YÜKSEKOVA GÜNCEL - HABER MERKEZİ
Diyarbakır, Mardin ve Van illerinin baro başkanlarının da bulunduğu 15 ilin baro Başkanı Yüksekova’da bir araya gelirken, yapılan toplantıda önemli kararlar alındı.
13 Temmuzda Yüksekova Doubletree By Hilton Otelinde, 3 aydan beridir Bölge dönem sözcülüğünü yürüten Hakkari barosunun ev sahipliğinde Doğu - Güneydoğu Anadolu illerinin baro başkanları toplantısı gerçekleştirildi.
Aralarında Diyarbakır, Batman, Urfa, Mardin, Ağrı, Muş, Siirt, Kars, Bitlis, Bingöl, Şırnak, Van, Adıyaman ve Tunceli baro başkanlarının ve baro temsilcilerinin de olduğu toplantının sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşıldı.
Toplantıya katılımlarından dolayı baro başkanlarına teşekkür eden Hakkari Baro Başkanı Av. Ergün Canan, 3 aydan beri başarıyla yürütülen bölge dönem sözcülüğünü bu toplantı sonucunda Muş barosuna devredildiğini dile getirdi.
Bölge Baroları Başkanları tarafından yapılan ortak açıklamada 31 Mart 2024 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimi ile Hakkari Belediye Başkanlığı seçimini kazanan DEM Parti adayı Mehmet Sıddık Akış'ın İçişleri Bakanlığı ile görevden uzaklaştırılarak Hakkari Valisi'nin kayyum olarak atanması eleştiridli.
Seçilmiş belediye başkanının görece iadesinin istendiği açıklamada, "Hakkari Valisi'nin Hakkari Belediyesi'ne kayyım olarak atanması hukuk devletinin İşlerliğinin temeli olan serbest seçim ile seçme ve seçilme hakkına açık bir müdahaledir. Hakkari Belediye Meclisi'nin de lağvedilmesi gibi fiili bir sonucun yaratıldığı kayyım atamasıyla belediyelerin "seçilmiş bir belediye yönetimi ve belediye meclisi tarafından yönetilmesi İlkesi askıya alınmıştır. Siyasi iktidarı kayyım atamalarından vazgeçmeye ve seçilmiş belediye başkanını göreve iade etmeye davet ediyoruz" denildi.
Toplantıda ayrıca 21 Haziran tarihinde Diyarbakır ile Mardin illerinde meydana gelen ve 15 kişinin canına binlerce hayvanın telef olmasına neden olan ve İzmir'de 2 kişinin yaşamını yitirdiği olayların da ele alındı.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"Diyarbakır ve Mardin'de elektrik tellerinden kaynaklanan yangınlarda 15 yurttaşımızın yaşamını yitirmesinin üzerinden bir ay geçmeden bu kez İzmir'de yaşanan ve iki yurttaşımızın trajik bir biçimde ölümüyle sonuçlanan elektrik cinayeti, elektrik gibi temel kamusal hizmetlerin özelleştirilmesinin yanlış olduğunu acı bir biçimde ortaya koymuştur. Devletin yaşam hakkını koruma konusundaki pozitif yükümlülükleri kamusal hizmetlerin özelleştirilmesiyle ortadan kalkmaz. Devletin özelleştirdiği kamusal hizmetleri etkili bir biçimde denetlemesi ve yurttaşların bu hizmete sağlıklı bir biçimde erişmesi yönünde gerekli önlemleri alması gerekmektedir.
Ancak özelleştirilen elektrik dağıtım hizmetlerini Güneydoğu Bölgesi illerimizde yapan Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin elektrik kesintisi uygulamaları halk ve çiftçiler için dayanılmaz bir hal almıştır. Yazın 50 dereceyi bulan sıcaklıklarda, borçlu-borçsuz ayrımı yapılmadan 8-10 saat elektrikler kesilmekte, bu kesintiler sonucu halk susuz kalmakta, hijyen sorunları ortaya çıkmakta, kronik hastalar tedavi sorunları yaşamakta ve katlanılamaz sıcaklıklarla boğuşulmaktadır. Elektrik kesintileri ve denetimsiz fahiş faturalar bölge illerimizin temel geçim kaynağı olan tarımsal faaliyetlere büyük zarar vermektedir. Bu durum bölge ekonomisine de büyük bir darbedir. Bölge Barolanı olarak söz konusu şirketin denetlenmesi ve halkın mağdur edilmeden uygun ve yeterli elektrik hizmeti almasının sağlanması çağrısında bulunuyoruz. Kamuoyuna saygıyla duyururuz"