İstanbul Eminönü'nde Mısır Çarşısı'nda 1998'de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin açılan davada, aralarında sosyolog Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk'ün de bulunduğu 5 kişinin yargılandığı davanın 7. duruşması İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Ancak duruşmada mahkeme heyeti tarafından savcının bile "Şok oldum" ifadesini kullandığı bir karar alındı. Duruşma öncesi mahkeme heyeti, avukatları uzun bir süre bekleterek 14.30'da duruşmayı başlattı. Avukatlar ise, salona girdiklerinde mahkeme başkanına bu gecikmeden dolayı kendilerine bir açıklama yapılmasını istedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Hamzaçebi, bu dosya ile ilgili bir sıkıntı olduğunu, onu tartıştıkları için geciktiklerini söyledi. Duruşmada sanıklar bulunmazken, sanık avukatları ve izleyiciler hazır bulundu. Duruşma başladığında bir önceki Mahkeme Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu'nun hastalığı nedeniyle mahkeme başkanının değişikliğine gidildiğinden dolayı önceki zabıtlar okundu. Daha sonra mahkeme başkanı ara kararı verdiklerini belirterek, mahkemenin Selek ve Öztürk hakkında daha önce verdiği beraat kararından vazgeçtiğini açıkladı. Böylece Selek ve Öztürk'ün daha önce iki kez beraat ettikleri davada yeniden müebbetle yargılanmasının yolu açıldı.
Yerel mahkeme Selek ve Öztürk hakkında beraat kararı vermiş daha sonra Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bu karar bozulmuştu. Ancak yerel mahkeme kararında direnmiş, savcı da bu kararı temyiz etmişti. Bugünkü duruşmada mahkeme, kendi direnme kararlarından usule aykırı olduğundan sarf-ı nazar yapılmasına yani geri alınmasına karar verdiğini açıkladı.
Savcı yine ağırlaştırılmış müebbet istedi
Bunun üzerine savcı Nuri Ahmet Saraç mütalaasını verdi. Saraç, "Yeni bir durum oluştu. Ben de şok oldum" dedi. Saraç, 2005'de verdiği mütalaayı tekrar ettiğini belirterek, ağırlaştırılmış müebbet istedi. Direnme kararının da usule uygun olmadığı gerekçesiyle sarf-ı nazar edilmesini istedi.
'Bu karar daha önceden verilmiş!'
Selek'in babası Alp Selek ve kardeşi Seyda Selek'in ile avukatlar ise karar karşısında şaşkın olduklarını ve bu kararın Türkiye tarihinde bir ilk olduğunu söyledi. Avukat Bahri Belen, yerel mahkemenin zaten direnme kararı vererek bir hükme vardığını, savcının bunu temyiz ettiğini ve bu nedenle de yeniden bir karar verme durumunda olmadığını söyleyerek, bu kararın yok hükmünde olduğunu kaydetti. Avukat Akın Atalay, mahkeme başkanın "Bu dosya ile ilgili sıkıntı vardı" sözünü hatırlatarak, dosyayla ilgili hükmün zaten daha kendileri duruşmaya gelmeden verildiğini söyledi. "Direnme kararı" diye bir kararın hukukta olmadığını dolayısıyla direnme yoluyla beraat kararı olabileceğini belirten Atalay, mahkemenin hüküm verdiği bir dosyada ara karar veremeyeceğini söyledi. Avukat Yıldız İmrek ise, bunun bir skandal olduğunu belirterek, bu olayın dünyada sadece 1894 yılında Yüzbaşı Alfred Dreyfus'un haksız yere casuslukla itham edilerek, Fransa'da yargılandığı davada görüldüğünü anlattı. Alp Selek ise, mahkeme heyetinin yeni olduğunu hatırlatarak, çuvallar dolusu belgesi olan bir dosyanın yeni bir heyet tarafından birkaç gün içinde incelenemeyeceğine dikkat çekti. Selek, "Bu bir vicdan meselesidir. Dosyayı incelediğinizi hiç sanmıyorum. Bir insanın hayatıyla oynuyorsunuz" dedi. Avukatlar, esas hakkındaki görüşlerini ise ileriki bir zamanda bildireceklerini söyleyerek, mahkemenin kararına yönelik itirazlarını iletti.
Mahkemeye ara veren heyet, avukatların karardan geri dönülmesi yönündeki taleplerini reddederek, savunmaları almak üzere duruşmayı 12 Aralık'a erteledi. / Diha
Güncelleme Tarihi: 22 Kasım 2012, 21:50