Çölleri yeşerten adam Türkiye'ye geliyor

Dünya genelinde 15 bin hektar alanı çölleşmekten kurtaran Allan Savory, Dünya Organik Kongresi için Türkiye'ye geliyor. Savory'nin çözümü çölleşme tehdidi altındaki bölgelere binlerce çiftlik hayvanı yerleştirip 'doğayı taklit etmek'ten ibaret...

Çölleri yeşerten adam Türkiye'ye geliyor

Dünyada orman varlığı yılda yaklaşık 7.3 milyon hektar azalırken, çölleşmeyi tersine çevirmek mümkün mü? Allan Savory konuda tüm dünyada umut kaynağı.  Dünya Gazetesi'nin haberine göre Savory Enstitüsü’nün kurucusu çöl olan toprakları nasıl geri kazandırdığını anlatmak üzere 13- 15 Ekim’de, Dünya Organik Kongre’si için İstanbul ’a gelecek.

Haberde Savory ve yöntemi şöyle anlatıldı:

"Alan Savory Zimbabwe’li bir biyolog, çiftçi, asker, sürgün, çevreci ve Bütüncül Yönetim konseptinin yaratıcısı. “Sadece hayvancılık bizi kurtarabilir” diyen Savory, fakirlik, sosyal eşitsizlik, şiddet, biyoçeşitliliğin kaybolmasının nedeni olarak çölleşmeyi gösteriyor. Savory, Afrika’da çölleşmenin nedenlerini araştırırken, geliştirdiği Bütüncül Yönetim programı ile, çölleşme yüzünden kaybedilen toprakların geri kazanılmasını sağlıyor. "

" Bütüncül Yönetim’in ve Allan Savory isminin son yıllarda çok sık duyulmasının başlıca nedeni ise, ABD ’den Afrika’ya, Avustralya’dan Avrupa’ya kadar dünyada yaklaşık 15 milyon hektarlık arazide yarattığı mucizevi değişim. İşte bu yüzden Bütüncül Yönetim’in kurucusu Allan Savory “çölleşmeyi durdurup tersine çeviren insan” olarak tanınıyor. Bunu yapmak için kullandığı araç ise sadece doğayı taklit etmek."

BİNLERCE ÇİFTLİK HAYVANI YETİŞTİRMELİ

Allan Savory’nin geçtiğimiz sene TED’de yaptığı “Dünya’nın çöllerini nasıl yeşertebiliriz ve iklim değişikliğini nasıl tersine döndürebiliriz?” konuşmasından bazı bölümlere kulak verelim:

1-Çölleşme, çöle dönüşen toprağı tanımlamanın kibarcasıdır. Uzaydan baktığımızda, dünyanın üçte ikisinin çölleşmekte olduğunu görebiliyoruz. Suyun ve karbonun yazgısı, topraktaki organik madde ye bağlı olduğundan, toprağa zarar verirsek, topraktaki karbonu kaçırırsak, karbon atmosfere geri dönü yor.”

2-Eskiden bilim insanları, arazi kuraklığının doğal olduğunu iddia ediyor, çölleşmenin nedenini de bilinmeyen süreçlere bağlıyorlardı. Çölleşmeye çiftlik hay vanlarının neden olduğuna inanıyorlardı. Bir zamanlar dünyanın düz ol duğuna inanırken nasıl yanılıyorsak bu konuda da yanılıyorduk. Çünkü ABD’nin batısının tamamında, sığırların uzaklaştırıldığı her yerde çölleş menin daha da arttığını gördüm.”

3-Çölleşme riskiyle karşı karşıya olan araziye binlerce çiftlik hayvanı yerleştirilmeli. Bu hayvanların bir sürü halinde orada bulunması ve belli bir hızda hareket etmeleri sağlanmalı. Bu şartlar, geçmiş asırlardaki büyük sürülerin hareketinin o bölgede taklit edilmesini sağlayacaktır. Sürülerin hareketiyle meydana gelecek çiğneme ve gübreleme, arazinin başınızı döndürecek bir hızda tekrar yeşillenmesini ve verimli hale gelmesini sağlayacaktır.

4- Bugün artık Afrika köylerinde genç kadınlar, hayvanların nasıl büyük sürüler haline getirilebileceğini öğretiyorlar. Doğayı taklit eden bir otlanma şeklini, geceleri hayvanları nerede tutacaklarını, sürüleri yırtıcı dostu kılarak nasıl süreceklerini biliyorlar. Tarlalarda ürün miktarında da büyük artışlar var. Örneğin Zimbabwe’de bu yöntemi uyguladığımız arazilerde büyük başarı elde ettik. Dünyanın birçok yerinde erozyona uğramış topraklarda da verimli sonuçlar aldık.

5-Beş kıtada, 15 milyon hektar arazide ve ne yaptığını bilen insanlarla birlikte, hesaplayabileceğimizin çok üzerinde karbonu depoladık. Bu yöntemi uygulamaya devam edersek atmosferden yeterin ce karbon çekip binlerce yıl güvenli bir şekilde çayırlarda depolayabiliriz. Bunu dünya çayırlarının sadece yarısında uygulayabilmek bile, bizi endüstri öncesi döneme götürebilir. Üstelik aynı anda insanların da karnı doyar. Dünyamız, çocuklarımız, torunlarımız ve bütün insanlık için, bundan daha büyük bir umut beslenebilir mi sizce?

KAROO ÇÖLÜ BUGÜN YEMYELİŞ BİR ÇAYIR ÇÜNKÜ...

Savory Enstitü, otlakların sürdürülebilirliğini sağlamak için, mevcut tarım uygulamalarına cephe alıyor ve otlaklar üzerinde hayvanlarla insanların işbirliğine dayanan Bütüncül Otlak Yönetimi (Holistic Grassland Management)’ni hayata geçiriyor. Sistemin, ekolojik yenilenme, ekonomik tutarlılık ve dünya üzerindeki otlakların sosyal planlaması gibi üç önemli dayanağı var. Bu sistem sayesinde otlaklar büyük sürüler kullanılarak doğal döngülerini devam ettirebiliyorlar.

Bazı örnekler verelim: X Zimbabwe’de 150 bin insanın gıda yardımı ile yaşadığı bölgede, sığır ve keçi sayısı yüzde 400 artırılarak, toprağın verimli hale gelmesi sağlanmış. X Patagonya’da 25 bin koyunun sürü halinde hareket etmesi sağlanarak, üretimde yüzde 50 artış yaşandı. X Güney Afrika’nın batısında bulunan Karoo Çölü, bugün yemyeşil bir çayıra dönüşmüş durumda.

Güncelleme Tarihi: 21 Ağustos 2014, 11:25
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER