Yürütülen "demokratik çözüm" sürecine rağmen 1-30 Kasım tarihleri boyunca yapılan operasyonlarda, çoğu genç olmak üzere en az 261 kişi gözaltına alınırken, bunlardan 87'si "örgütle" bağlantısı kurulup tutuklandı. Bu gözaltı ve tutuklamaların "KCK" operasyonlarının devamı niteliğinde olduğunu ve sürece zarar verdiğini belirten BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş ise, durumu aynı zamanda bir "seçim operasyonu" olarak tanımladı.
Yaklaşık bir yıldır devam eden "demokratik çözüm" sürecine rağmen bölge illerinde son dönemde artan gözaltı ve tutuklamalar "KCK" operasyonlarının devam ettirildiğinin ispatı niteliğinde. Demokratik siyasetin önünün açılmasının beklenildiği bir dönemde bu denli gözaltı ve tutuklanmaların yaşanması kaygıları da beraberinde getiriyor. Bugün halen binlerce siyasi tutsak cezaevlerinde tutulurken ve bunların serbest bırakılması için yasal düzenleme beklenirken, her gün yeni operasyonların yaşanması sürecin ruhuna denk düşmeyen tutum olarak görülüyor. 2009 yılından bu yana yapılan operasyonlarla Kürt sorununun çözümünün "güvenlikçi" politikalarda aranması, gelinen aşamada sorunun tıkanmasına da neden oluyor.
1-30 Kasım tarihleri arasında birçok il ve ilçelerde düzenlenen baskınlarda gözaltına alınan ve tutuklananların sayısı her geçen gün artıyor. Kasım ayında, Türkiye ve bölge illerinde gerçekleştirilen operasyonlarda, gözaltı ve tutuklamalarda büyük bir artış yaşandı. "Örgüt üyesi olmak", "Örgüte eleman kazandırmak", "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek", "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet etmek", "Örgüt adına eylem yapmak", "Patlayıcı madde bulundurmak", "KCK yapılanması içerisinde yer almak", "KCK Kent Mahkemesi kurmak" ve "YDG-H üyesi olmak" gibi gerekçelerle en az 261 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 87'si bu iddialar kapsamında tutuklandı. Ortaya çıkan rakamlara göre Kasım ayında günde ortalama 3 kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. Özellikle son bir ayda artan yönelimlerde onlarca gencin gözaltına alınıp, tutuklanmasının "YDG-H üyeliği"ne dayandırılması da dikkat çekiyor.
'Süreç ve operasyonlar birbirini desteklemeyen bir pratik'
Parti üyelerine ve Kürtlere yönelik gerçekleştirilen operasyon, gözaltı ve tutuklamaları değerlendiren BDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, operasyon, gözaltı ve tutuklamaların mevcut "KCK" operasyonları ile birlikte okunması gerektiğine dikkat çekerek, "Çözüm süreci başladıktan sonra barıştan yana olan herkes çözüm süreciyle siyasetçilerinin tutukluluğunun birlikte yürütülmesinin bir tezat olduğunu söylüyor. İktidar, hem tutukluları bırakmıyor hem yasal değişiklikleri yapmıyor bununla birlikte çözüm sürecini devam ettiriyor pratiğini de gösteriyor. Birbirini desteklemeyen bir pratik. Operasyonlar sessiz ve derinden devam ettiğini söyledik. Bu operasyonlarla, gözaltılarla, tutuklamalarla halkın istemlerinin bastırılamayacağını ispatlanmıştır. Bizce operasyonlar hem sürece hem halkın bu sürecin desteklemesine ciddi bir zarar veriyor. Bir yandan sorun çözülüyor iradesi varken, çocukları halen tutuklanan, çocukları cezaevinde olan aileler derin bir bekleyişe giriyor. İktidarın sürece denk düşen adımlarla birlikte düşünce özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü değiştiren yasaları değiştirmesi gerekiyor. Süreç, mevcut yasalarla birlikte güçleşiyor. Tehlike görüyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde görüşmeler devam ederken bu tip gözaltı ve tutuklamalar paralel yürümesi işin doğasına aykırı. Bizler içinde zorlayıcı bir durum" dedi.
'Aynı zamanda bir seçim operasyonudur'
Beştaş, her şeye rağmen siyasetlerini yürüteceklerini de sözlerine ekleyerek, bir an önce bu tür uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiğine işaret etti. Beştaş, operasyonların siyaseten men etme yöntemi olduğunu kaydederek, "Bu aynı zamanda bir seçim operasyonudur. 4 ay sonra seçim olacak. Hala bizim 5 yıldır içerde olan arkadaşlarımız var. Partimizin üyeleri, belediye başkanları, milletvekillerimiz halen tutuklu. Neredeyse 5 yılını içeride dolduracak belediye başkanlarımız var. Bu denli tutuklu kalmalarının hiçbir izahı yoktur. Siyasette de hukukta da etikte de bunun bir karşılığı yoktur" diye konuştu.
Kasım ayı boyunca gerçekleştirilen operasyonun il ve ilçe bazındaki bilançosu şöyle:
* Hakkâri merkez: 11 gözaltı, 11 tutuklama
* Şemdinli: 4 gözaltı
* Yüksekova: 17 gözaltı
* Şırnak-Silopi: 26 gözaltı, 21 tutuklama
* Beytüşşebap: 1 gözaltı
* Cizre: 25 gözaltı, 12 tutuklama
* İdil: 3 gözaltı, 2 tutuklama
* Urfa merkez: 1 gözaltı
* Viranşehir: 4 gözaltı
* Ceylanpınar: 1 gözaltı
* Siirt merkez: 7 gözaltı, 3 tutuklama
* Şirvan: 7 gözaltı, 6 tutuklama
* Diyarbakır merkez: 5 gözaltı, 1 tutuklama
* Çınar: 7 gözaltı
* Van merkez: 30 gözaltı, 2 tutuklama
* Saray: 12 gözaltı
* Mardin-Sürgücü Beldesi: 1 gözaltı, 1 tutuklama
* Nusaybin: 8 gözaltı, 2 tutuklama
* Ağrı merkez: 1 tutuklama
*Ağrı- Patnos: 1 tutuklama
* Adana: 31 gözaltı, 2 tutuklama
* Dersim-Ovacık: 8 gözaltı, 6 tutuklama
* Bingöl: 1 gözaltı
* Batman: 3 gözaltı
* İstanbul: 3 gözaltı
* Mersin: 4 gözaltı, 3 tutuklama
* Osmaniye: 5 gözaltı, 2 tutuklama
* Sivas: 25 gözaltı, 11 tutuklama
* Bolu: 3 gözaltı
* İzmir: 1 gözaltı
* Antalya: 5 gözaltı
* Ankara: 2 gözaltı
Ekim ayı boyunca gerçekleşen operasyonlarda gözaltına alınan 168 kişiden 71'i tutuklanmıştı. Son bir ayda tutuklama ve gözaltılar operasyonlarının Ekim ayına oranla yüksek olması dikkat çekiyor. DİHA
Güncelleme Tarihi: 30 Kasım 2013, 10:02