kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

Türkiye'nin hak ihlalleri tablosu kabarıyor!

10 Aralık tarihinin Dünya İnsan Hakları Günü olarak kabul edilişinin 64. yıldönümüne girerken, 2012 yılının ilk 6 ayında bölgede 15 bini aşkın hak ihlali yaşandı.

Türkiye'nin hak ihlalleri tablosu kabarıyor!
 İHD'nin hazırladığı rapora göre yaşanan hak ihlallerinin büyük çoğunluğunun devlet kurumlarında meydana gelmesi ise dikkat çekti. Süren savaşta çok sayıda sivil yurttaş yaşamını yitirirken, "KCK" operasyonları kapsamında ise bin altı kişi tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948'de İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edilişinin 64'üncü yıldönümü bu yılda bir çok ülke tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Aradan geçen 64 yıla rağmen, Türkiye'de hak ihlalleri ise her geçen yıl bir önceki yılı aratır oluyor. Türkiye'nin insan hakları örgütlerinin hak ihlalleri listesinde ilk sıralarda yer alması ise yapılan yasal düzenlemelerin kağıt üzerinde kaldığını gözler önünde seriyor. Bir yıllık insan hakları ihlalleri tablosu kabarık olan Türkiye'de sadece Mart ve Mayıs ayları ise hak ihlallerinin en çok yaşandığı aylar olarak öne çıkıyor. 18 Mart günü kutlanmak istenen Newroz Bayramı'nın engellenmesiyle çıkan olaylarda polisin olay günü kullandığı orantısız güç ve gerçekleştirilen gözaltılar sonrası uygulanan şiddetle çok sayıda yurttaş yaralanmış BDP Arnavutköy İlçe Örgütü yöneticisi Hacı Zengin ise aşırı kullanılan biber gazından ve aldığı darbeler nedeniyle yaşamını yitirmişti. Öte yandan farklı tarihlerde düzenlenen "KCK" operasyonları kapsamında gerçekleştirilen ev baskınlarında çok sayıda kişi tutuklanırken, gözaltılarda çok sayıda yurttaş polislerce darp edilmişti.

Hak ihlalleri her yıl katlanarak artıyor

TBMM Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından geçtiğimiz yıl açıklanan 2011 yılını kapsayan 81 il ve 892 ilçede yapılan başvurular sonucu hazırlanan hak ihlalleri raporunda ise elde edilen sayısal veriler ise; 2004 yılında 847 başvuru yapılırken, bu sayı 2005 yılında bin 373, 2006 yılında bin 590, 2007 yılında bin 495, 2008 yılında 4 bin 788, 2009 yılında 4 bin 503 olurken, 2010 yılında 8 bin 678, 2011 yılında ise, toplam başvuru sayı 5 bin 289 olarak açıklanmıştı. Her yıl katlanarak yaşanan hak ihlallerinin en fazla yaşandığı yerler olarak ise; emniyet, çeşitli devlet kurumları, bakanlık ve adliye gibi kurumlar öne çıkıyor. Yapılan başvurularda ise devlet kurumlarından 628'le bakanlıklar olurken, emniyet 433, adliyeler ise 309 şikâyet aldı. Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı'nın 2012 yılı raporu henüz açıklanmazken, TİHV günlük insan hakları raporunda ise, iki aylık bilançosuna bakıldığında sadece Ocak ve Şubat aylarında toplam 372 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı ve bu sayının bir yıl içinde binleri aştığı tahmin ediliyor.

6 ay içinde sadece bölgede 15 bini aşkın hak ihlali yaşandı

İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) hazırladığı 2012 yılının ilk 6 ayını kapsayan raporunda ise bölgede 15 bin 109 hak ihlali yaşandı ve bu yaşanan hak ihlallerinin ise daha çok devletin resmi kurumlarında yaşanması dikkat çekti. Bölgede devam eden savaş nedeniyle sadece 6 aylık sürede 16 sivil yurttaşın yaşamını yitirdiğini gösteren raporda, 75 yurttaşın da yaralandığı açıklanmıştı. Yine resmi kurumlarda işkence ve kötü muameleye maruz kalan kişi sayısı ise 398 olarak belirtildi. Yine 6 aylık sürede "KCK" adı altında düzenlenen operasyonlarda bin 386 kişi soruşturmaya maruz kalırken, bin 6 kişi de tutuklanarak cezaevine gönderildi. Süren savaş nedeniyle asker ve HPG'lilerden çok sayıda kişi yaşamını yitirirken kışlada şüpheli asker ölümlerinde ise gün geçtikçe artış yaşandı. Geçtiğimiz günlerde şüpheli asker ölümleriyle ilgili raporunu açıklayan MAZLUMDER İstanbul Şubesi ise yaşanan şüpheli asker ölümlerinin yüzde 90'ının Kürt olduğunu açıklaması ise dikkat çeken bir başka nokta oldu.

Gazeteciler bir yıldır savunmasız tutuklu

"KCK" operasyonları kapsamında Kürt basınından çok sayıda gazeteci tutuklanırken, KCK operasyonları adı altında tutuklanan avukatlar ve gazetecilerin davaları da hukuksuz bir şekilde devam ediyor. 24 Mart tarihinde ise Özgür Gündem Gazetesi'ne 1 aylık kapatma cezası verildi. Gazeteye verilen kapatma cezası farklı birçok kesim tarafından tepkiyle karşılanması üzerine iki gün okuyucularından uzak kalan gazetenin cezası kaldırıldı. Öte yandan tutuklanan gazetecilerin ise Silivri'de görülen duruşmasında anadilde savunma talepleri ret edilirken, savunmaları dahi alınmayan gazetecilerin tutukluluk süresi ise bir yılı buluyor.

Açlık grevleri sonrası tutsaklara disiplin cezası verildi

Cezaevlerinde 12 Eylül tarihinde PKK'li ve PAJK'lı tutsaklar tarafından 3 temel talep ile başlatılan açlık grevleri ise PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla 68. gününde son bulurken, açlık grevleri sonrası bir çok tutsağa iletişim ve görüş cezası verildi. Açlık grevlerine duyarsız kalan hükümete farklı bir çok kesimden tepkiler gelirken, hayati önemde olan B1 vitaminin ise verilmemesi ise Türkiye'nin hak ihlalleri konusundaki durumunu ortaya koymaya yetti. Son bulan açlık grevlerinin ardından bazı tutsakların tedavileri hastanelerde yapılırken, hastanelere keyfi olarak götürülmeyen tutsakların ise tedavileri cezaevi revirine bırakıldı. Çok sayıda çocuğun tutuklandığı bu yıl Pozantı Cezaevi'nde çocuklara uygulanan tecavüz vakası ise uzun süre gündemde yer bulan hak ihlallerinden oldu. Kadınlara yönelik şiddette ise gün geçtikçe artış olurken, yıllardır görülen duruşmalarda ise hala sonuç alınmış değil. Ege ve Bursa'da ise son bir ay içinde çok sayıda Kürt yurttaş ülkücü grupların saldırısına uğrayıp ağır yaralandı.

İmralı'ya 13 yıldır insan hakları uğramıyor

Türkiye'nin hak ihlalleri tablosu gün geçtikçe kabarırken, 14 yıldır İmralı Adası'nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesi ise 501 gündür engelleniyor. Öcalan'ın avukatlarının yaptığı görüşme başvuruları "Gemi bozuk" ve "Hava muhalefeti" gibi gerekçelerle engellenirken, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na bağlı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün kiralayarak Adalet Bakanlığı'na tahsis ettiği söylenen deniz aracı ise "hava muhalefeti" gerekçesiyle çalışamayacağı ve kiralandığı yere geri yollandığı kaydedilmişti. / Diha

Güncelleme Tarihi: 09 Aralık 2012, 11:10
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER