kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

Av. Kanar: KCK davaları merkezi bir strateji ile hızlandırıldı

İstanbul'da "KCK" adı altında devam eden yargılamaların hızlandırılmasını ve mahkemelerin tutukluluktaki ısrarını değerlendiren Avukat Ercan Kanar, davaların merkezi bir strateji doğrultusunda hızlandırıldığını belirterek, "Mahkemelerin pratiğine bakıldığında bir an önce dosyalardaki iddianame paralelinde kararlar verilmeye çalışılıyor" dedi.

Av. Kanar: KCK davaları merkezi bir strateji ile hızlandırıldı

İstanbul'da devam eden KCK yargılamalarında başından bu yana hukukçular ve insan hakları savunucularının dikkat çektikleri hukuksuzluklar devam ediyor. Gerek İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarının yargılandığı davada gerekse de İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden "KCK" İstanbul ana davası ve basın emekçilerinin yargılandığı davada delil ikamelerinin dahi hukuka aykırı bir şekilde yapıldığı belirtilirken, son olarak İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşmaları hızlandırma kararı akıllara "davalar bir an önce bitirilmeye mi çalışılıyor?" sorusunu getiriyor. Davaların hızlandırılmasını değerlendiren Avukat Ercan Kanar, davaların merkezi bir strateji doğrultusunda hızlandırıldığına işaret etti. 

'Mahkemeler emniyet safhasının noteri gibi hareket ediyor'

İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde avukatların yargılandığı davada ve İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden "KCK" İstanbul ana davası ile gazetecilerin yargılandığı davada bir an önce kararların verilip dosyaların sonuçlandırılmaya çalışıldığını belirten Kanar, kovuşturmaların başından bu yana mahkemelerin pratiğine bakıldığında iddianamelerin paralelinde kararlar verilmeye çalışıldığına işaret etti. En başından bu yana İstanbul'da devam eden "KCK" yargılamalarının ceza yargılaması hukukuna uygun bir şekilde devam etmediğinin altını çizen Kanar, yargılamaların tamamen "formel" olarak devam ettiğini söyledi. Kanar, yargılamalar boyunca mahkemelerin emniyet soruşturması safhasının noteri gibi davrandığını belirterek, "Gerçek bir ceza yargılamasında diyalektik olması gerek. Yani taraflar yargılamasına uygun bir şekilde tartışma olması gerekir. Delillerin tek tek tartışılması gerekir. Oysa bu davalarda maalesef yargı diyalektiği yerine bir monolog yöntemi izlenmektedir. Adeta 4 savcılı bir heyet görünümü ortaya çıkmaktadır. Yani iddia makamı ile yargı makamı genel olarak örtüşmektedir. Oysa yargının ayaklarının asla örtüşmemesi gerekiyor. Yargı hem devletten hem de ideolojilerden ve önyargılardan bağımsız bir şekilde yargılama faaliyetini yapması gerekir. Ama maalesef böyle bir yargılama söz konusu değil" dedi.

'Davaların bir an önce karara bağlanmasının hedeflendiği açık'

Hem "KCK" İstanbul ana davasında hem de gazeteci ve avukatların yargılandıkları davalarda delil ikamelerinin yapılmamasının, yapılıyorsa da hukuka aykırı bir şekilde yapıldığını belirten Kanar, bu tavrın arkasında da davaların bir an önce bitirilip, dosyaların karara bağlanmasının hedeflendiğini söyledi. Kanar, şu değerlendirmede bulundu: "Örneğin 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen avukatlar davasında delil ikamesi asla yapılmadı. Hatta savunmalar dahi tam tamamlanmadan dosya mütalaaya verildi. Ama ceza yasası yargılamasına göre iddianamede delillerin okunması yetmez. İddianamede tek tek belirtilen delillerin yeniden kaynaklarının belgelerinin tutanaklarının okunarak tartışılması gerekir. Bu veriler üzerinde ciddi bir tartışma olacak yani. Yargının diğer taraflarının da delille doğrudan temas etmesi gerekir. Gerçek yargılama budur. 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerek ana dosyada gerekse de basın dosyasında ilk başta delil ikamesi talebimizi reddetti. Yani sadece kendi önemli gördüğü hususları soracağını belirtti. Daha sonra ısrarlı taleplerimiz neticesinde kısmen bazı tespit tutanaklarını okumaya başladı. Fakat orada da davanın bir an önce bitirilip karara çıkmasının hedeflendiği gayet açık." 

'Gündemden çıkarmayı planlıyorlar' 

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin duruşmaları hızlandırılmasının da davaları bir an önce bitirme hedefi ile alınan bir karar olduğunu dile getiren Kanar, "Anlaşılan bu merkezi bir strateji. Bu davalar tamamen siyasi iktidarın düğmeye basmasıyla açılan davalar olduğu için anlaşılan o dur ki; yine siyasi iktidarın strateji saptamasıyla bir an önce bu davaların bitirilmesi isteniliyor" dedi. Davaların bir an önce bitirilmesinin de kamuoyu denetimini düşürmek ve oluşacak eleştirileri engellemek olduğuna dikkat çeken Kanar, şunları söyledi: "15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci bir heyet oluştu. İkinci heyet KCK davalarına bakan heyetin elindeki tüm dava dosyalarına bakacak ve bu davayı yürüten heyet de sadece KCK davalarına bakarak bitirecek. Bu da gösteriyor ki, aynı Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi bir an önce bu davaları bitirmek istiyorlar. Çünkü davalar uzadıkça haksızlıklar kamuoyu nezdinde daha çok tartışılıyor. Uluslararası kamuoyunda insan hakları kurumları nezdinde bu davaların haksızlığı daha da çok tartışılır hale geliyor. Bunu önlemek için bir an önce bu davaları bitirerek, gündemden çıkarmayı planlıyorlar." 

'İktidar samimiyse siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı'

Kürt sorununun demokratik çözümü için başlatılan süreç için iktidarın samimiyetini bu davalar üzerinden gösterebileceğine işaret eden Kanar, "İktidar çözüm sürecinde samimi ise pozitif barış açısından ciddi adımlar atılması gerekir. Bu adımların en başında da siyasi tutsakların serbest bırakılması gelir. Benim kişisel görüşüm bir genel affa ihtiyaç var. Çünkü tutuklu ve hükümlü adli mahkumların da büyük bir çoğunluğu Kürt sorununun çözülmemesinden dolayı yaşanan göç, ekonomik ve yoksulluktan kaynaklı suç tiplerinden ceza alıyorlar. Hangi şehirde olursa olsun cezaevlerine bakıldığında tutuklu ve hükümlülerin neredeyse yüzde 80'ininden fazlasının Kürt olduğu gerçeği ortadadır. Bu durumda bir genel affın barışın ilk koşulu olarak gerekli olduğu veya en azından bir siyasi affın gündeme getirilmesi gerekliliği ortaya çıkar. Fakat mahkemelerin işleyişine bakıldığında gerek Diyarbakır KCK davasındaki yargılamada gerekse de İstanbul'daki KCK davalarında asla sürecin bir etkisinin olmadığını hatta mahkemelerin çok yetersiz, yasa değişikliklerine dahi bir direnç içerisinde olduklarını görüyoruz. Bu mahkemelerin derhal kaldırılması TMK'nin kaldırılması ve doğal yargıya dönülmesi gerekir. Barışın ilk adımı olarak bir mihenk taşı değerinde siyasi tutukluların serbest bırakılması gerekir. Güney Afrika deneyiminde de böyle olmuştur" diye konuştu. / Diha

Güncelleme Tarihi: 11 Ekim 2013, 10:40
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER