlendiriyor. Bu açıdan baktığımızda yargı paketinin çok geri bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz. Yine bu paket ile beraber herhangi bir yürüyüş ve gösteride olmasa bile örgüte ait bir resim, renk ya da örgütü övecek bir metnin bulunması bile propaganda suçuna girebiliyor” dedi. Sayın, özellikle bölge illerinde çok yaygın olan sarı kırmızı yeşil kıyafetleri giymenin bile yargıda “propaganda” olarak görüldüğünü hatırlatarak, “Bu tarz davalarda propagandadan değil örgüt üyeliğinden dava açıldığını ve bu şekilde cezalandırmalar olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı bu paket çok geri bir düzenlemedir” diye konuştu. 

‘İşkencede zaman aşımını ortadan kaldırıyor’

“4. Yargı Paketi”nin tek olumlu yanının işkence suçlarında zaman aşımını ortadan kaldırması olduğunu ifade eden Sayın, “Fakat bu madde de tek başına yeterli değildir. İşkenceye karşı mücadelede belli bir mekanizma gerekir. İşkencecilerin bütün aşamalarında devlet korumasına tabi olmamasını gerektiğini düşünüyoruz. Lehe olan yasa uygulanır. Bu şekilde bir uygulama olduğu zaman işkenceciler yargılanabilir. Bundan sonra devlet işkenceye karşı düzenli bir politika geliştirirse işkencelerin önlenebileceğini söyleyebiliriz” dedi.

‘Öcalan için AİHM’e süre kısıtlaması’

Sayın, "4. Yargı Paketi”nde “halkı askerlikten soğutma suçu”nun ortadan kalkacağına dair bir beklenti yaratıldığını söyleyerek, “Bundan dolayı pek çok vicdani retçi cezaevlerindedir. Birçok vicdani retçiye ‘halkı askerlikten soğutma’ adı altında birçok davalar açılıyor. Burada yalnızca bu maddenin adı değiştirilmiş, maddenin ifade biçimi değiştirilmiş. İnsanlar hala bu madde nedeniyle cezalandırılabilir” şeklinde konuştu. Sayın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri’ne (AİHM) ilişkin düzenlemelerinde konulan süre sınırlarının ise, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın davasının yeniden görülmesine bir engel koyduğunu belirtti. Sayın “4. Yargı Paketi”nin Kürt sorununun çözümüne ilişkin toplumda oluşturulan beklentileri karşılamaktan uzak olduğunun altını çizdi.DİHA

Güncelleme Tarihi: 09 Mart 2013, 09:47
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER