Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı süresince şimdiye dek 78 rektör atadı. 78 atamanın en az 27'sinde üniversitelerdeki seçimleri dikkate almadı. |
Öneri, TBMM Genel Kurulu'nda, torba tasarı olarak bilinen "Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi, İki İl Merkezinin Değiştirilmesi ve Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı"nın maddelerinin görüşmeleri sırasında sunuldu.
Yükseköğretim Kanunu’nda rektör atamasını düzenleyen maddedeki değişiklik, üniversite seçimlerini iptal ederek, rektör atama ve görevden alma yetkisini doğrudan Cumhurbaşkanına devrediyordu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Levent Gök, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Mahmut Toğrul, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay önergenin geri çekilmesini istedi.
Açıklamaların ardından Meclis Başkan Vekili Ayşe Nur Bahçekapılı ara vererek grup başkanvekillerini toplantıya çağırdı. Görüşmelerin ardından Bahçekapılı, AKP’nin verdiği önergenin, önerge sahipleri tarafından geri çekildiğini söyledi.
“Seçimler terk, atama olsun”
Değişikliği istenen 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun rektörlerin atanması ve görevleriyle ilgili 13-a maddesiydi.
Mevcut Yükseköğretim Kanunu’na göre rektör atamasının ilk aşaması üniversitedeki seçimler. Üniversite, öğretim üyelerinin oylarıyla en yüksek oyu alan altı adayı Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) sunuyor. YÖK, bu altı adaydan üçünü Cumhurbaşkanına öneriyor. Cumhurbaşkanı istediği adayı rektör olarak atıyor.
Önergede seçimlerin terk edilerek, YÖK’ün önereceği adayları cumhurbaşkanının ataması, aday önermemesi durumunda ise Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılması ifadeleri yer aldı. Önergede ayrıca rektör yardımcılarının beş yıllık görev süresini dört yıla indirilmesi de belirtildi.
"Devlet üniversitelerinde rektör Yükseköğrenim Kurulu tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Bir aylık sürede önerilenlerden birisinin atanmaması ve Yükseköğretim Kurulu taralından, iki hafta içinde yeni adaylar gösterilmediği takdirde Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılır. Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler. Ancak aynı devlet üniversitesinde iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz.”
“Bu maddeye göre atanan üniversite rektörleri. Yükseköğretim Kurulunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından geçici olarak görevden uzaklaştırılabilir veya görevine son verilebilir".
“Rektör yardımcıları, rektör tarafından dört yıl için atanır.”
Gerekçe olarak da rektörlük seçimlerinin “haksız uygulamalar, kırgınlıklar ve kişisel çekişmelere” yol açtığı iddiası öne sürüldü:
“Gerekçe: Rektörlük seçimleri üniversitelerde haksız uygulamalar, kırgınlıklar ve kişisel çekişmelere yol açmakta ve yükseköğretim kuramlarında kaos ortamının oluşmasına neden olmakladır. Bu nedenle üniversitelerde seçim sisteminin terk edilerek atama sisteminin getirilmesi de bu sıkıntıların ortadan kalkmasının sağlanması amaçlanmaktadır.”
Muhalefet vekillerinden itiraz
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, önergenin anayasaya aykırı olduğunu, önergeyle komisyonda görüşülmeyen, tartışması yapılmayan bir düzenlemenin yeni bir madde gibi sunulduğunu belirterek, önergenin işlemden çıkarılmasını istedi.
HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul da önergenin çekilmesini isteyerek, "Rektörlük seçimlerini tamamen ilgili alandakilerden çıkarıp, tamamen Cumhurbaşkanının iki dudağının arasına bir atamaya dönüştürüyor. Bu kadar köklü bir değişikliğin ilgili komisyonlarda tartışılmaması anayasal bir suç olur” dedi.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ise hayretler içerisinde olduklarını belirterek, "Önergeyi okuyunca bunun mini darbe girişimi olduğunu, fiili durum yaratma ve oldu bitti girişimi olduğunu ifade ediyorum. Daha ağırını üzülerek söylemek durumundayım ki çok ciddi bir siyasi ahlaksızlıkla karşı karşıyayız”dedi.
AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı ise yapılanın, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nda rektörlük seçimine ilişkin bir düzenleme olduğunu ve anayasaya aykırı bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Bostancı, şöyle devam etti:
"Üniversitede hocalık yapanlar çok iyi bilirler ki rektörlerin üniversite içerisinde seçimle iş başına gelmeleri birçok problem doğurmaktadır. İş başına gelen rektörler, gelecek dönemde de tekrar görevlerinin devamını sağlamak kastıyla, yardımcı doçentlik, doçentlik kadroları dağıtmakta adeta ve kendilerini destekleyecek kadrolar oluşturmaktadır. Kendilerini desteklemeyen, oy vermeyen çevrelere karşı da hasmane tutum sergilemektedirler. Buradaki bütün akademisyenler bu tür olaylara şahittir. Sonuçta üniversitenin dışından bir insan getirilmiyor."Bianet