Mahkemede ifade veren davalı koca ise; birikim yaparak borçsuz olarak evlendiğini, davacının para ve altınların bir kısmını kendi şahsi harcamaları için kullandığını, bir kısmını da borsada kaybettiğini beyan etti. Davanın reddine karar verilmesini talep eden davalı iddiaları reddetti. Mahkeme sadece geline takılan takıların iadesine hükmetti.
"Düğünden gelen altınlar kadınındır"
Kararı iki taraf da temyiz etti. Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, düğün sırasında takılan ziynet eşyalarının, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılacağına hükmetti. Düğün merasiminde takılan ziynet eşyalarının artık kadının kişisel malı kabul edildiğine dikkat çekilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesi kararında şu ifadelere yer verildi: "Ne var ki somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda geline ve damada takılan ziynetler eşyaları ayrı ayrı değerlendirilmiş, mahkemece de yalnızca geline takılanlar yönünden tahsil kararı verilmiştir. O halde mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düğün sırasında geline ve damada takıldığı tespit edilen tüm ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü doğru görülmemiştir. Temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına bozulmasına oy birliğiyle karar verildi"
Güncelleme Tarihi: 05 Şubat 2018, 20:54