Suriye’nin Duma kentinde kimyasal silah kullanıldığı iddialarına değinen Bozdağ, “Hem istihbarat örgütümüz üzerinden hem de elde edilen haberler, görüntüler ve fotoğraflar üzerinden baktığımızda burada kimyasal silah kullandığı çok net bir şekilde gözüküyor. Ancak bunun uzmanlar tarafından da incelenmesi ve soruşturulması son derece önemlidir” diye konuştu.
Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı.
“Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Kanun Tasarısı” hazırlandığını söyleyen Bozdağ, “Önümüzdeki günlerde parlamentoya sevk edilecektir. İlk defa mağdur haklarına ilişkin müstakil bir kanuni düzenleme yapılmaktadır. Bunlar içerisinde özellikle kasten öldürme, ağır yaralama, cinsel saldırı ve işkence suçlarının mağdurları için maddi destek sağlanması, meslek edinmeleri amacıyla kurslar düzenlenmesi, eğer kamu görevlisiyse mağdurun yerleşim yeri gerektiğinde ve talebi halinde değiştirilmesi ve pek çok başka önemli yenilikler getirilmektedir” dedi.
Türk Ceza Kanunu’ndaki örgütlü suçlarla ilgili cezaların arttırılacağını aktaran Bozdağ, “Bugüne kadar 2 yıldan 6 yıla kadar olan örgüt kurma ve yönetme suçunun cezası 5 yıldan 10 yıla kadar artırılmakta. Örgüt üyeliği cezası 1 yıldan 3 yıla iken 2 yıldan 5 yıla çıkarılmakta ve cezanın örgütün silahlı olması halinde yarı oranında artırılması konusunda bir düzenleme getirilmektedir” diye konuştu.
‘HAYVANLARA KARŞI SUÇLARDA HAPİS CEZASI GETİRİLECEK’
“Ayrıca Hayvanları Koruma Kanunu ve bu konularla ilgili de bu tasarı içerisinde önemli düzenlemeler yer almaktadır” diyen Bozdağ, “Bunlardan sadece bir tanesini paylaşmak istiyorum. Sahipli veya sahipsiz hayvanları öldürmek, işkence veya eziyet etmek bugüne kadar idari para cezasını gerektiriyor idi. Bu düzenlemenin yasalaşmasından sonra suç olarak tanımlanacak ve hapis cezası uygulamasına geçilecektir” dedi.
Bozdağ’ın açıklamasından satır başları şöyle:
KİMYASAL OLMAYAN SİLAHLARA DA AYNI TEPKİ VERİLMELİ: “Suriye’de yaşananlar hepimizi derinden üzmektedir. Esasında sadece son olaylar değil, bugüne kadar yaşananlar da maalesef çok kötü sonuçlar ortaya koymuştur. Kimyasal silah kullanımı sonucu ölenler insan olduğu gibi diğer silahların kullanımı sonucu ile ölenler de insandır, sadece kimyasal silah kullanıldığında değil, jetlerle bombalandığında diğer silahlarla siviller öldürüldüğünde de uluslararası toplumun aynı tepki vermesi gerekir. Zira ölen yine insandır, öldürülen silaha göre öldüren maddeye göre tavır takınmak doğru bir yaklaşım değildir.”
GÖRÜNTÜLERDE KİMYASAL SİLAH KULLANILDIĞI ÇOK NET GÖRÜNÜYOR: “Türkiye, Suriye’de meydana gelen son saldırıya ilişkin tutumunu en net şekilde ortaya koyan ülkelerdendir, en üst düzeyde kınamasını Türkiye yapmıştır. Cumhurbaşkanımız, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin’le Duma’da olan katliamı ve saldırıyı görüşmüştür. Tabii bu bölgede Doğu Guta’da yaşananlarla ilgili Türkiye uzunca bir zamandır Rusya üzerinden bir çalışma yürütüyor, oradaki sivillerin kötüleşen durumlarını ortadan kaldırmak, tahliyelerini sağlamak için de önemli çabalar ortaya koyuyor. Amerika’dan açıklamalar var, Rusya’dan açıklamalar var, baktığınız zaman bu açıklamalar birbirini teyit eden açıklamalar değil. Birisi başka söylüyor öbürü başka söylüyor ama bir de ortada fotoğraflar var, ortada görüntüler var, ortada haberler var.
Bu fotoğrafları, görüntüleri izlediğimizde, incelediğimizde de bu görüntülerin normal silahlarla oluşmadığına dair de uzmanların kanaatleri var. Öyleyse burada bu konunun çok net bir şekilde geciktirilmeksizin soruşturulması ve aydınlatılmasında da fayda vardır. Tarafların iddialarına bırakılmayacak kadar önemli bir konudur bu. Uluslararası kuruluşların burada olup bitenleri süratli bir şekilde soruşturması ve dünya kamuoyunu doğru bilgilerle aydınlatmasında fayda vardır. Ancak bize ulaşan bilgiler, hem istihbarat örgütümüz üzerinden hem de elde edilen haberler, görüntüler ve fotoğraflar üzerinden baktığımızda burada kimyasal silah kullandığı çok net bir şekilde gözüküyor. Ancak bunun uzmanlar tarafından da elbette incelenmesi ve soruşturması son derece önemlidir.”
AFRİN’DE KALICI DEĞİLİZ: “Türkiye’nin Afrin’de bulunması bir işgal değildir. Biz daha önce de açıkladık. Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğüne, siyasal birliğine, egemenliğine saygılıdır ve bu harekatta Suriye’nin toprak bütünlüğünü zedelemek değil, aksine terör örgütleri tarafından Suriye’nin işgal edilmiş topraklarını korumak ve Suriye’nin bütünlüğünü korumak maksadı da taşımaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin’de işgalci değildir, kalıcı değildir.
Tabii bizim amacımız Suriye’yi bölmek değil. Suriye’de şu anda bir otorite boşluğu var devlet her tarafta egemen değil. Terör örgütleri işte PYD, PKK, YPG, KCK ,DEAŞ önemli bir alanı kontrol etmektedir. Orada devletin otoritesi de yoktur. Tabii Suriye’de meşru muhalefet de var başka gruplar var ve çok ihtilaf var çözüm bekleyen sorunlar var ve Suriye’de yaşananların silah zoruyla çözülemeyeceğini Türkiye olarak biz hep söyledik. Burada esas çözüm siyasi çözümdür.”
AFGAN MÜLTECİLER İÇİN GERİ GÖNDERME MERKEZİ KURULUYOR: “Bildiğiniz gibi Türkiye, göç hareketleri konusunda hem hedef ülke hem de transit ülke. Ama Afganistan ve Pakistan’dan gelen göçmenler bakımından Türkiye büyük oranda hedef ülke konumundadır. İran sınırımızdan 2017 yılının ilk üç ayında sadece Afganlı gelen göçmen sayısı 6 bin, 2018’in ilk üç ayında ise oradan gelen göçmen sayısı 27 bin, 3 ayda 27 bin. Tabi bu bizim tespit ettiklerimiz bir de tespit edemediğimiz göçmenler var. Iğdır’da bir geçici geri gönderme merkezi oluşturuyoruz. Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bizim Afganlı kardeşlerimize karşı bir olumsuz yaklaşımımız yoktur ancak hukuka aykırı, düzensiz göç hareketlerinin, onların güvenliği ve ülkemizin insanımızın güvenliği bakımından tedbir almamızı gerektirdiği için bu tedbirleri aldık.”/DHA
Güncelleme Tarihi: 10 Nisan 2018, 09:06