Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM), 2013 yılından beri düzenlediği “Tigris Diyalogları” kapsamında Diyarbakır'da “Kürt Meselesinde Çözümsüzlük Türkiye’ye Neler Kaybettiriyor?” başlıklı bir toplantı düzenliyor. Çok sayıda akademisyen, sivil toplum örgütü temsilcileri, gazeteci ve yazarın katıldığı toplantıda Kürt meselesindeki çözümsüzlük ve sonuçları tartışılıyor.
Toplantının açılış konuşmasını yapan DİTAM Başkanı Mesut Azizoğlu, "Kürt meselesindeki çözümsüzlük 100 yıldır herkese kaybettiriyor. Halbuki, Kürt meselesinin çözülmesi için çok haklı ve insani gerekçeler var" diye başladı.
Azizoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
"Kürtler yıllardır Türkiye toplumuna kimlikleri, dilleri ve kültürleriyle ilgili yaşadıkları haksızlıkları ve taleplerini anlatmaya çalışıyorlar. Devletin, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne, Kürtlerin yaşadığı bölgeleri bilerek ihmal ettiğini ve bu nedenle ekonomi, sağlık, eğitim gibi hayatın hemen her alanında mağdur edildiklerini ispatlamaya çalışıyorlar. Fakat maalesef bu gerekçeler Türkiye’de Kürt meselesinin çözümü için çok fazla dikkate alınmıyor. Ama az önce dediğim gibi Kürt meselesindeki çözümsüzlük sadece Kürtlere değil bütün Türkiye’ye kaybettiriyor. Bugün Kürtlerin yaşadığı illere baktığınız zaman Türkiye’nin diğer bölgeleriyle kıyasladığında hep geride olduğu görünüyor. Benzer şekilde dünyadaki genel istatistiklere-endekslere baktığımızda Türkiye’nin de dünyadaki durumunun kötü bir noktada olduğu ortaya çıkıyor. Devlete ve hukuka güven duygusunun azaldığı, demokrasi krizinin derinleştiği, kutuplaşmanın, ötekileştirmenin hızla arttığı, dış politikadaki tıkanmışlık ve ekonomisiyle Türkiye hayatın hemen her alanında dünya standartlarının gerisinde bir yerlerde duruyor."
DEVLET ÇÖZÜM ARAYIŞINA GİRİYOR
Türkiye’nin bu sıkıntılı durumunda "Kürt meselesindeki çözümsüzlüğün ne kadar etkisi var?" sorusuna cevap arayacaklarını belirten Azizoğlu, toplantıda meselenin üç başlık altında tartışılacağını söyledi. Azizoğlu, "Çözümsüzlüğün toplumsal hayata etkileri, Ekonomiye etkileri, Uluslararası ilişkilere etkileri" dedi.
Azizoğlu, "Bu alanlarla ilgili çözümsüzlüğün Türkiye için yarattığı problemlerin görünür ve anlaşılır hale gelmesi, çözüm için yeni gerekçeler yaratabilir ve toplumun çözüm için ikna edilmesini kolaylaştırabilir. Bugünlerde Kürt meselesiyle ilgili yaşanan gelişmelerin ardından herkes 'devlet neden böyle bir adım attı' diye soruyor. Bu soruyla ilgili genel-ortak düşünce, İsrail-İran çatışmasının Ortadoğu’da ve uluslararası alanda yaşatacağı sıkıntılar nedeniyle devletin böyle bir çalışma başlattığı yönünde. Aslında bu cevap bugün tartıştığımız konuyla doğrudan alakalı. Kürt meselesindeki çözümsüzlüğün Türkiye’ye etkileri son dönemlerde daha fazla görünmeye ve hissedilmeye başlandı. Ve devlet kendi açısından riskli gördüğü bir durum nedeniyle çözüm arayışına giriyor.
TOPLANTI 3 BÖLÜMDEN OLUŞUYOR
Kürt meselesinin çözümüyle ilgili bir ihtimal yaratmış olması nedeniyle bu adım kıymetli ve önemli. Fakat Kürt meselesinde, 100 yıllık süreçte yapılan yanlışları doğru bir şekilde değerlendirmeden, diğer gerekçeleri ve talepleri göz ardı ederek, sadece tek bir gerekçe üzerinden bir çözüm aramak eksik bir yaklaşım olur ve çözüme ulaşmayı zorlaştırır. Çünkü bu sorunun çözüldüğü gün herkesin kendi gerekçesini bu çözümün içinde bulması gerekiyor.Sonuç olarak Kürt meselesinin çözümü için çok haklı insani gerekçeler var, toplantımızın amacı da birbirinden farklı herkesin gerekçesini daha görünür hale getirmek, konuşmak, tartışmak."
Çözümsüzlüğün toplumsal hayata etkileri bölümünde Bekir Ağırdır ve Vahap Coşkun; ekonomiye etkileri konusunda Erol Katırcıoğlu, Mesut Yeğen ve Mehmet Kaya; Uluslararası ilişkilere etkisi bölümünde ise Serhun Al ve Faik Bulut konuşmalar yapacak.
(duvar)