Bingöl'deki öğrenciler: Sonuç alana kadar açlık grevine devam edeceğiz

Bingöl Üniversitesi’nde rektörlük ve yönetim tarafından uygulanan baskı politikalarını protesto amacıyla başlatılan dönüşümlü açlık grevi devam ediyor.

Bingöl'deki öğrenciler: Sonuç alana kadar açlık grevine devam edeceğiz

 Bingöl Üniversitesi’nde rektörlük ve yönetim tarafından uygulanan baskı politikalarını protesto amacıyla başlatılan dönüşümlü açlık grevi devam ediyor. Açlık grevindeki öğrenciler haksız uygulamalar son bulana kadar eylemlerini sürdürecekleri mesajını vererek, gençliğe de hak ve özgürlükleri için tavizde bulunmamaları çağrısını yaptı.

Bingöl Üniversitesi'nde yurtsever ve demokrat öğrenciler, üniversite yönetimi tarafından; “Basın açıklamasına katılma, kadına yönelik şiddeti kınamak, öldürülen üniversite öğrencilerini anma” gibi eylem ve etkinliklere katılım sağladıkları bahanesiyle sık sık uzaklaştırma, kınama ve uyarı cezaları alıyor. Yaşanan hak ihlaline karşı tepkilerini ortaya koyan Bingöl Üniversitesi Öğrenci Derneği üyesi öğrenciler de 24 Şubat’tan beri açlık grevi eylemiyle seslerini duyurmaya çalışıyor. Eğitim-Sen Bingöl Şubesi’nde 7 kişiyle başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi başka öğrencilerin de katılmasıyla giderek büyüyor. Kocaeli Üniversitesi öğrencileri de Bingöl’deki eyleme destek için açlık grevi başlatırken, Bitlis Eren Üniversitesi öğrencileri ise 29 öğrenci hakkında açılan soruşturma nedeniyle kantini işgal ederek açlık grevi başlattı. Çeşitli üniversitelerden 48 akademisyen de öğrencilerin taleplerinin haklı ve meşru olduğunu belirterek, üniversite yönetimini öğrencilerin demokratik taleplerini kabul etmeye çağırdı.

ASLAN: TALEPLERİMİZ KABUL EDİLMEDİĞİ SÜRECE DEVAM EDECEĞİZ

Üniversitedeki uygulamaları protesto için açlık grevine giren, Bingöl Üniversitesi Tarla Bitkileri 4. Sınıf Öğrencisi İhsan Aslan, yaşadıkları hak ihlalini anlattı.

Aslan, 2009 yılında Amed’de polisler tarafından katledilen üniversite öğrencisi Aydın Erdem için 4 Aralık 2014’te üniversite kampüsünde gerçekleştirilen basın açıklamasına katıldığı için üniversite yönetimi tarafından kendisine soruşturma açıldığını ve kınama cezasına tabi tutulduğunu belirtti. Üniversite yönetimine karşı sözlü ve yazılı olarak bütün hukuksal yollara başvurduklarını dile getiren Aslan, “Ancak üniversite yönetiminin öğrenciler üzerindeki baskıları son bulmadı. Son çare olarak açlık grevine girmeye karar verdik. Eylemimiz 12. gününde. İlk olarak 7 öğrenciyle başladık ve ikinci grup olarak 14 kişiyle devam ediyor.  Birçok kurum ve üniversitelerden destek aldık ve almaya devam ediyoruz. Taleplerimiz kabul edilmediği sürece greve devam edeceğiz”  diye konuştu.

ÖZER: YURTSEVER ÖĞRENCİLERE TAHAMMÜL EDEMİYORLAR

Bingöl Üniversitesi Felsefe Bölümü 2. Sınıf Öğrencisi Cahide Özer de, Bingöl Üniversitesi Rektörü Gıyasettin Baydaş ve onun kontrolünde olduğunu belirttiği üniversite yönetiminin yurtsever ve duyarlı öğrenciler üzerinde oluşturdukları baskıdan dolayı böyle bir eyleme başvurduklarını dile getirdi. Özer, üniversitedeki politikaların eğitimlere de yansıdığının altını çizerek, şunları anlattı:

“Faşizan uygulamalar ve baskılara dönük son çaremiz olan açlık grevi eylemine başlamış durumdayız. Baydaş, bizzat AKP tarafından yerleştirilen kadrolardan bir tanesi. Maalesef biz de yurtsever öğrenciler olarak üniversitede demokratik olan haklarımızı ifade edememekle birlikte hükümetin üniversitelerde yarattığı küçük devlet anlayışının politikalarına maruz kalıyoruz. Vicdani ve demokratik bir eylem olan Aydın Erdem Anması ve benzeri etkinliklerde üniversite yönetiminin kendi izni olmasına rağmen, etkinliğine katılan yurtsever ve duyarlı öğrenciler hakkında asılsız iddialarla soruşturmalar açıyorlar. 25 Kasım Dünya Kadın Şiddetine Karşı Mücadele Günü  için üniversitemizde yaptığımız eyleme dahi rektör ve onun yönetimi katılan kadın öğrencilere soruşturma açtı. Üstelik bununla da kalmayıp bu soruşturmaları öğrencilerin ailelerine gönderdi. Fişlemeye dönük bir politika izleniyor. Bu faşist ve dikta yönetim biz yurtsever öğrencilerin bırakın düşünmesini engellemeye çalışmasına, okumasına dahi tahammül etmiyor."

'DESTEKLER GÜÇ VE MORAL VERDİ'

Açlık grevi eylemlerinin 12’nci gününde olduklarını hatırlatan Özer, eylemde geçen süre zarfında ciddi anlamda bir yan etki yaşamadıklarını belirterek, sadece grevin 9’uncu gününde tansiyonunun düşmesiyle bir baygınlık geçirdiğini ve genel olarak iyi olduğunu söyledi.

Eylemin önemli ve dikkate değer bir kamuoyu oluşturduğunu düşündüğünü aktaran Özer, “Her ne kadar sistemin medyası bizi haberlere konu etmese de sosyal medya üzerinden bunu duyurmaya çalıştık. Ve nitekim diğer birçok üniversitedeki yurtsever ve duyarlı öğrencilere sesimizi duyurduk. Destek, bizlerde moral ve güç yarattı. Diğer üniversitelerde bizi destekleyen yürüyüşler ve protestoların yanı sıra bize destek amaçlı açlık grevi başlatanlar da oldu. Bingöl halkı tarafından sık sık ziyaret edildik. Bunların tümü bize güç ve moral verdi” dedi.

ŞİMŞEK: HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZDEN TAVİZ VERMEYELİM

Makina Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi Evin Şimşek ise ülkücü-faşist, üniversite öğrencisi olmayan grupların akademisyenlerin desteğiyle sınıfları gezip duyuru yaptıklarına dikkat çekerek, bu tür durumlara izin veren üniversite yönetiminin yurtsever-demokrat öğrencileri ise her türlü sindirme politikasına tabi tuttuğunu kaydetti. Üniversitenin bu yanlı davranışını engellemek amacıyla toplanan arkadaşlarıyla beraber yaptıkları oturma eylemine katıldığı gerekçesiyle üniversite yönetimi tarafından hakkında soruşturma açıldığını söyleyen Şimşek, şöyle devam etti: 

“Üniversite yönetiminin bize başka yol bırakmaması üzerine biz de bu ve buna benzer durumları protesto etmek amacıyla son çaremiz olan açlık grevine başlama kararı aldık. Polisin bir daha üniversiteye girmemesi,  hakkımızda haksız yere açılan cezaların kaldırılması, üniversite içerisinde yaptığımız etkinliklerin izin alınmadan yapılması, güvenlik memurlarının öğrenciler üzerindeki baskılara son vermesi taleplerimiz doğrultusunda ben de açlık grevimizin ikinci grubu olarak greve katıldım. Temel amacımız; Bingöl Üniversitesi öğrencileri öncülüğünde Türkiye ve Kürdistan’daki üniversitelerin özerk yapısı gereği olan hak ve özgürlüklerinin verilmesidir. Biz bu eylemle üniversiteler arasındaki dayanışmaya etki olduk. Birçok kurum ve kuruluşlardan destek gelmekte. Özgürlük ve en temel haklarımızın engellenip ve sömürüldüğü üniversitelerin eğitim kalitesinden ne kadar bahsedilebilir? Bu sebeple tüm gençliğe sesleniyoruz; gerek üniversitelerde gerekse diğer eğitim alanlarında asla haklarından taviz vermesinler." / Anf

Güncelleme Tarihi: 07 Mart 2015, 11:51
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER