Maden faciasında hayatını kaybeden arkadaşlarının yasını tutamadan iş başı yapan maden işçilerinden biri de Yüksel Sarıkaya’ydı. 8 yıldır maden işçisi olan 43 yaşındaki, üç çocuk babası Sarıkaya, eşinin tüm, ‘Gitme’ feryatlarına rağmen, ailesini doyurabilmek için, madencilerin kendileri aralarında serseri vardiya diye adlandırdıkları 00.00- 08.00 vardiyasına katıldı.

YANGIN ÇIKMASINA RAĞMEN ÜRETİME DEVAM

Güvenlik koşullarından yoksun, büyük bir tedirginlik içinde yer altına inen Sarıkaya, işe başladıkları ikinci gün madende küçük çapta da olsa yangın çıktığını aktardı. 21 Mayıs 02.30 sıralarında yer altında çalışırken elektrik kablolarının yandığına dikkat çeken Sarıkaya, buna rağmen işe devam etmek zorunda bırakıldıklarını dile getirdi. “Hiç bir iş güvenliğimiz yok” diyen Sarıkaya ,“Facia sonrası maden ocaklarında yaşam odaları inşa edilmeden iş başı yapmayacağımızı belirtmemize rağmen, işverenin bizi üretime çağırması üzerine, 21 Mayıs saat 00.00 iş başı yaptık. Yine 3 bin metre yer altına inip saatlerce çalıştık” diye konuştu. 

‘KAPI KİLİTLİ, FACİA OLSA TEK BİR KİŞİ CANLI ÇIKAMAZ!’

İmbat Kömür Ocağında resmen insanlık dışı uygulamalara tabii tutulduklarını vurgulayan Sarıkaya, yer altının 1.200 metre aşağısında işçilerin üzerine kapı kilitlendiğine dikkat çekti. Sarıkaya, “Tüm vardiyalarda işçilerin üretim sırasında yer altından çıkmasını engellemek için, batın hemen kıçında bulunan demir kapı üzerimize kilitleniyor ve biz bu koşullarda çalışıyoruz. Bu nedenle daha da gerginiz. Çünkü bizim çalıştığımız madende olası bir yangın ya da facia meydana gelse, kilitlenen bu kapı yüzünden tek bir işçi canlı çıkamaz” şeklinde konuştu. İçeride her hangi bir rahatsızlık geçirseler de yer üstüne çıkamadıklarını anlatan Sarıkaya, “Her hangi bir yaralanmada vaya rahatsızlıkta emniyetçi şefimiz bizi eczacı dolabının bulunduğu yer altı malzeme deposuna yönlendiriyor. Üretim alanından çıkmamız kesinlikle yasak” dedi.

‘DENETİM GÜNÜ TEHLİKELİ NOKTALAR KAMUFLE EDİLİYOR!’

Maden ocağında denetim yapılacağı günün, 15 gün öncesinde haber verildiğine dikkat çeken Sarıkaya, denetim öncesi yaşanan kamuflajı şöyle anlattı: “Müfettişlerin geleceği gün tüm tehlikeli noktaların emniyetçi şefler tarafından baraj yapılarak kamufle ediliyor. Ana yollar ve ocak ağzı temizlenip, taşlanıyor. Müfettişler temiz olan yerlere sokuluyor ve bu şekilde rapor tutuyorlar. Müfettişler biz işçilerle zaten konuşmuyor. Bu şekilde denetim mevzuata uygun görünüyor. Müfettişler gittikten sonra barajlar kaldırılıyor ve hiç bir şey olmamış gibi üretim bu tehlikeli koşullarda devam ediyor”.

‘ORTAÇAĞ KOŞULLARINDA ÇALIŞTIRILIYORUZ’

Facianın meydana geldiği 13 Mayıs günü üretimin kesilmemesi için, İmbat maden işçilerine haber dahil verilmediğine dikkat çeken Sarıkaya, ancak saat 21.00’de haberdar olduklarını, arkadaşlarını kurtarmaya gittiklerinde ise ocağın içine alınmadıklarını aktardı. Bu koşullarda çalışmak istemediğini, yer altına indiğinde aklına feci şekilde can veren arkadaşlarının geldiğini ifade eden Sarıkaya, “Bir maden ocağı düşünün ki tahkimat çelik olması gerekirken tahtadan yapılıyor. Biz maden işçilerinin hiç bir değeri yok. Resmen Ortaçağ koşullarında çalıştırılıyoruz. Bu böyle devam edemez. Bu koşullar düzelmeden daha çok facia meydana gelir, daha çok işçi can verir” dedi.