Balıkesir, Hatay ve Siirt’te eşzamanlı olarak gerçekleştirilen operasyonlar sonrası KCK, YDG-H ve YPG üyesi oldukları iddiasıyla üç kişi gözaltına alınmış, gözaltına alınanların üzerinde, aralarında Cemal’in, ‘Delila: Bir Genç Kadın Gerillanın Dağ Günlükleri’ ile ‘Çözüm Sürecinde Kürdistan Günlükleri’ adlı kitapları, Tatari’nin, “Anneanne Ben Aslında Diyarbakır’da Değildim” ile Müslüm Yücel’in “Abdullah Öcalan, Amara’dan İmralı’ya” kitapları çıkmış, Gaziantep 3. Sulh Ceza Mahkemesi de evden çıkan yayınlarla birlikte bu üç kitap hakkında “şiddeti teşvik edecek şekilde terör örgütü propagandası, suç işlemek için tahrik, suçu ve suçluyu övmek” iddiasıyla toplatma kararı vermişti.
Cemal ve Tatari’nin de avukatları karara itiraz etmişti.
‘Okuyan şiddet eylemi yapabilir’
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, itirazı değerlendiren Gaziantep 1. Sulh Ceza Hakimliği, 24 Aralık 2015 tarihli kararında, “toplatma tabiri bakımından” itirazı kısmen kabul ederek, “Toplatma tabirinin herhangi bir sonuç doğurmasının mümkün olmaması nedeniyle” kararı kaldırdı.
Buna karşın “anılan suçları içerdikleri hususunda kuvvetli delil” bulunduğu gerekçesiyle üç kitap açısından “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulundukları an ve aşama itibariyle dağıtımlarının yapılmasının” ve “satışa sunulmalarının yasaklanmasına” karar verdi.
Kararın gerekçesinde, her üç kitaptan alıntılar yapılarak, şu ifadeler kullanıldı:
“Üç kitabın da silahlı terör örgütünü övücü, örgüte sempati duyarak örgüt adına milli güvenliği, kamu düzenini, kamu güvenliğini, toprak bütünlüğünü bozacak içerikleri sahip olduğu, bu kitapları okuyanların PKK/KCK örgütünün faaliyetleri doğrultusunda şiddet ve tehdit içeren faaliyetlere girişebilecekleri, kitaplarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan kişilerin birbirlerine karşı suç işlemelerine, kin ve düşmanlığa tahrik, nefret söylemi olabilecek söz ve fotoğraflar, övgüler bulunduğu, silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı…”
‘Kitapları okuyarak karar vermişler’
Hasan Cemal’in avukatı Fikret İlkiz, “Karardan memnun oldum. Çünkü bu sefer kitapları okuyarak karar vermişler. En azından biz mahkem, bir başka mahkeme kararının nasıl verilmesi gerektiği konusunda iyi bir örnek oluşturmuş. Ama meselu şu: İtirazımız bu anlamdaki sınırlandırılmanın kaldırılması yönündeydi. Mesele çözülmüş değildir. İfade özgürlüğünün ihlali hala devam ediyor” dedi.
Tatari’nin avukatı Aslı Kazan Gilmore de “Çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılmasıyla birlikte hukukun da askıya alındığı, Kürt meselesini anlatan kitapların yasaklandığı o karanlık günlere geri dönüldüğü anlaşılıyor. Türkiye’nin herhangi bir yerindeki operasyonda, şüphelilerin evinde bulunmuştur diye her biri tek adet olan onlarca kitap şüpheli bulunmuş, topluca toplatma kararı verilmiştir. Haksız ve hukuka aykırı bu karara itiraz etmiştik. Ancak bu defa kitapların dağıtım ve satışının yasaklanmasına karar vermiştir. Karar kesinlikle hukuka, AİHM ve AYM kararlarına aykırıdır” dedi.İmc
Güncelleme Tarihi: 05 Ocak 2016, 12:22