ORS işçileri referanduma gidiyor: ‘Denizleri aştık, derelerde boğulmayız’

10 gündür patronun oyunlarına direnen ORS işçileri bu kez işten atılan arkadaşları için sandığa gidecek. İşten çıkarılmayan işçiler, işbaşı yapıp yapmamayı oylayacak.

ORS işçileri referanduma gidiyor: ‘Denizleri aştık, derelerde boğulmayız’
 10 gündür patronun oyunlarına direnen ORS işçileri bu kez işten atılan arkadaşları için sandığa gidecek. İşten çıkarılmayan işçiler, işbaşı yapıp yapmamayı oylayacak. Birbirlerine güvenlerinin tam olduğunu söyleyen işçiler, bu oyunu da bozacaklarını belirterek patronun bu teklifini kabul ettiler. Patron “işten çıkarılanlar geri alınana kadar işbaşı yapmayacağız” kararının işçilerin değil sözcülerin kararı olduğunu iddia ediyor. 

Ankara Polatlı’da kurulu bulunan Ortadoğu Rulman Sanayi (ORS) işçilerinin direnişi 10. gününde yeni bir sınavla karşı karşıya. İşçi sözcüleri ile patron arasındaki ilk görüşme önceki gece telefonda gerçekleşti. Önce işten atılan işçiler arasında eleme yapılabileceğini söyleyen ORS patronu Ahmet Aslan, teklif kabul görmeyince referandum önerdi. Referandumda sadece işten atılmayan işçiler oy kullanacaklar. Oy kullanacaklar, işten atılan arkadaşları geri alınmadan işbaşı yapıp yapmamayı oylayacaklar. 

Sabah saatlerinde fabrika önünde toplanan işçilere hitap eden sözcüler, “Birliğimizi defalarca test ettik. Bir arkadaşımızı bile geride bırakmadan işe başlamak istiyoruz. Şimdi söz sırası işten atılmayan arkadaşlarımızda. İşbaşı yapan yalnızca 36 kişi. Bu oyunlar Türk Traktör’de, Ford’da tuttu. Orada eşi dostu olanlar, çözülerek içeri girenlerin neler çektiklerini biliyorlar. Ancak biz denizleri, deryaları aştık. Derelerde boğulmayacağız” dediler.

SERVİSLER BOŞ DOLAŞIYOR

ORS yönetimi de saldırılarını hızlandırdı. Günlerdir işçilerin cep telefonlarına mesajlar atan yönetim, fabrika önündeki işçilere de sürekli işbaşı yapmaları için anons yapıyor. İşçilerin sosyal medyayı yaygın kullanmasına karşı patron da bir sosyal medya sayfası açtı. Fabrika yönetimi sürekli işbaşı yapan işçi sayısının arttığını ve 400’e ulaştığını iddia ediyor, çalışmak isteyen işçilerin sözcülerin baskısı nedeniyle içeri giremediklerini öne sürüyor. Direnişin ilk gününden beri jandarma TOMA’larla fabrika bahçesinde bekletiliyor. İşçilerin direncini kırmak için denenen bir başka yol ise gün içerisinde dolaşan işçi servisleri. ORS yönetimi sabah vardiya girişi dışında iki saatte bir servisleri duraklara gönderdi. Ancak gelen servislerin birçoğunun perdeler kapalı olmasına rağmen boş oldukları görülüyordu.

GENÇ İŞÇİLERİN ETKİSİ 

Pazartesi gerçekleşecek referandumda işçiler kendine güveniyorlar. Eski bir işçiyle konuşuyoruz. Önceki işten atmalara verilen tepkiyle karşılaştırıyor ve 2008 krizini örnek veriyor: “O dönem kriz var denilerek bir sürü kişiyi işten atmışlardı. Ben de vardım aralarında. Atılan da, işte kalan da tepki göstermiyordu. Zaten Türk Metal herkesin tepesinde. Karşı çıkan sindiriliyordu, işten atılma korkusu daha çoktu. O dönemden beri neredeyse bin kişi alındı, çoğu da gençler. İlk tepkiler onlardan gelmeye başladı. Biz önceleri onların kaybedeceği ne var, deyip geçiyorduk. Fakat onlarla birlikte biz de şevklendik. Demek ki olabiliyormuş, birleşebiliyormuşuz. Bundan sonra bizi dağıtmak kolay değil.”


ORS DİRENİŞİNDE BİR HAFTANIN NOTLARI

Deniz ORTAKÇI
Ankara

* İşçilerin tamamı Polatlı’da yaşıyor. O nedenle herkes birbirini yakından tanıyor, direnişin uzunca süre devam etmesinin bir nedeninin bu durumla alakalı olduğunu söylüyorlar.

* Eylemlerin gerçekleştiği metal fabrikalarında olduğu gibi burada da en büyük tepki Türk Metal Sendikasına. İşçilerin söylediklerine göre ORS’de de sendika yöneticileri işçilere zulmediyor, küfürler, hakaretler yağdırıyormuş. Hatta bir işçinin söylediğine göre temsilcilerden biri, “Benim patronum Ahmet Aslan (ORS patronu), siz değilsiniz” gibi şeyler söyleyip duruyormuş.

* En az 5 senedir çalışıp da hiç izin kullanamayan işçilerin sayısı azımsanamayacak kadar fazla.

* İşçilerin yaş ortalaması 30-35 arası, ancak bu yaş aralığında olan birçok işçi yaşından çok daha büyük gösteriyor. İşçilerden birisi buna ilişkin, “Zengin olan adam yaşlanmaz, fakir olan adamın ise hali işte budur” dedi. 

* Fabrikadaki güvenlik çalışanlarının aynı zamanda fabrikanın arka bahçesinde meyve sebze ekme işini yaptığı söyleniyor.

* Yazın hem hava, hem de makinelerin sıcaklığı çalışma koşullarını zorlaştırıyor. Üstelik bir de buna çalışmayan klimalar eklenince cehennem azabı yaşandığını söylüyor işçiler. Kışın ise montla çalışmak zorunda olduklarını dile getiriyorlar. Hatta bazen fabrika yönetiminin işçinin kışın giydiği hırkaya kadar karıştıklarını söylüyorlar.

* İşçilerin çoğu Polatlı Endüstri Meslek Lisesi mezunu. ORS yönetimi, bu okulla anlaşmalı olarak stajyer vs. alıyor.

* İşçiler en çok bu direniş alanında, birlik ve beraberlik içinde olmaktan mutlular. Bu direnişin öncesinde bu birlik ve beraberliğin olmamasını tamamen Türk Metal Sendikasına bağlıyorlar. O gittikten sonra, birlik ve beraberliğin temelleri içerde çalışırken atılmaya başlanmış.

* İşçilerin şikayet ettiği diğer konu ise hastanedeki sağlık sisteminin işleyişi. İşçilerin iddia ettiğine göre, raporların veriliş tarzı tamamen keyfi. Çok hasta ve çalışamayacak durumda olan işçiler rapor alamazken, bazıları da çok rahat bir şekilde rapor alabildiklerini söylüyor.

EN GÜZEL ÇAY, DİRENİRKEN İÇİLENDİR

* Fabrika önünde bölüm bölüm gruplar halinde çadır kuran işçiler, bu çadırlarda çok şey paylaşıyor. Aralarına gidip oturduğunuzda, sizi onlardan biriymiş gibi karşılıyorlar. Kimi zaman farklı çadırlarla çayını, şekerini, çaydanlığını, tüplerini paylaşıyorlar. Şunu da bize öğrettiler, en güzel çay direnirken içiliyormuş.

* Kurulan çadırların bazılarında saz çalınıyor; Ankara oyun havaları, uzun havalar, türküler söyleniyor. Hatta bazıları yeni besteler yapıyor, “Polatlı’da villası, ORS’de odası, Her gün atölyelerde gezer, Atamadı ya beni babası…”

* İşçiler fedakarca direniyor, bir toplantıda şeker hastası bir işçi, günde 4 defa iğne vurulmasına rağmen fabrika önünden hiç ayrılmadığını ve direnişe devam ettiğini söyledi.
n İşçilerin birçoğunun telefon zil sesi “Diriliş: Ertuğrul” dizisinin jenerik müziği. Direniş alanına kurdukları ses sisteminden bu müziği çalınca işçiler bir araya geliyor ve hep birlikte “omuz omuza” yapıyor./Evrensel

Güncelleme Tarihi: 04 Eylül 2015, 17:01
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER