İddianamede, Bilici’nin katıldığı etkinliklerin “süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluğu dikkate alındığında örgütle organik bağ kurduğu ve bu kapsamda PKK/KCK terör örgütünün üyesi olduğu hususunda yeterli şüpheye ulaşıldığı” belirtiliyor.
Bilici’nin Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 314/2. ve Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 5/1. maddeleri uyarınca “silahlı terör örgütü üyeliğinden” 15 yıla varan hapisle cezalandırılması isteniyor.
Suçlama: Sivil toplum kuruluşunu temsil etmek
İddianamede, “örgüt üyeliğine” kanıt olarak Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) etkinliklerine “ısrarla katılmış olması” gösterildi.
Bilici’nin “ısrarla katıldığı etkinlik” olarak bahsedilen etkinliklerden biri, Göç Edenlerle Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nin (Göç-Der) organize ettiği 2012’de düzenlenen konferansta moderatörlük yapması.
Bilici ise ifadesinde konferansın, yasal bir oluşum olan DTK ile ilgisi olup olmadığını bilmediğini söyledi.
İddianamede yöneltilen suçlama ise “STK (Sivil Toplum Kuruluşları) içerisindeki kurumlarda faaliyet yürüten kişilerin kuramlarını temsilen konferansa katılması.”
Konuyla ilgili delil olarak iddianameye giren telefon tapesinde de Bilici, basında ve kamuoyunda ilan edildiği şekilde Göç Konferansında moderatör olacağını söylüyor.
Üç yıl boyunca izlenmiş ve dinlenmiş
Savcı Hüseyin A. Aytekin’in hazırladığı iddianamede, Bilici’ye isnat edilen suçlamaların tamamı telefon ve ortam dinlemeleri ile teknik takip sonucunda elde edilen konuşmalardan oluşuyor.
Bilici’nin “2011-2014 arasında Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Diyarbakır Belediyesi konukevinde gerçekleşen toplantılarına katıldığının tespit edildiği” iddianamede ifade ediliyor.
Bu toplantılara katılması iddianamede şöyle değerlendirildi:
“DTK’nın içerisinde üye olarak aktif bir şekilde bulunması buna bağlı olarak eylem ve faaliyetlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk durumu da dikkate alındığında örgütle organik bağ kurduğu ve bu kapsamda PKK/KCK terör örgütünün üyesi olduğu hususunda yeterli şüpheye ulaşıldığı anlaşılmıştır.”
Bilici ise savunmasında “DTK kongrelerinin yapıldığı Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konukevi binasına birçok kez gittim” dedi ve bunun bir suç olmadığını belirtti.
“Umarım kötü bir şey olmaz”
İddianamede yer alan bir telefon tapesinde de Bilici, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile görüşüyor ve Diyarbakır’da polisin bir eyleme müdahale etmesiyle çıkan olaylarla ilgili aralarında şu konuşma geçiyor:
- Umarım kötü bir şey olmaz.
- İnşallah.
Ancak hak örgütü temsilcilerinin, olaylarda kimseye kötü bir şey olmaması yönündeki dilekleri, iddianameye delil olarak giriyor.
İhlal raporundan “eyleme katılma” delili
Başka bir tapede de Bilici, yine başka bir hak örgütü temsilcisi ile, Diyarbakır’da 14 Temmuz 2012’de düzenlenen eylemde çıkan olaylarla ilgili ihlalleri raporlamak için alanda bulunduklarını, raporun hangi güne hazır olabileceğini konuşuyor.
Ancak bu durum iddianamede, Bilici’nin “talimatla eylem katıldığı” şeklinde değerlendiriliyor.
“Şüpheli Mehmet Raci Bilici’nin, PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet sitelerinde yayınlanan talimatları doğrultusunda hareket ederek … amaçlı 14 Temmuz 2012 tarihinde ilimizde gerçekleştirilen ve öncesinde Diyarbakır Valiliğince yasaklanan yasadışı eyleme katıldığı kanaatine varılmıştır.”
Bilici ise savunmasında bir kez daha eyleme katılmadığını, alanda olası ihlalleri belgelemek için bulunduğunu belirtti.
“Faaliyetlerimden yetkililerin haberi vardı”
Bilici savcılıktaki savunmasında, 2012’de Diyarbakır’daki eyleme katılmadığını belirtti:
“Faaliyet yürüttüğüm dernek, insan haklarının ihlal edilmesi tehlikesini oluşturan tüm gösteriler açısından gözlem yapar. Gözlem yaptığımız sırada kolluk kuvvetlerinin attığı gazlara maruz kalmış olabiliriz.
“[Telefon tapesindeki] ‘Bayağı kötü oldum’ şeklindeki cümle eyleme katıldığım anlamına gelmez. ‘Diyarbakır işgal altındadır’ derken de çatışmaları kastettim. Bahsi geçen gösterinin terör örgütü propagandasına dönüşüp dönüşmediği konusunu hatırlamıyorum.
“Ben terör örgütü propagandası suçunu oluşturacak hiçbir eylemde bulunmadım. Faaliyetlerimin hepsi insan hakları derneği kapsamındadır. Faaliyetlerimden de devlet otoritesinin haberi vardır.
“DTK’nin delegelerinden biri olduğum hususunu da şu an sizden duydum. Kesinlikle kongre delegesi değilim.”
Bir hafta gözaltında tutulmuştu
Raci Bilici, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının “sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında” bir hafta gözaltında tutulduktan sonra 21 Mart’ta adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
TIKLAYIN - İHD DİYARBAKIR BAŞKANI, AÇIĞA ALINAN ÖĞRETMEN BİLİCİ: DİYARBAKIR'DA EĞİTİM BAŞLAYAMADI
Aynı zamanda Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) üyesi bir matematik öğretmeni olan Bilici, 8 Eylül 2016’da Diyarbakır’da açığa alınan 4 bin 350 öğretmenden biriydi. Bilici daha sonra öğretmenlik görevinden istifa etti. (AS) / bianet
Güncelleme Tarihi: 25 Mayıs 2017, 13:48