'Devlet şiddete son vermeli'

Barış için Akademisyenler Grubu, yayımladıkları bildiri ile bölgede yaşanan sokağa çıkma yasakları ve ölümlere tepki gösterdi, devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete son verilmesini isteyerek, “bu katliamın suç ortağı olmayacağız” dediler.

'Devlet şiddete son vermeli'
 Barış İçin Akademisyenler Grubu, “Bizler bu suça ortak olmuyoruz” diyerek Cizre, Silopi ve Sur başta olmak üzere bölgede yaşanan sokağa çıkma yasakları ve ölümlerle ilgili bir bildiri yayımladı.

Türkçe, Kürtçe, İngilizce, Fransızca, Almanca ve İspanyolca yayınlanan bildiride “Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!” diyen akademisyenler, “Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz” dedi.

Barış İçin Akademisyenler Grubu’nun yayımladığı bildirinin Türkçe ve Kürtçe metinleri şöyle:

Türkçe

“Bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak bu suça ortak olmayacağız!

Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkûm etmekte, yerleşim yerlerine ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınmış olan hemen tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir.

Bu kasıtlı ve planlı kıyım Türkiye’nin kendi hukukunun ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların, uluslararası teamül hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir.

Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesini, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasını, gerçekleşen insan hakları ihlallerinin sorumlularının tespit edilerek cezalandırılmasını, yasağın uygulandığı yerde yaşayan vatandaşların uğradığı maddi ve manevi zararların tespit edilerek tazmin edilmesini, bu amaçla ulusal ve uluslararası bağımsız gözlemcilerin yıkım bölgelerinde giriş, gözlem ve raporlama yapmasına izin verilmesini talep ediyoruz.

Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve kalıcı bir barış için çözüm yollarının kurulmasını, hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. Müzakere görüşmelerinde toplumun geniş kesimlerinden bağımsız gözlemcilerin bulunmasını talep ediyor ve bu gözlemciler arasında gönüllü olarak yer almak istediğimizi beyan ediyoruz. Siyasi iktidarın muhalefeti bastırmaya yönelik tüm yaptırımlarına karşı çıkıyoruz.

Devletin vatandaşlarına uyguladığı şiddete hemen şimdi son vermesini talep ediyor, bu ülkenin akademisyen ve araştırmacıları olarak sessiz kalıp bu katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyor, bu talebimiz yerine gelene kadar siyasi partiler, meclis ve uluslararası kamuoyu nezdinde temaslarımızı durmaksızın sürdüreceğimizi taahhüt ediyoruz.”

Kürtçe

“Wek akademîsyen û lêkolînerên vî welatî, em ê nebin hevparên vî sûcî!

Dewlete Komara Tirkiyeyê welatiyên xwe yên Sûrê, Farqînê, Nisêbînê, Cizîrê, Silopiyê û gelek cihên din bi hefteyan di bin qedexeya derketina derve de mehkûmî birçîbûn û tîbûnê dike, bi çeken giran ku encax di şerekî de tên bikaranîn êrîşî warên nîştecihan dike û mafê jiyanê, mafê azadiyê û ewlehiyê, di serî de qedexeya îşkence û zilmê û hemû maf û azadiyên ku bi mekazagon û peymanên navneteweyî hatiye parastin binpê dike.

Ev qirqirina biqesd û plankirî di radeyeke giran a binpêkirina hiqûqa Tirkiyeyê bi xwe û peymanên navnetewîyên ku Tirkiye alîgire, hiquqa kevneşopiya navnetewî û qaydeyên ku hiqûqa navnetewî emir dikede ye.

Em dixwazin ku Dewleta Tirkiyeyê yekser dest ji qetlîama li ser welatiyen kurd û polîtîkayên koçkirina bizanebûn berde, qedexeya derketine derve rake, kesên berpirsyar ên ku mafên mirovan bin pê kirine ceza bike, kesên ku li cihên ku qedexeya derketina derve pêk hatiye dijîn zerara wan a manewî û madî tazmîn bike, bi van armancan bila destûr bide ku çavdêrên neteweyî û navneteweyî bikevin cihên hatiye rûxandin, çavdêriyan bikin û raporan binivîsinin.

Em dixwazin ku amadekirina şert û mercên muzakereyê û avakirina rêyên çareserîyê bo aşîtiyêke mayînde, hukumet nexşerêyeke ku daxwazên îradeya sîyaseta Kurd ji bihewîne amadebike. Em dixwazin ku ji gelek beşên civakê çavdêrên serbixwe jî tevlî hevdîtina muzakereyê bibin û em jî wek çavdêrên dilxwaz daxwaza xwe ya tevlîbûna muzakerayan diyar dikin. Dixwazin ku, erka sîyasi dev ji nêçira muxelefetên rexnegir berde.

Em dixwazin ku dewlet yekser dev ji tundiya ku li dijî welatiyên xwe bi kar tîne berde, wek akademîsyen û lêkolînerên vî welatî, em ê li hemberî vê qirqirinê bêdeng nemînin, heta ku ev daxwaza me were cih, em ê digel partiyên siyasî, parlemento û raya giştî ya navneteweyî tekîliyên xwe bê navber bidomînin.”

* Bildiriye imza atanların isimlerine buradan ulaşabilirsiniz. / İMC

Güncelleme Tarihi: 08 Ocak 2016, 11:29
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER